29. Bölüm ~ Teklif

1.8K 238 141
                                    

Son derece şık giyimiyle. Boğazında Aylin'in aldığı fular, elinde kocaman bir hediye paketi. Yüzünde kocaman gülümsemesi ile Füsun Hanım kapıda duruyordu.
"Bir hoş geldiniz demek yok mu?"
Aylin şaşkınlığını ve isteksiz tavrını bir kenara koydu. Kapıyı ardına kadar açarak
"Hoş geldiniz, buyrun lütfen."

Füsun hanım tam içeriye girecekken Tuğçe odadan çıktı. En yalaka tavrıyla
"Aaa Füsun Teyze hoşgeldin. Neden kapıda bekliyorsun, Aylin içeriye almıyor mu yoksa?"
Ardından yapmacık bir kahkaha attı. Füsun Hanım ve Aylin onun katlanılmaz bu tavrına göz devirdiler. Söylediklerini duymazdan gelerek.
"Aylin kızım vaktin varsa dışarıda görüşebilir miyiz, baş başa?"

Tuğçe yine araya atladı.
"Var tabi neden olmasın, evde boş boş oturuyordu."
Aylin bu kez kızgın bakışlarla Tuğçe'ye baktı.
"Tuğçe bak bakalım ben mutfakta mıyım?"
"Ne bu espiri mi?"
"Ben burada değilmişim gibi adıma konuşuyorsun da ondan dedim."

Füsun Hanım kapıda Tuğçe'nin cevap veremeyip susmasına kıs kıs güldü. Aylin Füsun Hanım'a döndü
"Biraz bekleyebilir misiniz, üzerimi değiştireyim."
"Tabi ben aşağıdayım araba bekliyorum."

Füsun hanım merdivenlerden inerken Aylin odasına girip üzerini değişti. İzinsiz odaya giren Tuğçe direk yatağın üzerine oturup bağdaş kurdu.
"Kadındaki asalete bak bir de sende ki sefalete! Böyle mi gideceksin gerçekten, kim bilir hangi şık mekana götürecek seni."

Aylin aynadaki aksine baktı, dar kotunun üzerine giydiği beyaz salaş bluzu ile öyle çok da sefil görünmediğini düşündü. Hem Emir sürekli kendin ol deyip duruyordu. Kendisi buydu işte. Saçlarını tararken aynadan Tuğçe'ye baktı
"Çekil git başımdan Tuğçe!"
"Kararlısın böyle gitmeye yani peki sen bilirsin, ne konuşacak seninle acaba, dün akşam hakkında da hiç ayrıntı vermedin ki."
"Seni ilgilendirmediği içindir!"
"Şurada aynı evi paylaşıyoruz biraz daha kibar olamaz mısın?"
"Bence sen biraz daha sessiz kalmayı dene yoksa elindeki evden de olacaksın!"

Tuğçe'nin kendisine yaptığı göndermeyi hiç vakit kaybetmeden ona iade etti Aylin. Çantasını alıp hızla evden çıktı. Arabanın yanına gelince geciktiği için özrünü diledi.
"Sorun değil."

Arabayı çalıştıran Füsun Hanım sessizlik içinde yakınlardaki bir pastaneye park etti. Birlikte arabadan içip içeriye girdiler. Uygun bir masaya oturdular. Füsun Hanım elinden bırakmadığı paketi Aylin'e uzattı.
"Dün akşam için özür dilerim Aylin, biliyorum hiçbir şey sözlerimi geri alamaz ancak tekrarının yaşanmayacağına bir garanti verebilirim."

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum, böylesi bir çabaya girmeniz benim için çok kıymetli elbette. Ancak ben Emir'e de söyledim size kırılmadım hiç."
"Çok kibarsın Aylin, ancak nahoş bir ortam sundum sana. Evimden o şekilde ayrılmış olman beni üzdü. Emir'in hayatındaki kız ile tanışmak isterken hedeflediğim şey bu değildi gerçekten. Ama tabi ki bir anne olarak çeşitli endişelerim var."

"Bakın size dün akşam da söyledim ben yurtta büyümüş birisiyim. Annelik nedir yaşamadım da görmedim de. Filmlerde, kitaplarda ya da çevremdeki insanların anlattıklarıyla biliyorum. O yüzden bilmediğim bir duygunun dışa vurumuyla sizi yargılayamam. Belki de dün gece Emir'e söyledikleriniz de haklısınızdır."

"Annelik gerçekten dışardan anlaşılacak gibi bir şey değil. Dilerim bir gün bunu hissetme olanağı bulursun. Benim şuan senden duymak istediğim şey başka."
"Ne duymak istiyorsunuz?"
"Emir'i gerçekten seviyor musun?"

Aylin bu soru karşısında durup gülümsedi,
"Şöyle cevap vereyim, ben kalbim kırık büyüdüm. Babam benim saçlarımı hiç okşamadı, annem üstümü hiç örtmedi. Sevildiğimi değil de hep terkedilmişliğimi hissettim. Sonra Emir geldi. Kalbimi aldı sevgisiyle tamamladı. Bazen saçımı okşadı, bazen üzerimi örttü. İlk kez birisi beni sevdi. Ben ilk kez birisine karşı aidiyetlik duygusu hissediyorum. Kalbimin merkezinde bir tek o var. Şimdi Emir mutluyken mutlu, üzgünken üzgün, hastayken hasta oluyorum. Yani o nasılsa ben o duruma bürünüyorum. Belki hoşunuza gitmeyecek ama ben oğlunuzu çok seviyorum."

KIRIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin