-31-

27 3 7
                                    

Evelyn hayal kırıklığı ve kıskançlıkla kaşlarını çattı. "Onu unut. O seninle olmak istemiyor, ama ben istiyorum." Ardından Evelyn, ellerini Damian'ın boynuna dolamış ve dudaklarını, onun dudaklarına bastırmıştı. Damian bir anlığına tereddüt etmişti, ama tutkulu dokunuşları, pes etmesine neden olmuştu. Evelyn, Ashley'i kaybetmesinin kızgınlığını ve güçsüzlüğünü, Damian'ın tesellisi olmak için kullanmıştı. Damian, gömleğini çıkarmış ve parmaklarını tenine daldırmıştı. Damian, arzudan yanmaya başlamıştı. Onu belinden tutmuş ve kollarına almıştı. Evelyn'i bir ağaca yaslayarak devam ettiler. Her biri, kendi duyguları ve niyetleriyle, tutkulu ve aç bir şekilde öpüşmüşlerdi. Sonra Evelyn zevkle Damian'ın kulağına fısıldadı.

"Bana dokun."

*****

"Hâlâ olanlara inanamıyorum."

Emma endişeyle mırıldandı. "Öğrendiğimiz şeyin gerçek olduğuna inanamıyorum." Chris öfkeyle burnunu kırıştırdı. "Ben de."

Emma hastane koridorlarında aşağı yukarı yürümeye başladı. "Matt iyi hissetmiyor. Ashley'in adını sürekli sayıkladığını söylüyorlar." Derin bir nefes alarak hastanenin sandalyelerinden birine oturdu. Saniyeler sonra tekrar kalktı. İçinde patlayan şeyler vardı ve rahat duramıyordu. "Damian'ın bir şeyler bilmesini ümit ediyordum, ama artık, çok endişeleniyorum."

O anda Chris'in telefonu bildirimle titremiş ve ruh hali birden büyük derecede değişmişti.

*****

"Biraz uyuyabildin mi?"

Theron, odaya girdiğinde düşünmeden sorusunu cevapladım. "Gözümü bile kırpmadım."

"Ashley, bitkinsin, dinlenmelisin."

Dinlenirdim sonra fakt şu an daha önemli şeyler vardı. Günlerdir, aynı üzeri kanlı elbiseyle duruyordum. Theron'a temizleneceğimi söyleyerek kısa bir duşa girdim. Ardından Theron'un, nereden bulduğunu anlayamadım tişört ve pantolonu giydim. Kendimi eskisine nazaran daha iyi hissediyordum.

"Theron biri geldi mi?" Evelyn eve gelmişti. Theron'la beraber oturma odasındaydılar. Theron mutlulukla başını salladı. "Evet, Ashley burada."

Kelimeler, Evelyn'in kulağında yankılanmış, ve kalbini bir bıçak gibi delmişti.

Merdivenlerden aşağı inerek oturma odasındaki sesler ile karşılaştım. Damian olduğunu düşünerek büyük bir mutlulukla oturma odasına giriş yaptım. "Dam..." Evelyn ile karşılaşınca direkt sustum. Odada Evelyn ve Theron vardı, Damian yoktu. Evelyn'e baktım. "Ah sen..."

"Merhaba, Ashley." Bana soğukça merhaba dedikten sonra gözlerini adeta öldürürcesine bana dikti. Eğer bakışlar öldürebilseydi, şu an ölmüş olurdum. Onu boşvererek en merak ettiğim soruyu sordum. "Damian nerede?"

"Yalnız kalmak istedi."

Biraz sessiz kaldıktan sonra tekrar soru sordum. "Ne zaman buraya gelecek?"

"Zihnini temizlediğinde." Evelyn'in fazla kısa cevaplar vermesi garibime gitmişti. Bana nefret dolu bakıyordu. Ardından şımarık bir ifadeyle güldü. "Çok fazla güç kaybetti, ne demek istediğimi anlıyorsun ya." Evelyn'in yaptığı ima garibime gitmişti. Aklıma bir şey geliyordu fakat bu, imkansızdı. Dsmian böyle bir şey yapamazdı. Ardından Theron'un dediği şeyle büyük bir rahatlaa geçirdim.

"Evet, doğru. Savaş, onun için çok yorucuydu."

"Evet, savaş." Evelyn, sinsice sırıtmaya başladı. Bir şeyler ima ediyordu. Evelyn, bana alaycıl bir bakış atmıştı. Sanki, kendisiyle Damian arasında bir şeyler olduğunu ifade ediyordu. Ses tonu ve kelimeleri, bu çok açıktı. Yüzüm asılırken, gözlerim kırgınlıkla dolmaya başladı. Beni aradıktan sonra vazgeçip Evelyn ile takılmıştı.

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin