•29. Bölüm•

64 4 0
                                    


6 Yıl Sonra

  Ellerimde ki kanın temizlendiğinden emin olarak havlu ile kuruladım ellerimi. Küçük tuvaletin kapısını açarak çıktım.

"Gitmemekte neden bu kadar ısrarcısın?" Kapının önünde bekleyen adamımdan çok dostum olan kişiye söylediğiyle göz devirdim.

"Franco, sen ne zaman bu işin peşini bırakacaksın?"

"Sen gitmeyi kabul ettiğin zaman. Her şey hazır Sole." Başka adamlarında yanında olduğumuz için bana Güneş anlamına gelen lakabım ile seslenmesini garipsemedim. Bu hayatıma da her şeye olduğu gibi alışmıştım.

"Gidince ne olacak? Ne diye gideceğim hem!"

"Sen şu zamana kadar görüp görebileceğim en iyi yalancısın. Elbet bulursun bir şey!"

O bana iltifat mı etmişti yoksa sövmüş müydü?

"Düşüneceğim."

"Düğün iki gün sonra!"

"Tamam!"

Arabanın kapısını bana açınca sakince içeriye bindim. Depodan hızla uzaklaşırken dışarıya dalmıştım.

En yakınım dediğim, kardeşim gibi dediğim kız evleniyordu ve ben düğününe onun arkadaşı olarak gidemiyordum. O beni öldü biliyordu. 5 yıl önce yurt dışına gitmiş ve kansere yenilmiş olarak biliyordu.

Ne kadar da garipti. Hayatımın 6 yıl öncesi ve bugünü. Bıkkınca bir nefes verdim. Uzun zamandır düşünmemeye çalışıyordum ama yine aynı sona geldim.

Gözümde canlandı bir an o gün.

Naz'a olan mektubumu da yazıp zarfın içine koydum. Bu kadardı işte. Hepsi evde uykularında iken ben ülkeden kaçıyordum. Asuman'ı onlarla bırakıp kaçıyordum.

Uçağa bindiğimde hiçbir şekilde ağlamadım. Ağlayamazdım. Ağlarsam bırakamazdım onları. Naz'ı, Aslı'yı, Nehir'i, Ateş'i... Başımı Dante'nin omzuna yasladım.

Uçak havalanırken veda ettim her şeye. Burada ki yalanlarıma, arkadaşlarıma, tek aşkıma...

6 yıl önce ki düşünceler tekrar zihnime doluşunca Franco'ya küfür ettim. Onun yüzünden olmuştu. Bana düğün düğün diye ısrar etmeseydi bunları düşünmezdim.

Eve geldiğimizde hızlıca arabadan inip eve girdim. Üzerimi değiştirmeden spor salonuna indim. Bütün hırsımı, öfkemi, kırgınlıklarımı yumruklarımla yok etmeye çalıştım.

Başarılı olamayacağımı bilmeme rağmen bir çabaydı.

_*_

Genç adama gelen telefon ile artık bu saçma duruma bir son vermek adına ilerliyordu. 6 yıl olmuştu. Koskoca 6 yıl ama o bir damla bile dökmemişti. Her şeyi içine atmıştı ve bu ona zarar veriyordu.

Eve girer girmez bildiği yollardan ilerleyerek spor salonuna girdi. Saatlerdir vurduğu kum torbasının patlamasına ramak kalmıştı. Patlayınca Regina'nın çığlığı yankılandı.

Hızlıca genç adam kuzenine sarıldı. Eldivensiz vurduğu için yaralanmıştı elleri. Yavaşça kuzenini kaldıran genç adam salona doğru ilerledi. Kuzeni ise komut bekleyen robot gibi hiçbir tepki vermiyordu.

"Konsey senin kabulün için görüşmek istiyor. Yakında teste gireceksin."

"Tamam." Genç kadın için yeni bir bilgi değildi bu, bir süredir bunu bekliyorlardı.

Batikon döktüğü pamuğu direk kan damlayan yere bastırdı Dante. Kuzeni ise çenesini ufak bir sıkmaktan başka bir şey yapmamıştı.

"Ne zaman kendine geleceksin?"

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin