•27. Bölüm

55 3 0
                                    


    İlk defa bu kadar mutlu hissediyordum. Huzurluydum. Geçmişimi, diğer karakterimi bir köşeye bırakmış sadece dilediğim gibiydim. Huzurla ortada dönen muhabbeti dinledim.

Başımda ki bere daralmamı sağladığı için çıkardım. İlk zamanlarda ki gibi garipsemiyorlardı, hem onlar da alışmıştı. Ateş'in kolu atında başımı göğsüne yaslanmıştı.

Onun yanında hiç olamadığım o kız çocuğu oluyordum. Başıma ufak bir öpücük kondurdu, gözlerim ise benden habersiz huzurla kapandı. Geri açtığımda Begüm'ün bakışlarını üzerimde hissettim.

Yine bir sıkıntısı var gibiydi. Gülüşleri kısaydı, bakışlarını bir yerlere odaklayamıyor, bir kaç gündür oldukça az yemek yiyordu.

"Ya kızım mutlu musun? Al işte!" Hepimiz mutfaktan gelen bağırışa kulak kesildik.

Aslı ve Burak bize tatlı yapmak için yaklaşık 40 dakika önce mutfağa gitmişti. Anlaşılan o ki sorun da eksik kalmamıştı.

Hepimiz ayaklanıp mutfağa doğru ilerledik. Ateş ve ben arkadan geliyorduk ve içeriden kahkaha sesleri yükselince kaşlarım çatıldı.

Mutfağa girmem ile benimde kahkaha atmaya başlamam bir oldu. Her yer una bulanmış, tezgahın üstünde ve yerde kırık yumurtalar, en komiği ise Burak'ın yüzü çikolataya bulanmıştı.

"Çıldıracağım! Pardon da.. siz.. burada.. grinin elli... tonu falan... mı çekiyorsunuz?" Ege'nin sözü gülmekten kesilip durmuştu. Söylediği ile ise daha fazla gülmeye başladık.

"Ne alaka be! Ben ve Burak mı? Siktirin gidin!"

"Aslı mı? Cidden mi? Olsa olsa abi kardeş oluruz. Ama sevgili! Asla!"

Cidden de sevgili olmazlardı bence. Burak, Aslı'ya karşı hep abi gibi davranıyordu. Aslı'nın da delilik yapabileceği birisi ile birlikte olması onu daha mutlu eder. O yüzden sevgili olsalar bile bence fazla yürütemezler.

Hep derler ya; zıt kutuplar birbirini çeker. Evet çeker ama sadece seversiniz. Çünkü o zıt kutup hiçbir zaman yapamadıklarınızı yaptığı için hayranlık duyar seversiniz. İş sevgililiğe gelince ise aslında birbirinize uygun olmadığınızı fark eder sorunlar yaşarsınız.

Her zaman kendi kafanıza uygun insanlarla sohbet etmek, aynı şeyleri sevmek, aynı şeyleri yapmaktan hoşlanmak daha çok hoşunuza gider.

Arkadaşlıklarda ise çok zıt olur ama elbet ortak bir payda da buluşulur. Hep bir taraf daha deli, bir taraf daha toplayıcı olur. Birbirlerinin eksikliklerini kapatırlar. O yüzden onların çok iyi dost olacağına inancım sonsuz.

_*_

Aslı'nın odasından kendi tişörtümü alıp kendi odama doğru ilerlerken Begüm'ün kısık ama sinirli sesini duyunca ister istemez kulağımı kapıya dayadım.

"Tamam Allah'ın belası, tamam! Getireceğim parayı!... Sakın! Anneme sakın bir şey söyleme!... Tamam saat 22'de görüşürüz."

Ne oluyordu? 

Hatırladığım şey ile elimi alnıma vurdum. Hülya'nın borcu. Sinirle telefona baktım. Saat 21.30'du. Hemen odama gidip üzerimi değiştirdim ve kızlara annemi görmeye gideceğimi söyledim.

Arabayı evi görebileceğim sote bir yere park edip beklemeye başladım. Çok beklemeden Begüm'de evden çıkmış taksiye binmişti. Benim bu kızı kaçıncı takip edişimdi! Artık rahat durması lazım.

Hemen babamı arayarak açmasını bekledim.

"Ne oldu? İyi misin?" Babam ile önemli bir şey olmadığı sürece telefonla konuşmadığımız için endişelenmesi normaldi.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin