Kızlarla birlikte dans pistinde yarınım yokmuşçasına dans ediyordum. Yalan değildi. Yarınımın olup olmayacağı belli değildi. Ya babamın düşmanlar en sonunda bu kadar çabaya rağmen beni bulup kafama bir tane sıkacaklardı ya da kanser hayatımı çalacaktı. İkisinin de olmasına izin veremezdim.Kendimden önce babam, annem, abim, ailem için yapamazdım. Belime dolanan kol ile yarım bir şekilde güldüm.
Kim bilir benim bu kadar yalanımı öğrense hala yakınımda durur muydu sevdiğim kişi? Ben durmazdım mesela.
Kendimi bu kötülüğe çekmek istemezdim. Ama ben masum Asuman Demir değildim. Ben burada doğmuştum. Bu benim hayatım olmuştu. Söylediğim hiçbir yalandan pişman değilim. Ben yapılması gerekeni yapıyorum.
Zaten birkaç yıla buralardan gideceğim. İtalya'da beni bekleyen yere, liderliğe oturacağım. O zaman bile ben gizli olacağım. Herkes Regina Asuman Ferrari'yi bilecek ama kimse o kadının yüzünü görmeyecek. Görenler bile başkalarına anlatacak kadar uzun yaşamayacak ya da anlatacak cesareti olmayacak.
Belki acımasızımdır, duygusuzumdur, vicdansızımdır, kalpsizimdir ama ben yapılması gerekeni yaparım.
"Nasıl bu kadar mükemmel olabiliyorsun?" Ateş'in dedikleri ile düşüncelerimden sıyrıldım.
Hayalimde ki insanın rolünü yapıyorum, demek yerine "Belki de sandığın kadar mükemmel değilimdir."
Bu durum istemsiz hoşuma gidiyordu. İnsanlar ben istemediğim sürece beni tanıyamazdı. İstediği kadar araştırsa bile eline benim istediğim bilgiler geçerdi.
"İlk defa ayık geziyorsun galiba." İstemsiz kıkırdadım.
"Çok fazla içesim yoktu bugün." Bir yalan daha..
"O zaman dans edelim."
"Edelim."
Ne kadar zamandır pistteyim bilmiyorum ama şuan mekan benim için dönüyordu. Görüşüm bulanıklaşmaya başladı. Bütün düşünceler aklımdan firar etti ve bir anda sanki ruhum bedenimden çekildi.
_*_
Asuman bir anda kollarım arasına yığıldı. Zar zor düştüğüm dehşetten kendimi çıkardım ve onu kucağıma aldım. Beni gören arkadaşlarım panik ile arkamdan geliyorlardı. Gördüğüm ilk taksiye atladım. Bir anda ne olmuş olabilirdi ki?
Sanki onu böyle gördükçe bir el boğazımı sıkıyordu. Onun kehribara çalan o güzel bal gözlerinin görmeden de o elin boğazımdan ayrılacağını düşünmüyorum.
İlk defa ailem ve kardeşim dediğim arkadaşlarımdan başka biri için bu kadar endişeleniyordum. Bir anda kalbime kurulmuştu o bal gözler.
Hareketleri, mimikleri, bakışları, ses tonu, duruşu.. her şeyiyle yerleşmişti kalbime. İtiraz da etmemiştim, hoşuma gidiyor varlığı.
Hastaneye gelince apar topar hemşirelere bağırdım. Arkamızda ki taksiden gelen arkadaşlarım taksi parasını öderken ben Asuman'ı sedyeye yatırdım. Acil kısmına da girmeye çalışacakken kollarıma konan eller ile durmak zorunda kaldım.
Enkaza dönmüş bir bina gibiydim şuan. Hayatımda bu kadar yer edinmesinin korkusu bile kaplamıştı içimi. Ne kadar zaman oldu bilmiyorum. Belirli testler yapılıyordu. Herkes bir şeyler diyordu ben ise sadece içimde ki 'Ya o Asuman'ını da kaybedersen.' diyordu. Belki büyütülecek bir şey değildi ama içimde bir kor var. Yakıyordu beni.
"Asuman Demir'in ailesi?"
"Buyurun biziz."
"Odama geçelim lütfen." Asu'nun ailesi doktorun odasına ilerlerken içimde ki endişe daha da artıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/219773138-288-k620619.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Ficción GeneralHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...