Gözlerimi yoğun baş ağrısı ile araladım. Canım şuan çok acıyordu. Bakışlarımı yattığım yere çevirince odamda olduğumu fark ettim.Hatırladığım en son şey kemoterapiden sonra bir şeyler yemeye zorla götürüldüğümdü. Bir de birkaç ufak sahne vardı ama hiçbiri net değil. Ayağa kalkmaya çalışmam ile başımın dönmesi bir oldu. Kalktığım gibi geri yattım yatağa.
"Hellö Asu!"
"Sabah sabah ne bu enerji?!"
"Kızım sabah mı kaldı? Akşam olacak neredeyse akşam! Hadi kalk bir şeyler ye."
"Canım hiç istemiyor Naz. Uyumak istiyorum. Başım dönüyor. Midem bulanıyor. Başım ağrıyor."
"Ama yemek yemen lazım, yoksa büyüyemezsin küçücük kalırsın." İkimizde kıkırdadık.
"Siz gidin bugün, benim için evde kalmayın. Cidden üzülürüm. Ben de biraz daha yatayım sonra bir şeyler atıştırırım."
"Oldu canım, balkonu da salona katalım mı?"
"Ne olur Naz!"
"Hiç olmaz. Barış abi tembihledi. Bugün sabaha doğru eve getirirken seni, güzelce yemeğini yedirin dedi."
Abimin beni sabah eve bıraktığını duyduktan sonrasını dinleyemedim. Ne olmuştu ki dün? Sıkıntıyla başımı ellerimin arasına aldım, Naz'a da birazdan yanlarına geleceğimi söyledim.
Yatağın üzerinde ki telefonumu elime alıp abimi aradım. Açmıyordu. Bir kez daha aradım. Tam kapatacakken telefonu açtı.
"Günaydın Asuman." Sesi çok keyifsiz mi geliyordu, yoksa bana mı öyle gelmişti?
"Sana da günaydın. Dün ne oldu? Hiçbir şey hatırlamıyorum. Sen sabah beni eve bırakmışsın?"
"Savaş'ın her şeyden haberi var, bende ona herhangi garip bir durumda bana haber vermesini söylemiştim. Dün.." kendime lanet ederek cümlesini tamamladım.
"İlaçlarımı kullanamadığım için içimde ki o manyak ortaya çıktı. Peki kime, kimlere veya neye zarar verdim?"
"Çok fazla bir şey yapmamışsın aslında. Sadece seni taciz etmeye çalışan bir grup şerefsizi halletmişsin."
"Ölen?"
"Yok ama sonra özel olarak ölüm yalvartacağını söyledin."
"Yapacağım zaten. Şuanda hatırlamıyor olmam kurtulabilecekleri anlamına gelmiyor."
"Biliyorum."
"Bu kadar mı her şey?" derin bir nefes alarak devam etti.
"Evet abicim. Bu kadar. Yemeklerini ye. Kendine dikkat et."
"Tamamdır. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu yatağa fırlattım. Bir şeyler daha olmuştu ve anlatmıyordu. Mecbur hatırlamayı bekleyecektim. Kısa bir duş alarak aşağı kata indim.
Kızların bana değer verdiğini biliyordum ama bu kadar üstüme düşmeleri daraltmıştı.
Acaba ileride pislik işlerin başına geçeceğimi, sandıkları kadar masum ve iyi kalpli olmadığımı bilselerdi benimle hala küçük bir bebekmişim gibi ilgilenirler miydi?
"Ay yeter! Kusacağım birazdan! Nefes alamıyorum! Hem bakın Aslı şurada tabaktakileri gömüyor." Aslı'nın bana olan bakışlarını göz ardı ederek salondan çıktım.
Bu onları bir süre oyalardı. Çimenlerin üzerinde ki pufa adeta kendimi attım. Güneş o kusursuz kızıllığı ile batıyordu ve görsel bir şölen sunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Aktuelle LiteraturHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...