•16. Bölüm•

102 6 0
                                    


 "Galiba kanserim." kendime bile itiraf edemediğim şeyleri şimdi sesli olarak bir yabancıya söylüyordum. Bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşabildi.

"Nasıl galiba?"

"Bir kere kanseri yenmiştim ve haklı olarak belirtileri az çok biliyorum."

"Bir kere yendi isen ikinciyi de yenebilirsin. Bu ondan kaçman için en kötü sebep."

"Ve en haklı sebep. Ağır bir süreç, hem yanımda olmak istemeyebilir bile."

"Ya isterse?"

"Of kıvırcık, sal beni." seslenme biçimime kıkırdadı.

"Kıvırcık?"

Bu çocuk gerçek bir salak.

"Saçların." dedim kafasını göstererek.

"O zaman kıvırcıklara." diyerek önüme bir shot uzattı.

Şuanda kaçıncı shottaydık hiçbir fikrim yok. İlk defa bu kadar umursamaz içiyordum.

"O yavşak Cemile var ya, o yavşak Cemile, az uğraşmadı götü boklu Beşir için."

"Beşir de salak. O da mal gibi Nihal'i sevdi. Bok vardı." evet Aşkı Memnu konuşuyoruz.

"Yalnız Firdevs Hanım gibi bir kankam olacak var ya çok güzel olurdu." ve evet beynimizi kullanmayı artık bıraktık.

"Ben varım ya kıvırcık! Bu arada Naz yok."

"Naz kim, güzel mi?" ve evet, kıvırcığın içinden herkesin aradığı bir erkek kanka çıktı.

"Taş gibi kızdır ama sevdiği var."

"Tüh be!" Naz'ı bulmak umudu ile etrafa bakındım ama hiç kimse net değildi.

"Kıvırcık galiba kusacağım."

"Lan siktir git, üzerime kusarsan.." tek kaşımı kaldırıp alayla baktım.

"Tamam bulamadım bir şey ama ne olur kusma." gülerek kafamı omzuna yasladım. Omzuma konan el ile söylenmeden de duramadım.

"O elini oradan çek kıvırcık, yoksa ağlarım."

"Benim elim değil ki." kafamı kaldırıp kaşlarım çatık yüzüne baktım. Arkamı dönmem ile küfretmem bir oldu.

"Hayatta ki şansımı sik- seveyim, ne zamandır buradasın?" umarım az önce gelmiştir.

"Bana yetecek kadar."

"Uyuz uyuz konuşma ağzına kürekle geçiririm bir tane!"

"Hadi gidiyoruz artık!"

"Sen ne zamandır burada olduğunu söylemeden şuradan şuraya adım atmam!" en azından arada mantıklı konuşabiliyordum.

"Peki o zaman."  üzerinde ki siyah kot ceketi çıkartıp belime bağladı.

"Ne oldu, elbisemi mi beğenmedin?" alayla söylediğim cümle ufak çığlığım ile son buldu. BENİ OMZUNA ATMIŞTI!

"Görüşürüz kıvırcık, beni bırak. Bensiz devam et bu yola!" sesimi olabildiğince dramatik çıkartmaya çalışmıştım. Onun ise tek yaptığı gülmek olmuştu.

"Şerefsiz, insan kurtarmaya çalışır."

"Üzgünüm ama aşıkların arasına giremem. Prensip meselesi."

"Birincisi, prensibine sokayım. İkincisi, aşık falan değiliz biz!" sonlara doğru bağırmam gerekmişti çünkü çıkışa doğru ilerliyorduk.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin