Chris dönmüş olabilir miydi? "Chris, sen misin?" Oturma odasına vardığımda ışıkları açıp etrafa baktım. Fakat burada hiç kimse yoktu. Aklımı kaçırıyordum. Garanti olsun diye tüm evi kolaçan edip pencereleri ve kapıları kilitledim. Artık kendimi daha güvende hissedip odama doğru çıktım. Odamın kapısını ardımdan kapatıp, pencereyi kapattığım sırada bir şey farkettim. "Hayır..." bu olamazdı. Gözlerim korkuyla açıldı.
Günlük... gitmişti.
*****
"Damian, yine sen... seni son zamanlarda çok görüyoruz." Gaius kireç gibi beyaz suratıyla mimik oynatmadan söylemişti bunları. Sonra oturduğu yerde iyice genişledi Gaius. "Ama bundan memnunum." Damian ona baygın bakışlar attı. "Neden burada olduğumu biliyorsun."
Gaius mırıltılı bir ses çıkararak ayağa kalktı. "Konuşacak çok şeyimiz var."
"Sadece bir şeyi merak ediyorum. Soruma bir cevabın var mı?"
"Sakin, her şeyin bir zamanı var."
*****
Hayır, bu imkansız! Günlüğü kim almış olabilirdi ki? Ve dahası onunla ne yapacaktı? Çaresizce gözlerim dolmaya başladı. Biri dikkatimi dağıtmak için beni aşağıya yönlendirmiş, sonra da odama girip günlüğü almıştı. Oyuna getirilmenin verdiği ağırlıkla ağlamaya başladım. Masaya ilerleyip, gözyaşları içinde çekmecelere baktım, her yeri aradım fakat yoktu. Gözyaşlarımı durdurmaya çalışıp telefonumu aldım. Hızla Matt'in numarasını tuşladım. Matt açana kadar boğazımı temizleyip kendime geldim. Ağladığımı anlamasını istemiyordum. "Ashley."
"Matt..."
"Ne oldu? Sesin iyi gelmiyor."
Matt'i neden aradığımı bilmiyordum. Fakat aramıştım artık, belki bir fikri vardır. "Matt, lütfen söyle! Babamın günlüğü hakkında bir şey biliyor musun?"
"Onu buldun mu?" Matt'in sesinden şaşırmış olduğunu anlayabiliyordum.
"Yani biliyordun ve bana söylemedin!" İyi olmadığım için neye çatacağımı bilemez hale gelmiştim.
"Bir günlük tuttuğunu biliyordum ama hiç okumadım." Sesi tereddüte düşmüştü. "Bana yalan söyleme! İçinde ne olduğunu bilmem gerek."
"Sana yemin ediyorum. Bana bunu neden şimdi soruyorsun?"
Derin bir nefes aldım. "Gitmeliyim, konuşuruz sonra." Matt, kendime dikkat etmem gerektiğini tembihledikten sonra telefonu kapattım. O günlüğü ne olursa olsun bulmalıydım.
-Birkaç gün sonra-
Ashley, sonraki günlerde tamamen kaybolmuştu. Damian'ı hiçbir yerde bulamamış ve günlüğü bir daha bulabilme konusunda ümidini kaybetmişti. İsteksizce derslere hazırlanmıştı.
Dolabımdan çiçekli elbisemi çıkarıp üstüme geçirdim. Hâlâ olanlara bir anlam veremiyordum. Günlük öylece gitmişti.
*****
"Derslerden sonra bira içmek ister misiniz?"
"Ben varım."
"Ashley?"
"Evet?" Daldığım yerden bakışlarımı çekip Alex'e baktım. Mavi gözlerini bana dikti. "Beni duydun mu?"
"Her şey yolunda mı?" Emma'nın sorusuyla korkuyla yutkundum. Yine başlamıştık... Emma ve bitmek bilmeyen soruları. "Evet, neden sordun?"
"Dalgın görünüyorsun." Alex'in dediğiyle Emma'da ki bakışlarımı ona çevirdim. "Hayır, sadece, dün gece yeterince uyuyamadım." Sonra bakışlarım başka tarafa kaydığında kalp atışım hızlanmıştı. Uzaktan onu görmüştüm... nihayet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Vampireİstemeyerek sırlar ve gizemlerle dolu karanlık ölüler diyarında sürüklenen Ashley adındaki kız, hayatı ve bilinmeyen, yasak aşkı rasında denge kurmaya çalışacak. En derin korkularının üstesinden gelmek ve insanlığın iyi saklanmış sırrını ortaya çıka...