-44-

14 4 7
                                    

Duygularım karma karışıktı. Ben ve Damian arasında her zaman kozmik bir bağ olduğu gerçeğinden ciddi olarak etkilenmiştim. Ayrıca Damian, bunun farkındayken, bana bir seçim yapma şansı vererek, gitmeme izin vermeye hazırdı.

"Damian, lütfen dışarı gel."

Theron bunları, bir anda odaya dalarak söylemişti. Neler olduğuyla ilgili meraklanmaya başlamıştım.

"Buradasın." Damian, sakin bir şekilde Theron'a baktıktan sonra bana döndü. "Ashley, beni burada bekle." Damian ardından gitmişti. Ben ise, bhrada öğrendiğim her şeyden aklım karışmış bir biçimde, yalnız başıma duruyordum. Ancak gerçeklik, etkisini göstermişti. Gözlerim korkuyla açıldı.

"Emma!"

Emma bana öfkeyle bakıyordu. Gerçek olsa da olmasa da, bu bakışıyla ilk defa karşılaşıyordum. "Senin yüzünden öldüm. Teşekkür ederim, Ashley!"

Dediği şeyle dudaklarım açıldı. Gerçeklik canımı acıtmıştı.

*****

"Damian, salona dönmelisin."

Theron endişeyle ekledi. "Orada kıyamet koptu, her yerde panik var. Vampirler, Gaius'un öldürüldüğünü öğrendiler... Nasrill'le." Damian duyduğuna inanamamıştı. Olivia'nın bu kadar hızlı davranmasını beklemiyordu. Gaius'un bu kadar hızlı ölmesini beklemiyordu.

"Ne? Öldürüldü mü?!"

"Evet, onu Westfield mezarlığında buldular."

"Olivia..." Damian sinirle dişlerini sıktı. "Vakit kaybetmedi. Gaius, öleceğini hissetmişti."

"Bunun arkasında onun olduğunu mu düşünüyorsun?"

"Buna eminim."

Theron'un gözleri dehşete büründü. Olivia'nın neyin peşinde olduğunu tahmin ediyordu. "Bu Nasrill'in onda olduğu anlamına geliyor. Bunun ne demek olduğunun farkında mısın?"

"Farkındayım. Panik yapma."

"Hançeri nereden almış?!"

"Muhtemelen Yamoto klanından çalmış, salondan alması imkansız."

Theron endişeye büründü. Theron da, Damian da neler olacağının farkındaydı. Olivia yine bir adım öndeydi. "Damian, Olivia hiç olmadığı kadar tehlikeli. Artık sen bile güvende değilsin, bunu anlayabiliyor musun?"

"Biliyorum, Theron..."

"Salona gidip onları sakinleştirmelisin." Theron, düşünerek pencereden dışarıyı seyreden Damian'a baktı. "Orası senin için daha güvenli. Ashley'e ben göz kulak olacağım."

*****

"Hayır, hayır... bu doğru değil!"

Sıkıca kapattığım gözlerimi araladım. Emma kaybolmuştu. "Emma." Bunun beni daha çok korkutması mı, yoksa rahatlaması mı gerektiğinden emin değildim. Damian odaya girdiğinde, yüzümdeki dehşey ifade hâlâ duruyordu.

"Ashley, iyi misin?"

"Emma'yı gördüm!" Nefeslerim sıklaştı.

"Emma mı?"

"Havada kayboldu. Vicdanım beni kovalıyor, Damian." Yıllar geçse de, bir şekilde yüzü gözlerimin önüne gelip, kendini bana unutturmayacaktı.

Damian, bana daha çok yaklaşarak kollarımı hafifçe tuttu. "Kafanda çok fazla şey var. İyi olacaksın, sadece zamana ihtiyacın var." Diyecek bir şey bulamadığımda tekrar konuştu. "Ashley, salona dönmeliyim."

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin