Bedenimde ki ağırlık ile bu yataktan çıkmak istemiyordum. Gözlerimi yumup beynimin rahatlamasını istedim.Ağlamak istiyordum. Bir şeylerin değişmesini umarak ağlamak istiyorum. Her dokunuşum sonu hatırlatıyordu bana. Her son yeni bir başlangıç derlerdi de inanmazdım.. Şimdi ise yeni bir başlangıç için bir son yazıyordum.
Bir anda karnıma giren sancı ile dudaklarımdan bir inleme dökülmüştü. Bir saatte kaçıncı olduğunu artık sayamamıştım.
"İyi misin?" cevap vermeme kalmadan bu sefer daha sertinin girmesi ile çığlık atmıştım.
Sonrası nasıl gelişti hatırlamıyorum. Apar topar hastaneye gelmiş, bir anda ameliyathaneye alınmıştım. Kalanlar kesik kesikti. Her gözümü açtığımda çığlıklarım ameliyathaneyi inletiyordu.
Şimdi ise bir oda da öylece yatıyordum. Kendimi zorlayarak toparlamaya çalıştım. Kapının açılıp içeriye birilerinin girmesi ile doğrulmaya çalıştım. Dikişlerim canımı acıtsa da örttüm acımı.
Matteo ve hemşire kucaklarında ki bebekler ile yanıma geldiler. Akmak için zorlayan yaşlarımı geri çevirdim. Bu anlarımı ağlayarak kaybetmek istemiyordum. Kucağıma verilen iki minik beden ile gülümsedim. Sırayla burnumu boyunlarına sakladım.
Bu koku..
Tarif edemezdim..
Cehennemi yaşayan bir kadına cennette ki en güzel çiçekleri vermişlerdi sanki...
Başlarına kondurduğum ufak buseler ile gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.
Kızımın kulağına eğilip fısıldadım.
"Kaderin benimkine benzemesin güzel kızım. Ömründe sadece güzellikleri biriktir." Geri çekilirken yanağını öptüm.
Oğlumun da kulağına eğildim.
"Kimseyi severken incitme oğlum. Hiç eksikliğin olmasın, hep fazlaların ile yaşa." Onun da başına bir öpücük kondurdum.
Yatakta yanıma oturan Matteo kızımı kendi kucağına alıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum, bana kattıkların ile."
_*_
Bebek çantasını da Franco'ya verdikten sonra derince iç çektim.
"Hadi gidelim." Nasıl söyleyecektim?
Nasıl sen git ben gelemem diyecektim? Boğazımda kelimeler düğüm olur iken nasıl konuşacaktım?
Kendimi zorlayarak gülümsemeye çalıştım.
"Siz gidin, benim kapatmam gereken son bir defter var."
"Tamam birlikte halledelim. Bundan sonra yalnız değilsin."
Matteo'nun yakınına girip elimi yanağına götürdüm.
Son kez seviyorum seni Matteo.
Son kez bakıyorum yakamozlarına.
Son kez nefesini hissediyorum yüzümde.
Son kez öpüyorum dudaklarını.Dudağına veda öpücüğümü kondurup geri çekildim.
"Hadi siz gidin."
"Bir şey var?"
"Hiçbir şey yok. Siz gidin bende son işimi halledeceğim."
Geleceğim diyemiyordum. Kelime bir kene gibi yapışmıştı ve kurtulamıyordum.
"Peki, görüşürüz uçakta sevgilim, fazla bekletme."
Son kez sarıldıktan sonra da Franco ile bakıştık. Gözlerimi kapatarak onay verdiğimi belirttim. Hepsi arabaya bindiklerinde arkalarından öylece baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...