Defol -5-

4.6K 407 29
                                    

İmparatorluk Sarayında iki kütüphane vardı, Doğu Kütüphanesi ve Batı Kütüphanesi. Doğu Kütüphanesi pahalı kitaplar, diğer ülkelerden çevrilmiş kitaplar ve her gün dışarıdan gelen yeni kitaplarla dolu olan görkemli bir yerdi.

Buna kıyasla, Batı Kütüphanesi kütüphaneden daha çok bir ahır gibiydi, çeşit çeşit kitap rafı vardı ama kitapların çoğu, Doğu Kütüphanesinden çıkarılmış eski kitaplardı. Bu nedenle Batı Kütüphanesini ziyaret eden birisini bulmak çok nadirdi. Burası aynı zamanda Raytan'ın kendini kitaplara gömdüğü ve Sezh'in kitapları ödünç aldığı kütüphaneydi.

Batı Kütüphanesine giderken Sezh, Raytan’a nasıl yaklaşabileceğini düşündü. Ölmeden önce onun hakkında çok az şey biliyordu. Bu yüzden eğer onunla düzgünce konuşamazsa bu normaldi. Ama ona yaklaşmanın yolu yoksa bile, daha sonra bir şekilde denemek zorundaydı.

Şu anda İmparatorluk Sarayından ayrılmayı çok istiyordu ama bir prens ya da prenses ayrılmak istiyorsa, resmi olarak en az 17 yaşında, yani yetişkin olmaları gerekiyordu. Sezh hala çok gençti. Kalenin dışında hiç yaşamamış birisini bırak, on iki yaşında bir çocuk muhtemelen yalnız yaşayamazdı.

'Şimdilik, Raytan'a yaklaşmaya ve ona yakın olmaya, eğer yapabilirsem annemin Lise'yķ öldürmesini durdurmaya çalışayım çünkü Raytan'ın darbe çıkarmasını ana nedeni bu. Bu olay birkaç sene içerisinde olacak bu yüzden hazırlanmak için hala zamanım var.'

Böyle önemsiz bir düşünceyle yürürken kütüphanenin önüne gelmişti. Sezh sinirli bir ifadeyle ilerlemeye devam etti. Yavaşça köhne kütüphanenin etrafında dolaştı.

'Raytan Ağabey nerede? O zamanlar olduğu gibi pencerenin yanında oturup kitap mı okuyor?'

Düşünceleri bu kadar ileri giden Sezh, alanın köşesinden yürümeye başlamıştı.

“….”

Batı Kütüphanesinin en iç köşesinde sağda durdu. Ama Raytan hiç bir yerde görünmüyordu. Onun yerine, pencerenin yanındaki boş yerde beş ya da altı kitap yığılı duruyordu. Ayrıca açılmış ve ters çevrilmiş bir kitap da vardı. Biraz önce birisi onu okuyormuş gibi görünüyordu.

'Bunlar kardeşimin okuduğu kitaplar değil mi? Neyseki bu kütüphaneyi ziyaret eden tek kişi o ve benim. Yani burada beklersem buluşacağımıza eminim.'

Böyle bir düşünceyle, Sezh pencerenin yanına oturup onu beklemeye karar verdi. Ama uzun bir süre beklemesine rağmen, Raytan görünmüyordu.

'Kütüphaneden ayrıldı mı?'

Endişelendi ama onun sarayına doğrudan giderse tuhaf gözükürdü, böylece Sezh uzun bir süre hareketsizce oturdu.

'......Ama ne tür bir kitap okuyordu?'

-Askeri Çalışmalar-

Aniden, Sezh açık kitaba baktı. Koyu renkli deri kapağın üzerine açıkça yazılmış kırmızı harfleri net bir şekilde görülebiliyordu.

Bu tuhaf. Raytan'a bir prens gibi değil bir çöp gibi davranılmıştı. Savaşa zaten İmparator katılacağı ve o katılamayacağı için bu kitabı okumaya çalışsa bile ona yardımı olmayacaktı. Ve bu, o darbe çıkarmadan önceki durumdu.

Pencerenin yanındaki boş yerde yığılmış kitapları kontrol etmek Sezh'e biraz cazip hissettirdi.

-Ağır Silahların Temelleri-

-Savaş Teorisi-

-Birliğin Komutanlığı-

-Askeri Stratejiyi Anlamak-

-Silah Teorisi-

Boynundan soğuk bir ter aktı. En alttaki kitap, onu en çok kızdıran kitaptı.

-Monarşi Teorisi-

Bunlarla sorunu ne…? Bu zaten planlanmış mıydı…?

“…”

Dalgın Sezh aniden kalktı ve kaçtı. Sırtında ani bir ürperti hissetti ve sertçe döndü. Orada, Raytan'ın ona baktığını gördü.

“Aaaahhh!”

Onun varlığı tarafından şaşıran Sezh, çığlık attı. Ama Raytan çığlığına tepki vermedi ve sadece üvey kız kardeşine baktı.

Kırmızı gözler güneşe maruz kalıp yoğun patlamalarla parlakça parladı. Kan kadar kırmızıydı. Asla Raytan'a bu kadar yakından bakmamıştı, boynunun kesildiği zaman hariç. Dahası, onunla böyle yüz yüze geldiğini görünce, aklına keskin bir kılıç kullanan figürü geldi. Farkında değil gibi görünüyordu ama boynunu kesen keskin kılıcın sesi zihninde tekrar etmeye başlamıştı.

“Ah, Ben… Ben… ”

“…”

"Sadece… ne tür kitap okuduğunu merak etmiştim…"

Ondan gelen cevap yoktu. Bakışları hala soğuktu. Sezh kendini bir arada tutmak için mücadeleye başlamıştı.

'Hayır, ondan şimdiden korkamazsın'

"Ben- Ben sarayımda yalnız kitap okumaktan sıkılmıştım…"

“…”

"Eğer sakıncası yoksa, burada seninle oturabilir miyim?"

“…”

“Raytan… Ağabey…”

Bu noktaya kadar cesaretini zorlaması takdire şayandı, özellikle son sözü söylediğinde. Ama Raytan, soğuk bir sesle soğuk kelimeleri söylerken sadece ifadesiz bir yüzle Sezh'e baktı.

"Defol."

Çok basit ve açık bir cevaptı, ancak o zaman Sezh yapmaya çalıştığı planın Raytan'ın lehine olduğunu ve bunun gerçekleştirmesi zor bir plan olduğunu fark etti.

Bölüm sonu-

The Tyrant's Beloved doll [Novel Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin