1.Bölüm ~ Aylin

17.9K 735 450
                                    

Hikayeme bir başlangıç tarihi atın da kimler burada göreyim ☺️
Yayınlama tarihim 10.08.2020 ☺️

"Kızlar yetişemezsem biliyorsunuz her zamanki yerde beni bekleyeceksiniz."

"Of Aylin cezan daha yeni kalktı, hemen gitmesen?"

"Gitmek zorundayım, doğum günüme çok az kaldı. Sebebini de çok iyi biliyorsun. Neyse oyalama beni. Hadi kaçtım."

Koşar adımlarla kendini dışarıya attı. Üzerine bir beden büyük gelen eşofman ile hareket etmekte zorlanıyordu. Daha yeni lastiğini sıkıştırmıştı ama stres ve koşmaktan hızla kilo vermiş; bu yüzden de eşofmanı devamlı yukarıya çekmek zorundaydı. Kapısında ilan asılı olan ilk dükkana girdi. Kendisine uygun bir iş olup olmayacağını sordu. Aldığı olumsuz cevap ile hız kesmeden dolaşmaya devam etti. Geçen iki ay boyunca iş aramış ancak bulamamıştı. Ya tecrübesizliği, ya yaşı, ya cinsiyeti, ya da eğitim hayatı buna engel olmuştu. Çoğu kez de yaşadığı hayattan dolayı hırsız gözüyle bakmışlardı. Her geçen gün umudunu kaybetse de dik duruşundan taviz vermeden aramaktan vazgeçmedi. Bir saat içerisinde girdiği on yedinci dükkandı ve oradan da olumsuz cevabını aldı. Dolan gözlerinin boşalmasına izin vermeden koşmaya başladı. Geç kalamazdı. Aksi taktirde bir ay boyunca dışarıya çıkmama cezası alırdı ki bu Aylin için gelecek berbat günlerin başlangıcı olur. Geçen bir haftalık oda hapsinin aklına gelmesiyle koşusunu hızlandırdı. Etraftaki insanların ona bakmasına aldırmadan koşuyor, bir eliyle eşofmanını tutarken diğer eliyle gözünün önüne düşen kısa kumral saçlarını savuşturuyordu. Güvenlikteki elemanın kapıyı anahtarlamaya başladığını görünce kalan tüm gücüyle seslendi.
"İsmail Abiiiii, dur!"

          Başını kaldıran güvenlik kıstığı gözleriyle karanlıkta ona seslenenin kim olduğunu çıkarmaya çalıştı. Aylin kapıya iyice yaklaşınca yeniden konuştu.
"İsmail Abi, al beni içeriye."
"Sen yine mi geç kaldın?"
"Hayır tam zamanında geldim."
Güvenlik sol kolunu kaldırarak saatine baktı. Kaşlarını çattı.
"10 dakika geçmiş!"
"İsmail Abi ne olursun cezam daha bu sabah bitti. Yeniden ceza verecekler, 10 dakikacıktan bir şey olmaz. Al beni içeriye."
Aylin konuştukça karşısında küçülüyor, ikna edebilmek için en acınaklı bakışlarını atıyordu.
"Kızım neden akıllanmıyorsun sen, spor yapmak var diye bu çile çekilir mi?"
"Ne sporu İsmal Abi iş arıyorum ben, başka zamanım mı var, bir aya gideceğim zaten."

Nefes nefese derdini anlatıp bir yandan da heran birisi gelecek korkusuyla yalvarıyordu.
"Rapor tutmam gerekecek bu konuda kesin talimat var."
"Yapma be abim, geldim işte."

Aylin elleriyle sıkıca tutunduğu demir kapının parmaklıklarının arasından binadan çıkan çatık kaşlı kadını gördü. Kim olduğunu anlamasıyla içindeki panik duygusu daha da arttı.
"Fatma Anne geliyor, ben bittim. Onun nöbetçi olduğunu bilmiyordum. Ahhh kesin sınava da girmeme izin vermeyecek, sokaklarda yaşarım artık."

Çaresizliğin kol gezdiği damarlarında bugün savuşturduğu gözleri yeniden doldu. İyice yaklaşan Fatma Anne kendinden emin duruşu ve tok sesiyle konuştu.
"İsmail Efendi bir sorun mu var, neden dışarıda bu kız?"

Gözlerindeki çaresizliğin görünmesini istemediği için başını eğip önleri açılmış spor ayakkabılarına baktı. Gelen çuvallar içerisinde bu ayakkabıyı görünce ne çok sevinmişti. Öyle dar bir zamanda gelmişti ki ikinci el olmasına rağmen o gece ayakkabılara sarılarak uyumuştu. Şimdi koşturmaktan harap olmuşlardı. Tıpkı koşmaktan ve korkudan hızla atan kalbi gibi. Fatma Annenin affı olmazdı. Hele de daha bu sabah cezanın bittiğini duyarsa bir aylık oda hapsi ile kalmaz o en çok korktuğu yere gönderilebilirdi.
"Efendim bir sorun yok, markete göndermiştim onu şimdi geldi."
Aylin başını kaldırıp baktı. Gözlerinde biriken yaşlar şimdi umut ışığı gibi parlıyordu.
"Hani ne aldı, elleri boş?"
"Sigara istemiştim, içtiğim markayı bulamamış."
Fatma Anne bu duruma öfkelendi ve kızgın gür bir sesle "İçeriye al kızı!" Dedi.
Aylin kapı açılıp içeriye girdi. Gücenlikçiye bakan bakışlarında minnet duygusu vardı. Ne var ki Fatma Anneye duyduğu korkudan sesini çıkaramamış, bir teşekkür dahi edememişti.
"İsmail Bey kişisel ihtiyaçlarımız için yurdun çocuklarını kullanmanın suç olduğunu biliyorsunuz. Bunun bir yaptırımı olacaktır, kolay gelsin."
"Haklısınız efendim, özür dilerim, tekrarlanmayacaktır"
İsmail Efendi arkasını dönüp giden kadının ardından konuşuyordu. Aklına gelen ilk yalanı söylemişti. Üstelik olmayan bir suçu işlemiş gibi gösterirken dahasını yapmış 18 yaş altı çocukların sigara almasının da yasak olduğunu unutmuştu. Diliyle kendi ipini çekmişti. Kendine kızarken bir masumu kurtarmış olmanın iyiliğinin karşılığını Allahtan bulacağına inanıyordu.

KIRIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin