-25-

35 8 29
                                    

Gözlerime anlayışla bakıp başını salladı. "Gidelim." Chris'in motoruna doğru ilerlediğimde, korkuyla göğsümün sıkışmasını sağlayacak bir ses duydum.

"Ashley! Hiçbir yere gitmiyorsun!"

Bu iyi olmamıştı.

Damian dişlerini sıkmaya devam ederek öfkeyle Chris'e baktı. "Arkanı dön ve Midville'e geri git. Ashley benimle geliyor."

Chris hayretler içerisinde bana baktı. "Bu adam ciddi mi?" Sonra sinir taşıyan gözlerle Damian'a döndü. "Hey, dostum, senin ciddi bir sorunun var, onu takip etmeyi kes."

Hiç istemediğim şey oluyordu. Şimdi hemen önümde kavga etmeye başlasalardı, ne yapacağımı bilemez, sadece bakardım. Bu gece için Damian'ı affetmeyecektim. Beni anlamsız saçma eski aşk maceralarını anlatmak için mi çağırmıştı? Chris'in kolunu tuttum. "Chris, sakin ol." Ardından gözlerim Damian'a döndü. Tuttuğum kola bakıyordu. "Damarına kasten basıyor." Son söylediğimle Damian bana baktı.

"Seni kışkırtmaya falan çalışmıyorum, sadece gerçekleri söylüyorum. Benimle geliyorsun."

Chris'in arkasından çıkarak önüne geçtim. "Seninle hiçbir yere gelmiyorum." Kalbim daha da hızlı atmaya başlamıştı. Kalbime inanamıyordum. Çünkü, bu durumda bile, Damian'ın buraya kadar gelip beni eve geri götürme çabası hoşuma gidiyordu. Bir yandan da Damian'ın Chris'e olan bakışları hoşuma gitmiyordu. Çok sinirleneceği zaman bir vampirin ne yapabileceğini düşünemiyordum. Ondan ne beklemem gerektiğini bilmiyordum.

"Ashley'nin hatrına bu sefer sana karşı sabırlı olacağım. Ben seni zorlamadan buradan gitsen iyi olur."

Chris'in konuşmasıyla içimden göz devirdim. Ortalık kızışmamalıydı. Bu, bu gece ihtiyacım olan son şeydi.

"Sen bu konunun dışında kal ve beni tehdit etme! Yanlış adamla uğraşıyorsun!"

Görünen o ki, Damian bu gece sinirlerini kontrol etmekte sorun yaşıyordu. Hızlıca araya girdim. "Kesin şunu, ikinizde! Lütfen Chris, kes şunu."

Chris kin dolu bakışlarıyla bana baktı. "Ashley, aklını, başına topla! Neden onun tarafındasın?"

Damian'a sırt dönerek Chris'e yaklaştım. Sessiz bir sesle onunla konuşmaya başladım. "İnatçı davranıyorsun. Beni dinle, sana yalvarıyorum. Ona saldırmayı kes." Susmaya başladığında lafımı devam ettirdim. "Sadece onunla bir dakika yalnız konuşmama izin ver." Chris, başını tereddütle onaylayarak biraz ileride beni beklemeye başladığında Damian'a döndüm.

"Damian..."

Dişlerini sıkmaya devam ediyordu. "Gidelim." Sinirli yüzü, beni korkutuyordu. Ayrıca ne için bile olduğunu bilmeden o eve gitmek istemiyordum.

"Onunla Midville'e gidiyorum. Beni durdurmaya çalışma."

"Ashley!"

"Beni rahat bırak!" Sesim yükseldikten sonra birkaç saniye soluklandım. Damian ise kocaman açılmış gözleriyle bana baktı.

"Bunu yapamayacağımı biliyorsun. Benimle Darkwood'a kendi isteğinle geleceksin, yoksa seni zorlarım."

Yüzündeki bakış, tüylerimi diken diken ediyordu. Bu geceki Damian, benim tanıdığım adam değildi.

Onu tanıdığını mı zannediyorsun Ashley?

İç sesim haklıydı. Ben onu tanımıyordum. Eğer gerçek Damian bu adamsa...

Damian'ın gözlerinde durmayacağından emin olmamı sağlayan bir acımasızlık belirmişti. "Bunu yapmaya hakkın yok. Beni orada zorla tutamazsın."

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin