Emir sabahın ilk ışıklarında araladığı tek gözüyle içeriden gelecek olası bir ağlama sesine odaklandı. Ancak sessizliğin hakim olduğunu görünce sinsice gülümseyerek Aylin'in her zamanki çıplak tenine değdi. Belinden başlayarak usulca yukarıya doğru kaydı. Aylin gıdıklanır gibi kıvrıldı. Gözlerini açmadan uyumaya devam etmeye çalıştı. Emir biraz daha sokularak dudaklarını Aylin'in boynuna kondurdu. Aylin mahmur çıkan ses tonuyla
"Emiiiirr..." dedi.Emir istekli halini kelimenin her tınısında belli edercesine
"Aaşşkkkııııımmmm..." diye uzattı.Emir elini usulca aşağılara kaydırınca uyanmayı reddeden Aylin irkilerek
"Azıcık daha uyusaydık?" diye nazlandı."Birtanem birazdan Elif cazgırı uyanır. Sayesinde karıma hasret yaşıyorum. Çok özledim Aylin."
Aylin hafifçe tebessüm ederek gözlerini araladı. Emir'in özledim kelimesiyle içi bir hoş oldu. Hiç kıyamadığı sevdiğine hiç azalmayan aşkıyla baktı.
"Sana bir itirafta bulunayım mı?"
Emir ne diyeceğini bilemeyişinin merakıyla sorgulayan bakışlarla baktı. Aylin tebessüm etmeye devam ederek fısıldadı.
"Ben de çok özledim."Emir beklemediği bu cümleyle fitili çekilmiş bir bomba gibi hızla Aylin'in üzerine çıktı. Dudaklarının tadını alarak hızla içmeye başladı kadınını. Aylin de öpücüğüne en şehvetli karşılığı vererek Emir'i daha da azdırıyordu. Elleri Emir'in pijamasını çıkartırken Emir de yukarıya sıyırdığı geceliğin altındaki minik çamaşırı çıkartmadan kenarından parmaklarını sıcaklığa dahil ediyordu.
Her an çocuklardan biri uyanır telaşesiyle heyecanlı ve aceleci davrandılar. Emir günlerdir dokunmadığı Aylin'e karşı hızla kabaran erkekliğini parmaklarının yerine kullandı. Açlıkla ve hızla sert bir şekilde içine girince Aylin sesli bir şekilde inledi.
"Şiiiii aşkım, çocukları uyandıracaksın."
Aylin aldığı zevkle Emir'i duymuyordu. Emir sert bir şekilde içine girip çıkarken Aylin sarıldığı bedeni iyice sıkıyordu. İçeride başlayan ağlama sesiyle ikisi de yüzlerini buruşturdu. Emir durmadan devam etti."Emir, ağlıyor..."
Emir başladığı işi bitirmenin azmiyle hızını arttırdı. Kesik kesik konuşarak.
"Ediz ağlıyor, az ağlasın kerata. Bizim de en uzun ağlamalarımız sabahları olurdu."Aylin inlemeleri arasında Emir'in sözlerine gülümserken. Emir sonuna geldiği sevişmenin boşalmasıyla Aylin'in üzerine yığıldı. Nefes nefese kalmış bir şekilde hızla atan kalbiyle kendini sakinleştirmek ister gibi minik bir öpücük kondurdu Aylin'in yanağına.
"Seni çok seviyorum Aylin."Aylin kıpırdanıp Emir'in altından kalkmak istedi. Emir yorgun düşen bedeniyle Aylin'i kollarından ayırmak istemiyordu.
"Emir hala ağlıyor çocuk, Elif'i de uyandıracak."Emir isteksiz bir şekilde yan tarafa yuvarlandı. Aylin de üzerini düzelterek çocukların odasına koşturdu. Birazdan kucağında oğluyla odaya geldi. Çocuğu Emir'in yanına yatırıp sıcaklığını kontrol ettiği biberonu Emir'in eline tutuşturdu.
"Ben duşa giriyorum." diyerek ikisini yalnız bıraktı. Emir kucağına aldığı oğluna biberonu vererek karnını doyurdu. Karnı doyan çocuk Emir'e bakıp gülücükler atmaya başladı."Ne oldu kerata, sahte gözyaşlarıyla sabahımızı rezil ettin şimdi de gülüyorsun. Ama dur seeenn gün gelir devran döner bende elimdeki bastonla kapına dayanır acıktım derim."
Aylin kafasına sardığı havluyla başını odadan içeriye uzattı.
"Sen ciddi misin Emir?"
Emir başını kaldırıp Aylin'e baktı.
"Ne konuda?"
"Dört aylık çocukla bunları mı konuşuyorsun?"
"Doğdukları günden beri ne zaman yanaşsak bir kıskançlıklar bir ağlamalar falan. Bunu hissedebilecek zekadaki çocukla ben de ciddi konuşuyorum işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomantizmHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...