"Damian, gitmeliyiz."
Theron arkadan uyardığında, aynı zamanda benim için de zamanın azaldığını anlamıştım. Bir karar vermem gerekiyordu. Damian beklentiyle bana baktı.
"Ashley?"
Ne demeliydim?
Damian'la olmak istiyorum?
Siyah kutunun gizemini çözmeliyim?
Ödeşme zamanı?
Chris'in hayatta olup olmadığını öğrenmeliyim?
Hangi duygum daha ağır basıyordu? Aşk, merak, intikam, endişe?
Hızlı düşünmem gerekiyordu. Damian'ın zamanı yoktu. Siyah kutuyu açmak demek, yeni bir bela demekti, fakat yine de çok merak ediyordum.
Aylar önce de merak ediyordun Ashley, unuttun, yine unutursun.
İç sesime hak veriyordum. Siyah kutuyu tekrar unutacaktım, fakat bu sefer, Damian'ın dediklerinden dolayı daha zor olacaktı. İntikam peki? Tek başıma onlarla savaşamazdım. Bu bir anlık hırsla verilmiş bir karardı. Dolayısıyla bunu da eledim. Peki Chris? Onu çok merak ediyordum. Şimdi gidip zindana baktığımda, onun orada olmadığını görünce ne olacaktı? Pişman olacaktım. Zindana gidip gelene kadar Damian çoktan gitmiş olurdu. Derin bir nefes aldım. İlk defa kendim için bir şey yapmak istiyordum. Belki bencil gösterecekti bu hareket beni, belkide fazla umursamaz, ama ilk defa kendi iyiliğim için bir şey yapmak istiyordum. Tek umudum, pişman olmamamdı. "Damian, kararımı verdim."
"Evet?"
Damian bana beklentiyle bakıyordu. Yanaklarım kızarmaya başladı. Yanağımın içini ısırdım. "Seninle geliyorum." Damian şaşırmış gibiydi. Dudakları, sanki dediğime inanamamış gibi aralanmıştı.
Damian bu cevabı uzun zamandır bekliyordu ve duyduğunda, nutku tutulmuştu.
Damian, konuşmuyordu. Sadece bana bakıyordu. "Damian?" Bana böyle bakması, beni daha çok utandırıyordu.
"Umm... özür dilerim. Biraz şaşırdım." Yeşil gözleri parlamaya başladı. "Bana böyle bir cevap vereceğini tahmin etmemiştim."
"Zor bir karardı. Bazı şeylerin değişeceğini ve eski hayatımdan vazgeçmem gerektiğinin farkındayım." Derin bir nefes aldım. Uzun zamandır yaşadığım şeyleri yüzüne söylemek istedim. "Ama artık buna dayanmıyorum. Uzun zamandır senden ayrıyım ve bu, beni bitiriyor." Dediğim şeylerle Damian gülümseye başladı. Bana iyice yakınlaşırken, konuşmaya başladı. "Benimle kalmaya karar verdiğin için çok sevindim." Yüz ifadesi ciddileşti. "Sadece, umarım birçok şeyden vazgeçmen gerektiğinin farkındasındır. İnsan hayatıyla olan bağlarını koparman gerekecek. Artık bazı insanları görmene izin verilmeyecek." Damian'ın dedikleri beni yaralamıştı. Tüm arkadaşlarım ölmüştü ve Chris'in hayatta olup olmadığını bilmiyordum. En zoru da, erkek kardeşimi göremeyecek olmamdı. "Bu gerçekten gerekli mi?"
"Dünyalarımız bir daha kesişemez. Yaptığımız şey bir istisnaydı... ama kaderimizde yazılıydı."
"Ne söylemeye çalışıyorsun?"
"Sana bir şey göstermek istiyorum."
Hızla onu durdurdum. "Damian, bir başka kötü şeyi kaldıracak gücüm yok."
"Bu kötü değil." Eli, elime değdi. "Darkwood'a gidelim."
*****
"Hepinize lanet olsun! Beni yendiğinizi sanıyorsunuz!"
Olivia, işlerin yolunda gitmeyişiyle sinir ve hayal kırıklığı karışımı bir duygu ile ormanda fevri hareketlerle yürüyordu. Sargon'un ölümü, Dominic'in işlerine karışması ve ihanet etmesi, o insan yavrusunun ölmemesi ve biricik kızının diriltilmemesi gibi birçok aksilik olmuştu bu gece. Sinirle ayağını yere vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Vampireİstemeyerek sırlar ve gizemlerle dolu karanlık ölüler diyarında sürüklenen Ashley adındaki kız, hayatı ve bilinmeyen, yasak aşkı rasında denge kurmaya çalışacak. En derin korkularının üstesinden gelmek ve insanlığın iyi saklanmış sırrını ortaya çıka...