"Kalbin sana sormaz sevmek ister misin, istemez misin diye. Öyle bir ağzına sıçacak ki sende tıpış tıpış seveceksin. Şimdiden bile yaptığına baksana."
"Naz, son olanları sende biliyorsun. Yahu Begüm benim Kerem ile olan arkadaşlığımı bitirdi!" dedim sonlarda sesimi kısarak.
"Kızlar nerede?" dedim en başta sormam gereken soru şimdi aklıma gelince.
"Bunların izlediği saçma bir film vardı ya, ikincisi çıkmış. Biz sevmiyoruz diye o üçü gitti." anladığımı belirtircesine başımı salladım ve devam ettim.
"Naz, belki sen unutmuş olabilirsin ama benim her şey dün gibi aklımda. Kerem, o ve ben gayet iyiydik lisede ama o sonra popülerlikti, herkes tarafından sevilme arzusu falanı filanı ilk iş olarak Kerem ile sevgili olmak adına aramızı bozdu. Çünkü o da biliyordu ki Kerem ile aramız iyi olsaydı eğer ben Kerem'in böyle bir hata yapmasına izin vermezdim. Kendi hırsları için herkesi yok etmek ona koymazdı ama aptal ben ise yaptığı her şeye rağmen yanında olmaya çalıştım. O benim ilk arkadaşlarımdan biriydi ve silmek bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyordum. Aramıza mesafeler koydu, o böyle yapınca benden ne bekliyordu onun bıraktığı yerde duracağımı falan mı?
Annesi ile babasının ayrı kalması ona travma yaşatmış olabilir ama o benim ona en çok ihtiyaç duyduğum dönemde sırtını dönmüştü. Olan biten her şeye rağmen Kerem ile aramızı bozmamış gibi, bilmiyormuş gibi, yaparak ona destek olmaya çalıştım.
Ben aramızda ki mesafeyi arttırınca ise suçlu ben oldum. Sırf sizinle arkadaş diye sesimi çıkarmadım, hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Benim Begüm'e güvenim yok tamam mı? Bir başkasını sevecek kadar karşımdakine de güvenmiyorum. Benim ağzıma sıçtılar gözümün içe baka baka. Nasıl seveyim ben bir daha? Kalbim delicesine aşık olsa bile aklım hiçbir zaman kimseye güvenmeyecek.
Benim kalbim artık eksik ve ben bu kalple beni sevebilecek birine yazık etmiş olurum." artık çökmüş hüngür hüngür ağlıyordum.
Naz yanıma çöktü, ne zamandır orada durduğunu fark etmediğim şarap şişesini açıp kafasına dikti. Bana uzatınca bende aynısını yaptım. Ben her şeyi Naz'a anlattığım gün Begüm'ü dövmemesi için zor tutmuştum. Her yaptığına rağmen onun ailesi ayrı olduğu için arkadaş ortamı da paramparça olsun istememiştim.
"İlk anlattığında kafa göz dalacaktım ama sen uslanmaz bir çomar gibi yapmamamı istemiştin. Senin bu güzel kalbin yüzünden seni sikiyorlar."
"O zaman güzel ve sikilen kalbimin şerefine." diyerek tekrar şişeyi kafama diktim.
"Ben Mert'ten kaçsam mı?"
"Sen bu seferde duygularından kaçarsan seni döverim. Güven ona. En fazla hayatına sıçar."
"Hiç yani ne ki! En fazla hayatıma sıçıyormuş." dedi dalga geçer bir tonla.
"Seni sevenlerden hep kaçtın, duygularını bir odaya kilitledin hep. Bir açsan o kapıyı belki de çok mutlu olacaksın."
"Bak cümle de belki kelimesi var. Belki her şey boka sararsa."
"Oturur hem söver hem de ağlarız."
"Güzel planmış."
"Kalk ayağa." dedim zorlukla ayağa kalkarken. Hiç itiraz etmeden o da kalktı. Benim odama doğru onu sürükledim. Elinde ki şarap şişesiyle onun yatağa oturtup Naz'ın odasına gittim. Dolabında ki halter yaka bej rengi mini elbiseyi ve kırmızı topukluları alarak odama geri döndüm. Elbiseyi üzerine atınca yine itiraz etmeden üstünü değiştirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...