Düşünmekten yarım yamalak uyumuş olan Emir sabahın erken saatlerinde doğrulup Aylin'in üzerini iyice örterek karavandan çıktı. Temiz havanın, güneşin ağaçlar arasından yüzüne sızan ilk ışıklarıyla kendisini zinde hissetti. Esneyip gerinirken göl kenarında elinde oltasıyla oturan Ege'yi farketti. Ağır adımlarla yanına gitti.
"Günaydın doktor." dedi.
Oturduğu yerden başını kaldırıp bakan Ege en samimi gülümsemesi ile yanıtladı.
"Günaydın, siz de erkencisiniz?"
"Uzun zamandır böyleyim. Doğru düzgün uyuyamıyorum."
"Kafanıza taktığınız şeyler var demekki. Doğum stresi mi yoksa?"
"Keşke tek derdim o alsa. İnan derdimden keyif alırdım. Ama benimkisi iş meselesi.""Anladım. Çözümlenecek şeyler için bu kadar düşünüp kendinizi hırpalamayın. Sıkıntı ortadan kalkar ama bedeninizde ömürlük hasar yatar."
"İyi söyledin doktor, ama öyle kolay olmuyor düşünmemek.""Kamp alanında yenilebilecek en sağlıklı besin balıktır. Ama en tazesine ulaşmak söylediğin gibi kolay olmuyor. Bir saat önce uyandım. Gündoğumuna yakın. Çünkü balık tutmanın en uygun saati o zaman. Bu göl de bu konuda olduça verimliymiş kovaya bakılırsa iyi iş çıkardım. Güzel sonuçlar, sağlıklı hayatlar çabayla oluşuyor. Olmuyor deyip uyusaydım muhtemelen aç kalırdık. Siz de uyumayın Emir Bey, ama kolay olmuyor deyip de kendinizi de kandırmayın. Her işin halledilebilecek bir yolu vardır."
Emir Ege'nin bilgece verdiği nasihate biraz şaşkın biraz hayranlık uyandıran bakışlarla baktı. Sadece kendisini düşünmeyip birlikte geldiği herkes için yaptığı bu fedakarlık gerçekten takdirlikti. O an Ece'nin doğru bir seçim yaptığına emin oldu. Aylin'in de dediği gibi bir çift olduklarını kabullense iyi olurdu.
"Söylemek istediğini anladım, halk dilinde durumumu güzel ifade ettin. Sözlerin de bu kamp fikri de çok iyi geldi. Sağ ol."
Ege aldığı taktirle gülümsedi. O an oltaya takılan balığı daha keyifli sudan çekti."Elinden de her iş geliyor doktor."
"Yok aslında her işi beceremem, ama keyif aldığım işlerin en iyisini öğrenmek ve yapmak için çabalarım. Bu doğada kal olaylarını seviyorum."
"Avlanmayı da seviyorsundur o zaman?"
"Aslında izlerken keyifli ama silahla bir canlıyı öldürmek bana göre değil. Balık tutmak daha masumane."
"Yaşatmaya yemin etmiş biri için anlaşılabilir bir bahane.""Küçükken de öyleymişim, tavuk etini çok sevdiğim halde babamın tavukları keseceğini öğrendiğimde tek tek kucaklayıp kaçırmıştım onları. Her ne kadar sonunda yine tabağıma gelmiş olsalar da öyle ayaklı canlılara kıyamıyorum."
"Veteriner de olabilirmişsin desene."
"Meslek seçiminde düşünmedim değil."Güneşin tamamen göle yansımasıyla oltayı topladı Ege.
"Bu sabahlık bu kadar yeter."
"Eline sağlık gerçekten."
"Sen sağ ol, sohbetinle keyif kattın."
"Ece'nin sana bu kadar çabuk tutulmasına şaşmamak gerek. Şeytan tüyü dedikleri şeyden sende var. Kısacık sohbetinle bile etkileyebiliyorsun insanları."
"Teşekkür ederim, ancak ben Ece'yi etkilemeye çalışmak yerine güven vermeye çalıştım. Çünkü benden beklediği şey buydu. Eski yaşadıkları yüzünden oldukça tedirgindi. Hata yapıp sizi yeniden hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyor.""Ece benim kıymetlimdir. Bu tarz konularda ben hep sert durup karşısındaymış gibi görünsem de her yanlışını affedilir görürüm. Dolayısıyla bana kolay açılamaz, benim yerime Anıl'ı seçer. Çünkü Anıl kadınların dilinden çok iyi anlar ve hep tam destek ile gaz verir Ece'ye. Sonra da gizlice takip edip koruyup kollar. Evet eskiden yaşananlar bizleri üzdü, ancak ben orada takılıp kalmadım. Dolayısıyla aynı hatayı tekrarladığında ilk defa olmuş gibi yine affederim. Ama seni affetmem! O yüzden ayağını denk al doktor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...