Kaçarken, gördüklerine inanamıyordu.
Bir darbe! Ve Raytan'dan!
Bu gerçekten inanılmazdı. Hiçbir çıkış yolu yoktu.
Sarayına gelip hizmetçileri ve çalışanları öldüren kişiler Raytan tarafından gönderilen suikastçiler olmalıydı.
Saraydaki herkesin onun planını bildiğini söylemek doğru olurdu, çünkü Raytan'ın zorbalığa uğradığı bilinen bir sırdı. Sezh'e de aynı şey olmuştu, o da zorbalığa uğramıştı. Ve Sezh Raytanla ilgili bu olaylara, taciz dahil, hiç karışmamıştı.
Örneğin, Raytan'ın kütüphanede olduğunu öğrenen üvey erkek kardeşleri ve soyluların çocukları orayı ateşe verdiğinde, yürüyüşe çıktığında onu göle ittiklerinde, ya da yumruk büyüklüğünde bir taş attıklarında…
Sezh hiçbir şey yapmadı. Tabii ki bunu durduramadı, çünkü bunu yapacak gücü yoktu.
Açıkçası, Raytan ve Sezh'in İmparatorluk sarayında gördüğü muamele çokta farklı değildi. Onlar onun lanetli olduğunu bahane ederek Raytan'a çok fazla zorbalık etmişlerdi, ama Sezh'in durumu da pek farklı değildi.
Her şeyden önce, bu Yerena'nın suçuydu.
O hiçbir zaman kızına sevgi göstermedi.Sebebi basitti, Sezh bir kadın olarak doğmuştu.
[Senin yüzünden. Eğer sen olmasaydın. Ben böyle yaşamazdım. Neden bir kız olarak doğdun? Neden?!]
Söylediği şey buydu.
Diğer cariyelerden doğan prens ve prenses de Sezh'i gözmezden geliyordu.
Sadece gözleri onlarınkiyle buluştu diye tokatlanmıştı Sezh.
Diğer cariyelerin çocukları destek için güçlü ailelere sahiptiler ve Sezh doğduğu zamandan farklı bir konumdaydı. Yerena Sezh'i korumayı hiç denemedi bile, bu yüzden ona karşı kaba olmaktan korkmadılar.
Sezh'e soğuk ve Raytan'a da bir çöp yığını gibi davranıldı. Onlar aynı durumdaydı, savaştaki bir yoldaş gibi.
Başı beladaydı ve zorbalığa uğrayan kişiye, Raytan'a yardım edecek durumda değildi ve ona dikkat etmeyi göze alamazdı.
Raytan onun zorbalığa uğradığını görseydi, onun içinde aynısı olurdu. Ne zaman Raytan'ın zorbalığa uğradığı gördüğünde, Sezh sadece şunu söylerdi.
[Ah, yarın benim sıram]
Ve varsayımları her zaman doğruydu. Şüphesiz.
Sezh yalnızca tek bir şey hakkında düşünüyordu. 'Bu Cehennem gibi İmparatorluk Saray'ından nasıl çıkabilirim?'
İmparatorluk Sarayı'ndan ayrılmak onun tek amacıydı.
Bu yüzden, Yerena'nın ilgisini kaybettiğini bahane ederek bazı mücevherleri gizlice topladı. En genç kızının yaşını bile bilmeyen İmparatorun, saraydan ayrılmasına izin vermesi için, gizlice, bir kaç kez şansını denedi.
"Çok meşgul görünüyorsun."
Kesintisiz koşan Sezh, aniden durdu. Kalbi arkasından gelen sesi dinlerken kötüleşti.
Orada, arkasında duran Raytan'a baktı.
Gözleri bugün daha kırmızı görünüyordu, yüzünü kaplayan kırmızı kan gibi.
"Merhaba Sezh."
"Ra- Raytan ağabey…"
"Nereye gidiyorsun?"
Nereye gidiyordu? Kaçıyordu… Onu gördüğünde Sezh'in elleri titredi. Raytan ona baktı ve yavaşça yaklaştı. Daha ve daha fazla yaklaştı, Sezh damlayan bir şeyin sesini duydu.
Kandı. Kan. Elindeki keskin kılıcın ucundan düşen koyu kırmızı kan. Kimin kanı? Sayısız insanın yüzü hızlıca aklından geçti.
Raytan'a sürekli zorbalık eden üvey kardeşleri, annesi, onu aslanın inine atan İmparator ya da Raytan'ı, kraliyet ailesini ve soyluları görmezden gelen imparatorluk sarayının vatandaşları. Sezh, kimin olduğu bilinmeyen kanın damlayışını izlerken düşündü. Bu sefer onun sırasıydı.
Sezh korkuyla ona baktı.
"Ka- Kardeşim… Ben-"
"Sen?"
"B… beni öldürecek misin?"
"Ne düşünüyorsun?"
"B- Ben bilmiyorum… ama sana karşı kötü duygularım yok.
Sezh devam etmedi. Bunun yerine aniden kafası kesildi ve keskin bir sesle düştü, salonda yüksek bir ses çıkardı. Raytan tuhaf bir yüzle kandan kurtulmak için kılıcı salladı. Ardından yerde yuvarlanan Sezh'in başını aldı. Onun parlayan sarı saçlarını tutarken, Raytan Sezh'in yüzüne, sanki iğrenç bir şeymiş gibi baktı, ifadesi sertleşti.
"Lanet olası s***k sarışınlar."
"Sadece sen değilsin, Sezh. Tüm sarışınları öldüreceğim."
Sezh'in kopmuş boynu değersiz bir şeymiş gibi yuvarlandı.
Raytan üvey kız kardeşinin kafasına baktı, ifadesizce, ve tereddüt etmeden yürümeye devam etti. Hala öldürecek çok insan vardı.
"..."
Yaşam gücü gevşemiş cansız mavi gözlerin üstünde, yalnızca Raytan'ın sırtı net bir şekilde yansıyordu.
Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Tyrant's Beloved doll [Novel Çeviri]
Roman d'amourErkek kardeşi, bir darbeye neden olan kişi, boğazını kesmişti. Ölmeden önceki zamana geri döndükten sonra, bir şekilde onu evcilleştirmeye ve hayatta kalmaya karar verdi! Ama... Onu çok mu evcilleştirdi? *** "Kardeşim, neden evlenmiyorsun? Cevapla...