Bütün gece gözümü bile kırpmamıştım. Bu kadar kısa zaman içinde, hayatımı büyük ölçüde değiştiren tüm bu olayları aklımdan geçirmiştim. Bugün Damian'la buluşacaktım. Aklımdaki tüm sorular nihayet yanıtını bulacaktı. Bunun için heyecanlıydım. Öğlen vaktiydi. Bu zamana kadar zor beklemiştim. Dişlerimi fırçalarken aynadan kendime bakıyordum. Açıkçası ruhsuz gibiydim.
Banyodan çıkıp odama gittim. Hazırlanmaya başlamalıydım. Dolabımı açıp biraz bakındıktan sonra siyah tulumu çıkarıp giydim. Dalgalı saçlarımı da açık bırakıp dudağıma hafif pembe bir parlatıcı sürdüm. Şimdi hazır sayılırdım.
Odamın kapısı tıklatıldı. Girmesini söylediğimde içeri Chris girdi. "Hey, bir yere mi gidiyorsun?" Önümdeki aynadan ona bakarak sorusunu cevapladım. "Evet, on dakika içinde çıkacağım." Kapıdan ayrılarak içeriye yavaşça adımladı. "Çok gizemli ve ketumsun. Nereye gidiyorsun?" Sorusuyla biraz düşündüm. Damian ile buluşacağımı söylemeli miydim yoksa yalan söylemem daha mı iyi olurdu? Çünkü Chris, Damian'dan pek hazetmemişti. "Önemli bir şey değil... boş ver." Beni anlayışla karşıladı. "Peki, daha fazla vaktini almayacağım. Hazırlanmaya devam edebilirsin." Yanıma bir şey söylemek için mi gelmişti? Eğer öyleyse birkaç dakikamı ayırabilirdim sanırım. "Yeterince vaktim var..." diyerek ona baktım. "Aslında buraya şey için gelmiştim... senin için bir paket geldi."
"Benim için mi?"
Gülümsedi ve "yani, benim için olmadığı kesin..." dedi. Merakla ona yaklaştım. "Nedir?" Bende iyice ona yaklaşıp gözlerine baktım. "Bilmiyorum ama üstünde bir şey yazıyordu sanki..." dedi. "Kim getirdi?"
"Bilmiyorum, kapının önünde duruyordu." Derin bir nefes aldım. "Peki, teşekkürler Chris."
"Bende çıkıyorum, akşam görüşürüz. Vaktin olursa beraber yemek yiyebiliriz." Akşam için işimin olup olmayacağını bilmiyordum. Çünkü bu sıralar hayatımda ani şeyler oluyordu. "Bunu düşüneceğim."
"Harika. Görüşürüz." Dediğinde ona el sallayıp odada çıkmasını bekledim. O pakette ne olduğunu merak ediyordum. Kutu oturma odasında olmalıydı. Hızla odamdan çıkıp aşağıya, oturma odasına indim. Masanın üstünde siyah bir kutu duruyordu. Açıkçası renkli bir kutu görmemek hayal kırıklığına uğratmıştı. Filmlerdeki kesinlikle açılmaması gereken kutulara benziyordu. Korku içinde kutuya doğru yaklaştım. Belkide sadece paranoyakça davranıyordum. Kutunun önünde durup açıp açmamam gerektiği hakkında düşünüyordum. Üstünde bana ait olduğuna dair bir yazı yazmıyordu. Yanlış adrese gelmiş olabilir miydi? O anda hemen arkamda birinin varlığını hissettim. İçimden bir ürperti geçti. Hızla arkama döndüm fakat orada kimse yoktu. Titremeye başladım. Aklımı kaçırmaya başlıyordum. Sanırım bu kutuyu açmadan önce Damian ile görüşmem iyi olacaktı. Belki bu kutu hakkında bana yardımcı olurdu. Kutuya dokunmadan dareden dışarı çıkıp aceleyle Damian ile buluşacağımız adrese doğru yürüdüm. İçimde tonlarca duyguyu taşıyordum. Korku, merak, endişe, heyecan... fakat bu duyguları yok saymaya çalıştım. Şu an tek istediğim bir an önce göl kıyısına varmaktı.
Ashley, daireden çıkmıştı. Fakat onu izleyen şeyi farketseydi, tek adım atabilir miydi?
Sarışın kadını...
*****
Medya: Alex.
Merhabalar. :)
Bölümün kısalığı için affedin fakat böyle olması gerekiyordu. Diğer bölümde heyecanlı şeyler olacak.
Tahminleriniz varsa yazabilirsiniz.
Lütfen yıldıza tıklamayı unutmayın, kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Vampireİstemeyerek sırlar ve gizemlerle dolu karanlık ölüler diyarında sürüklenen Ashley adındaki kız, hayatı ve bilinmeyen, yasak aşkı rasında denge kurmaya çalışacak. En derin korkularının üstesinden gelmek ve insanlığın iyi saklanmış sırrını ortaya çıka...