"Emir hayatım merhaba."
Ayşegül Emir ile arasındaki şeyleri eski zamandaki haline döndürebilecek özgüvenle masaya geldi. Ancak Ayşegül'ün tarafına bakmayıp, dans pistindeki insanlara odaklanan Emir Gül'ü duymamazlıktan geliyordu.
"Hadi ama Emir, günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum. Neden bu kadar uzaksın ki?"
Emir'in koluna dokunan Ayşegül, en çekici gülümsemesini gönderiyordu. Sert bir şekilde kolunu çeken Emir, bakışlarını kararlı bir şekilde pistte sürdürüyordu.Ayşegül Emir'in bakışlarının olduğu yöne geçerek masada eğildi. Davetkar bir şekilde Emir'in önüne serdiği göğüsleriyle onu etkilemeye çalışıyordu. Ayşegül'ün ne yapmaya çalıştığını uzaktan izleyen Burak her geçen saniye daha çok sinirleniyordu. Emir bu kez bakışlarını tuvalet tarafına yönlendirerek Aylin'in nerede kalmış olabileceğine bakınıyordu.
Onu görmezden gelmesi Ayşegül'ü delirtmişti, "Ateş parçası sevgiline mi bakındın? Ağlayarak kapıdan çıktığını gördüm!"
Bu sözleriyle Emir'in dikkatini çekmeyi başaran Ayşegül, Emir'in sert bir şekilde kolundan yakalamasıyla yüzünü yüzüne yaklaştırdı. "Ne yaptın ona?"
Emir'in sinirle çıkan katı ses tonuna karşılık, alaycı bir şekilde cevap verdi Gül
"Ben ona ne yapabilirim ki? Tuvaletten çıktı ve ağlayarak gitti."Bulundukları duruş sebebiyle hızla yanlarına gelen Burak Ayşegül'ü nazikçe yanına çekti
"Ne oluyor burada?"
Emir ikisine de tiksintiyle bakıyordu.
"Yanındakine sor!"Arkasına dönüp tuvalet yönüne giden Emir arızalıdır yazısını görünce dışarıya doğru bir adım attı. Tavrındaki ve yüzündeki gergin havayı sezen Anıl hızla yanına geldi.
"Ne oldu Emir?"
"Bilmiyorum, Aylin yok."
"Nasıl yok daha demin yanındaydı."
"Bilmiyorum Anıl, tuvalete diye gitti şimdi de yok. O... o aptal kız bana Aylin'in gittiğini söylüyor."
"Tartıştınız mı Aylin'le?"
"Hayır Anıl hayır!"Stresten etrafında döne döne ne yapcağını nereye gideceğini bilemez halde, Aylin'in gitmiş olmasına öfkelenerek bağırıyordu.
"Emir bir sakin ol, Ayşegül'ün sözüne neden inanıyorsun ki, belki de gitmedi."
"Nerede o zaman?"
"Belki hava almak istemiştir olamaz mı?"
Cevap vermeyip çaresiz bir şekilde Anıl'a baktı Emir. Sonra hemen bahçeye çıkarak etrafta Aylin'i aramaya başladılar. İkiside binanın etrafını dört döndüler ancak kimse yoktu."Gitti işte Anıl, neden tanımadığım bir insana güvenip böyle aptal bir işe kalkıştım ki zaten!"
"Bilmiyorum dostum. Ama çok saçma. Yani böyle nedensiz gitmesi."
"Daha kapının önündeyken neden geldiğini sorguluyordu. Ben de ona biraz Burak'tan bahsedince korktu herhalde. Offf! Öyle garip bir kız ki çözemiyorum."
"Tamam haklısın, biraz sakinleş."
"Ben gidiyorum Anıl!"
Emir arabasına doğru hızla ilerlerken arkadan bir kız sesi Emir'i durdurdu.Kapatıldığı daracık tuvalet kabininde bir süre sesini duyurmak için bağırdı Aylin. Ancak salondaki müzik sesi o kadar fazlaydı ki kendisinin bile duymadığı sesi başkasının duymasını beklemek saçmaydı. Tuvaletin ışıkları sönmüştü ve ne kadar hareket ettiyse de sensör bir türlü yanmadı. Tam anlamıyla karanlığa gömülen Aylin daracık yerde duvarların üzerine gelerek onu nefes alamayacak kadar boğduğunu hissediyordu.
Daha 12 yaşındayken yurtta gizlice müdüre hanımın odasına girip çaldığı yasaklı dolabın
anahtarıyla bilgi hırsızlığı yapmıştı. Yakalandığında herkesin korktuğu fare kapanı dedikleri odaya kapatılmıştı. İçerisinde bir sandalyeden başka hiçbir şeyin olmadığı, olsada sığmayacak kadar dar olan o odada on iki saat düşünme cezası verilmişti. Ne kadar yalvarsa da kimse sesini duymamıştı. Saatlerini ağlayarak geçiren Aylin oradan çıktığında uzun bir süre ışığa bakamamıştı. Ve bir daha yurt kurallarını asla çiğnememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...