Hemşireye kan alınması içim kolumu uzattım. Savaş'ın hemşire iğneyi çıkartırken arkasını dönmesi ile kaşlarım çatıldı. İğneden mi korkuyordu?
"Savaş?" bana dönmeden cevap verdi.
"Asu?"
"Sen iğneden mi korkuyorsun?" sesimde ki eğlenen tona hakim olamamıştı.
"Hayır sadece.."
"Sadece?"
"O böyle giriyor ya koluna.." bana dönerek anlatmasıyla yüzü beyazlaşmaya başlamıştı.
"Galiba bayılacağım." hemşire Savaş'ı görünce yanımda ki sedyeye yatırdı. Kıkırdamama engel olamıyordum.
"Oğlum sen ilgi manyağı falan mısın hayırdır?"
"Ha ha ve ha Asu. Sen çok komiksin(!)"
Koluma pamuk bastırırken kendime gelmeyi bekledim bir süre. Savaş'a da şekeri normale dönsün diye çikolata vermişlerdi.
Küçük bir çocuk gibi gofretini kemiriyordu şuan.
"Kanı alınan benim çikolatayı yiyen sensin. Ayıp!" koluna omzumu atarken çikolatasının kalan lokmasını ağzına atmıştı.
"Gel alayım ben sana. İstediğin bir çikolata olsun. Bir kutu alırım."
"Bu fedakarlığına karşılık sana sevgili ayarlamayı düşünebilirim." çapkın bir gülümseme yer edindi yüzünde.
"Şuanda en sevdiğim kankamsın." arabanın başına geldiğimizde ona döndüm.
"Gel seni kızlarla tanıştırayım."
"Güzel var mı?"
"Çirkin var mı diye sorsan daha kolay olurdu." dedim göz kırparak. Gözlerinin parıldadığına yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım.
Benden önce arabaya yerleşmiştim. Bu haline sadece kıkırdamıştım. Nehir'e bir arkadaşımı getireceğimi haber verip arabayı eve doru sürmeye başladım.
_*_
"Ve bu kızdan da böyle ayrıldım." bıkkınlıkla kafamı Aslı'nın omzuna koydum.
Savaş yine bir sevgilisinden nasıl ayrıldığını anlatıyordu. Kaçıncı olduğunu saymayı bırakmıştım çünkü yetişemiyordum. Begüm dışında kızlarla gayet iyi anlaşmıştı. Anladığım kadarıyla da Begüm ile kafaları pek uyuşmamıştı.
"Yeter Savaş. Artık kaçıncı olduğunu sayamadığım eskilerini bir sal."
"Kıskandın mı kız?" ah bir de çocuğun içinde dedikoducu, durmadan konuşan, ciddiyetsiz bir şey çıkmıştı.
"Boş yapma Savaş, hem ben sıkıldım. Siz sıkılmadınız mı?"
"Onlar senin gibi nemrut değiller tamam mı? Onlar beni sevdi. Pabucun dama atıldı diye üzülme." tek kaşımı kaldırarak dik dik Savaş'a baktım.
Üzerine doğru yavaş ama tehditkar adımlarla ilerliyordum. Bir anda iki elini de omuz hizasında kaldırdı.
"Tamam abla, özür dilerim. Büyüksün."
"Ciddiyetini siktiğim. Ne çok konuştun lan! Az sussana."
"Üzgünüm, Selim yıllardır sessize alma tuşunu arıyor ama henüz bulamadı. Kısmet işte, ne yaparsın?"
"Ben seni eşek sudan gelene kadar döverim bak bakalım o zaman nasıl da güzel susuyorsun." birbirimize gözlerimizi kısarak bakıyorduk.
Onunla uğraşmak eğlenceliydi. O da bunu bildiği için ciddiye almıyordu zaten.
![](https://img.wattpad.com/cover/219773138-288-k620619.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...