Her şey o kadar karmaşık ki...Bazen hayatımın sadece bir kördüğümden ibaret olduğunu düşünüyorum.
Bir yeri çözmeye çalışırken başka bir yeri daha fazla sıkıyor gibiyim. Sanki sadece etrafımdakilere zarar veriyorum. Hepsi yaşamalıydı, benim yüzümden ölenlerin hepsi yaşamayı hak ediyordu.
Tek suçları o sırada benim yanımda olmalarıydı.
Anneannem, beni korumaya çalışırken öldü.
Dante, beni korumaya çalışırken öldü.
Asuman, hiçbir şeyden haberi olmadan öldü.Çok ağır bunların yükü. Daha fazlasına dayanamam dediğim ne varsa oluyor. Eksilmiyor da sanki artıyor gibi...
Hıçkırıklarım sığınakta yankılanırken yanımda ki bedenin soğuyuşuna bizzat şahit oldum.
Kapının büyük bir gürültü ile çalındığını kulaklarım duyuyor ancak zihnim kabullenmemekte diretiyor.
Ayaklarım kalkıp kapıyı açmak istiyor ama bu beden daha fazla ruhumun yükünü taşıyamıyor.
Gözlerimi yumup uykunun beni kolları arasına almasını diledim. Beni bu gerçeklikten söküp almasını istedim.
Olmadı...
Zaten bu hayatta hangi dileğimi gerçekleştirebildim ki?
"Özür dilerim anneanne, yaşatamadığım hayatın için.
Özür dilerim ağabeyim, yaşatamadığım hayatın için.
Özür dilerim minik şey, yaşatamadığım hayatın için.
Özür dilerim çaldığım gelecekleriniz için."Fısıldadığım sözler ruhumu ikiye ayırıyordu. Kayboluyordum bir çukurda..
Çalan telefon, yumruklanan kapı, kalbimin çığlığı...
Ben içeriden açmadığım sürece kapı açılmazdı. Hiçbir ses de dışarıdan içeriye giremezdi. Belki de buradan hiç çıkmamalıyım. Kimseye zarar vermemek için belki de burada kalmalıyım.
Yıllardır içimde biriken gözyaşları saatlerdir durmaksızın akıyordu. Gözlerim yanıyor.
Gözlerimi yumup kendimi karanlığıma bırakmak istedim. Başkalarını boğduğum karanlıkta kendimi de boğmak istedim ama...
Olmuyor.
Anneannem beni hep küçük kuşum diye severdi. Şimdi ise o kuştan geriye ne kanatları, ne de o güzel tüyleri kaldı. Benden geriye hiçbir şey kalmadı.
Yattığım yerden kalkıp bir dal sigara aldım. Derin bir nefes çekip bıraktığımda havada kayboluşunu izledim.
Aklıma noelin gelmesi normal miydi? En son noel de ne kadar da mutluydum. Hatta ilk mutlu olduğum noeldi.
Mat ile birlikte ağacı süslemiştik, uzun zaman sonra kiliseye gitmiştim ve Mat'in ailesi ile birlikte noel yemeği yemiştik. Anneannemden sonra ilk defa birisi bana noel hediyesi vermişti...
Parmağımda ki yüzüğe gitti bakışlarım. Söz vermiştik birbirimize. Ne olursa olsun ihtiyacımız olduğunda birbirimizin yanında olacağımıza dair.
Tutmadı. Tıpkı Ateş'in bizim o zamanki ilişkimizi benzettiği kuyruklu yıldız gibi... Bu da tutulamayacak bir sözmüş.
Kapının arkasındakiler var güçleri ile yumruklamaya devam ediyorlardı. Telefonda acı bir şekilde bağırıyordu yanıtlamam için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Fiction généraleHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...