•26. Bölüm•

67 3 0
                                    




Şimdi iki yabancı gibiydik onunla. Oysa ki ne çok şey paylaşmıştık birbirimizle. O, Asu'yu bu hayata adapte etmişti. Başlarda ki zorlanmalarım onunla kolaylaşmıştı ama hiçbir şey mükemmel ilerlemedi.

Birçok konuda beni yıktı, parçaladı ve arkasında bırakıp gitti. Gidene dur demezdim, mizacımda yoktu ama tek dostum dediğimi de bırakmak içimi yakmıştı. O, Asuman'ın ailesi dışında ilk güvendiğiydi.

Kahvemden bir yudum daha aldım. Begüm'de çantasından sigarasını çıkardı. İlk tanıştığımız zamanlarda ilgisi olduğunu biliyordum ama sigaraya başladığından haberim yoktu.

"Ne zamandır içiyorsun?"

"Ne önemi var ki?" Bir şey demedim. Kendi bilirdi.

Zaten her söylediğim kelime midemi bulandırıyordu sebepsizce.

"Yanımda olduğundan Rana'nın haberi var mı?" çatık kaşlarım ile Begüm'e döndüm.

"Senin ile aramda ki ilişki kimseyi ilgilendirmez ve bu konu da kimseye de hesap vermeyeceğimi biliyorsun."

"Bilmiyorum Asu. Ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Neden bu kadar uzaklaştın benden?" 

Kahkahamı engelleyemedim, galiba benimle dalga geçiyordu. Başka bir açıklaması olamazdı.

"Sence neden Begüm? Ha? Hiç düşündün mü? Kendi dramatik, melankoli hayatından kafanı kaldırıp olan bitene bakabildin mi? Bizim aramızda ki köprüyü sen yıktın, bende düşmemek için uzaklaştım."

"Çünkü sen çok mükemmelsin(!) Sen ben ihtiyaç duyduğumda yoktun. Ailelerimize olan hiçbir şey bizi etkilemeyecek diye söz verdin bana!"

"Begüm aptal mısın? Ailelerimizin ilişkisi bizim arkadaşlığımızı bitirmedi, sen bitirdin. Başkalarında ya da bende suç bulma. Artık uyan! Ben buraya onca güzel anımız hatırına geldim ama sağ ol, pişman etmeyi başardın." Kalkıp arabaya doğru giderken kolumdan tutulmam ile Begüm'e döndüm.

"Kerem yüzünden mi bana olan onca öfken?" cevap vermedim çünkü dediğim her şeyi istediği gibi anlıyordu.

"Biliyor musun, ondan çok hoşlandım ben. Seni bile silecek kadar çok hem de. Birinin beni sevmesine ihtiyacım vardı! Sevilmek istedim, hem de herkes tarafından, bencilce ama içimdeki bu hissi engelleyemedim. Gençtim ve senin için değerli olmak yaptı bende bu hırsı. Sen farklı seviyordun insanları, hatta neredeyse hastalıklı bir biçimde. Ne yaptıysam senin yüzünden oldu Asu!"

Sakin olmak adına derin derin nefesler alıp veriyordum ama pek bir faydası yok. Sağ elim kontrol edemeyeceğim şekilde titriyordu. Hayır! Hayır!

"Şuan da söylediklerin senin ne kadar aptal bir insan olduğunun kanıtı Begüm! Ben seni hiçbir şey yapmaya zorlamadım. Sen hırslarının, öfkenin kölesi olmuşsun! Sen bu dünyada bir tek sen varsın, dünya senin için dönüyor sanıyorsun ama o iş öyle değil! Dua et de bir gün bunu sana acı bir şekilde anlatmasınlar! Onca şeyi ben çöpe atmadım, kapıyı aralık bıraktım bana ihtiyacın olursa diye ama anlıyorum ki senin egondan başka hiçbir şeye ihtiyacın yok!"

Tam arabanın kapısını açıp binecekken son olarak arkamı döndüm.

"Bizim aramızda olup biten hiçbir şey kızları alakadar etmez. O yüzden onlarla birlikte olduğumuz zaman bana katlanmak zorundasın. Bende senden zevk almıyorum."

Direksiyonun başına geçip gaza bastım. Arabanın bütün camlarını açarak nefes almaya çalıştım ama sanki hiçbiri yetmiyor gibiydi. Bana sanki saatler gibi gelen yolun ardından arabadan kendimi attım. Eski fabrikanın içine doğru hızlı adımlarla ilerledim.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin