Emir duştan çıkar çıkmaz üzerini bile giymeden bornozuyla bilgisayar başına geçti. Öğleden sonra gerçekten ihale vardı. En azından haftasonunu rahat geçireceğim diye düşünerek telefondan Anıl'ı ve Gencer Bey'i aradı. Konferans yaparak telefonu hoparlörde bıraktı. Gencer Bey olası fiyatlandırmayı söylerken, Anıl başka nelerin para edeceğini söyledi. Böylece Emir bilgisayar ekranına projesinin rakamsal karşılıklarını yazdı. En son işin kâr kısmına gelince herkes sessizleşti.
Aylin hazırladığı kahvaltının haberini verdi. Emir telefonu ve bilgisayarı kucakladığı gibi masaya geçti. Hem yiyip hem de Anıl ve babasıyla konuştu. Aylin tek başına kahvaltı ediyormuş gibi hissetti.
Bir gözü hep Emir de, esmer tenine yakışan beyaz bornozun içindeyken bile kendisine çok hoş görünüyordu. Anıl'ın saçma sapan espirilerine kahkahalarla gülerken kara gözlerinden çıkan ışıklar Aylin'i mest ediyordu. Aylin'in uzattığı lokmayı ağzına alırken bilerek Aylin'in parmaklarını da yalayıp her an masadan kalkıp sevişeceklermiş gibi bakıyordu. Bu bakış da Aylin'i mahcup bir şekilde kızartıyordu.
Emir tam kurumamış saçlarının gözünün önüne düşen kısmını savururken reklamlardan fırlamış bir aktör gibi duruyordu. Bir eli klavyede yazarken diğeriyle ekmeğini bandığı reçeli ağzına atacakken çenesine damladı. Masada peçete aradığını farkeden Aylin ayağa kalktı. Emir kendisine peçete getirecek sanarken Aylin uzanıp Emir'i reçel damlattığı yerden öptü. Emir şevkle kıstığı gözleriyle kafasını sallayıp sessizce gülümsedi. En sonunda içindeki duruma son vermek için seslendi.
"Tamam babama güveniyorum rakamı yazıyorum. Artık ne olacaksa olsun."
"Tamam oğlum hayırlısı."
"Gazan mübarek olsun ortak."
"Tamamdır, öğleden sonra ihaleye katılır sonuçları paylaşırım. Hadi görüşmek üzere."
Önce telefonu ardından bilgisayarı kapattı."Aşkım kusura bakma ya, güya kahvaltıyı ben hazırlayacaktım."
"Sorun değil birtanem, akşam yemeği senin olur."
"O zaman akşama dışarıya çıkalım mı epeydir çıkmadık?"
"Bilmem, ihale sonucunu mu kutlayacağız?"
"Eğer kutlanmaya değer bir sonuç olursa evet olmazsa da kafa dağıtırız."
"Tamam nasıl istersen."Emir hızla masadan kalktı Aylin'in yanağına öpücüğünü bıraktı.
"O zaman ben hızla hazırlanıp çıkıyorum."
"Acaba beni de modaevine bırakır mısın?"
"Makine üstünde fazla kalıyorsun araya boş günler sıkıştırsan?"
"Evde çok sıkılıyorum, hem sürekli dikiş yapmıyorum orada. Bugün bir ara Bahar da gelecek."
"İyi tamam oyalanma o zaman."Emir hazırlanmak için odaya girerken Aylin mutfağını toparladı. Emir'in yanına gelince aynada kendisini incelerken buldu. Kılığına bu denli kıymet vermesi Aylin'i şaşırtmıştı.
"Aşkım ihale kriterlerinde kılık kıyafet de var mı?"
"Yapılan araştırmalar iş başvurularında hizmet verecek kişinin prezentabl bir görüntüye sahip olmasının iş verenlerce aranılan bir özellik olduğunu söylüyor. Şimdi bizim de bir duruşumuz olmasın mı yani?"Emir Aylin'in karşısında araştırmayı bizzat kendisi yapmış gibi açıklamada bulundu. Sonunda da göz kırptı. Aylin Emir'in açıklaması karşısında sessiz kalmayı tercih etti.
"Yalnız karar veremediğim kravatımı sen seçersen sevinirim. Düz mü, desenli mi?"Aylin kravatların yanına gelerek iki seçeneği de ittirdi. Dolaptan başka renkte düz bir kravat seçti. Emir'in yanına gelip kravatı boynuna dolayıp bağlamaya başladı. Bağlarken de ağır ağır tane tane konuştu.
"Bordo renk gri takımın ile çok iyi olacak. Madem bir duruşun var bir tarzın da olsun. Yalnız akşama kadar bu bağ çözülmesin. Kimse sana bu bahaneyle yaklaşmasın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...