-3-

89 26 9
                                    

Önceki gece uyuduktan birkaç dakika sonra tekrar uyanmış ve gözümü bile kırpmamıştım. Berbat hissediyordum ve bu odadan çıkmak istemiyordum. Zihnim dün gece yaşanan olayların resimleriyle doluydu.

"Ashley, uyanık mısın?" Emma odaya girmişti. Yatağımda doğruldum. "Evet, uyanığım, gel."

Yatağın bir ucuna oturdu. "Uyanmanı bekleyemedim. Dün gece neler oldu?"

"Ne demek istiyorsun?"

Bıkkınlıkla nefesini verdi. "O yaşlı adam, Alex'in davranışları... bir şeyler oldu ve ne sen ne de Alex bana bir şey anlatmıyorsunuz."

"Oradan ayrılmak isteyen sendin-"

"Evet, ama ben en baştan beri istemiyordum. Siz fikrinizi daha sonra değiştirdiniz. Neden?"

"Orada rahat hissetmiyorduk işte. Senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Evet, tabii."

Derin bir nefes aldım. Umarım diyeceğim şeyden dolayı kendini dışlanmış ya da kötü hissetmezdi. "Alex'i çağırır mısın? Onunla özel olarak konuşmak istiyorum."

"İşte! Bir şeyler gizlediğini biliyordum." Emma'dan bir seyler saklamak benim de hoşuma gitmiyordu fakat bilmemesi onun için daha iyiydi. Onu ikna etmem gerekiyordu. "Lütfen... bunların dün geceyle bir ilgisi yok. Senden unut artık dün geceyi," dediğimde yatağımdan kalkıp yüzüme baktı. "O kadar saf değilim Ashley... ama, tamam, açıkça belli ki şuan da bunu konuşmak istemiyorsun. Ona gelmesini söyleceğim." Diyerek odadan çıktı.

Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacaktı. Dün geceyi unutmasını söylüyordum fakat başta benim unutmam çok zor olacaktı.

Alex odaya girdiğinde düşünceleri kenara bırakıp yataktan çıktım. "Hey, Emma beni çağırdığını söyledi." Odanın kapısını kapatıp karşısına geçtim. "Evet, dün gece sana noldu? Bana güvenebilirsin, kimseye anlatmayacağım."

"Sana söyleyecek bir şeyim yok. O evden rahatsızdım, tek sebebi bu."

Elimi saçımdan geçirip yatağın ucuna oturdum. Uykumu tam alamamıştım ve yorgundum. "Alex, bize eve gelmemizi işaret ettin ve yüz ifadeni gördüm. Bir şey seni korkutmuş gibiydi. Bana öylece yalan söyleyemezsin."

"Evet sizi çağırdım, dışarıda fırtına vardı ve siz ikinizin arka bahçede ne yaptığını anlamamıştım... ama Emma bana her şeyi anlattı."

Alex bir şeyler saklıyordu. Alex'in bana hiçbir şey söylemeyeceğini anlamıştım fakat benimde sırrım olduğu için onu çok zorlamak istemedim.

"Gerçekten sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. Hey, bak, deniz kenarındayız. Yapacak bir sürü eğlenceli şey var."  Gülümsedi ve ekledi. "Dışarı çık ve Emma'yla yürü. Bugün çok güzel bir gün."

"Tabii ki ... çıkacağım."

Bunu derken güneşin tadını çıkarmak aklıma bile gelmiyordu. Zamanı geriye almak ve dün hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmak istiyordum.

-2 gün sonra-

"Ashley, uyanık mısın?"

"Evet."

"Sen iyi misin?" Yanıma yaklaştı. Aslında pek değildim ama ona bunu demeyecektim. "Evet, neden?"

"Senin için endişeleniyorum." Genişçe gülümsedim. "Endişelenmene gerek yok, sadece migren. İyi olacağım."

"Hiçbir şey yemedin."

"Aç değilim." Bana inanmazca baktı. "İki gün oldu. Miden kazınıyor olmalı..." pencereye yaklaşıp deniz kenarına baktım. "Benim için endişelenmene gerek yok. Kendimi toplayacağım." Emma beni ikna etmeye devam ediyordu. "Bir şeyler ye ve dışarıya çıkalım. Biraz yürüyüş iyi gelir."

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin