"Bahar?"
Başını kaldıran Bahar karşısında Şule'yi görmeyi hiç beklemiyordu. Yüzünü buruşturarak iğrenir gibi baktı.
"Git buradan."Şule önünde eğilip Bahar ile yüz yüze geldi.
"Ne oldu, neden ağlıyorsun?"
"Sanane, ne işin var senin burada. Git!"
"Öfff neden bana böylesi denk geliyor ki. Kalk hadi sıcak bir yere gidelim."
Bahar öfkeli bakışlarını doğrudan Şule'ye yöneltti.
"Seninle bir yere geleceğimi de nereden çıkardın. Sen neden buradasın ki!"
"Seni görmek için geldim."
"Neden? Anıl ile olan aşk dolu gecelerinizi anlatmak için mi?"
"Anıl'ın sana duyduğu aşkı anlatmak için. Görüyorum ki senin daha kıymetli dertlerin var. Demekki senin de ona karşı boş olmadığını düşünerek hata etmişim. Sana iyi ağlamalar."Şule ayağa kalktı iki adım attı sonra durup tekrar Bahar'a döndü.
"Kulüpteki işinden de kovulmuşsun. Yenisini ararsan haberim olsun."
"Sen nereden biliyorsun?"
"Bana git diyen birisine açıklama yapamam."
Bahar ayağa kalktı.
"Tamam bekle."Şule Bahar'a bakmadan zafer kazanmış edasıyla gülümsedi. Geri dönüp Bahar'ın valizini aldı ve hızlı adımlarla arabasına gitti. Bagaja valizi yerleştirip koltuğuna geçti. Bahar arabaya binmeden öylece bekliyordu. Camı indirip yüzünü görebilmek için eğildi Şule.
"Hanımzademizin kapısını mı açmalıydım acaba, binmek için ne bekliyorsun?"Bahar bu yaptığına inanamayarak sert bir şekilde arabaya oturup aynı sertlikte kapıyı kapattı.
"Yalnız o çarptığın kapı Anıl'ın kalbime benzemez. Bir kırılırsa ödemesi öyle kolay olmaz."
"Aman çok korktum!""Kahvaltı yaptın mı?"
"Sanane."
"Ayyyy Bahar, gerçekten kirpi gibisin. Kafeye gidene kadar dikenlerini içine çek kendine batır. Ben senin annen değilim yumuşak tüylüm diyerek sevmem."
"Sevme zaten, senin tarafından sevilmek istediğimi de nereden çıkardın."
"Sakinleş Bahar!"Şule radyoyu açarak hiç konuşmadan kahvaltı edebilecekleri bir kafeye vardı. Arabadan indi. Bahar'ın öylece beklediğini görünce içinden ya sabır çekerek kapısını açtı.
"Neden acaba seni kaçırmışım gibi davranıyorsun. Yardım etmeye çalışıyorum sana. Bu tavrına kimse aman ne gururlu kız demez. Afedersin ama aptal derler! Bence şimdi aptallık etme ve in şu arabadan."Bahar arabadan indi. Şule'nin ardından giderek kafeye girdi. Sıcak bir ortama girmek iyi gelmiş. Cam kenarı masaların birine oturdular. Yanlarına gelen garsona kahvaltı istediğini söyledi Şule. Ve derin nefes alıp gülümseyerek Bahar'a baktı.
"Evet Baharcım, resmen tanıştırılmadık. Bence şuan iyi bir başlangıç yapabiliriz. Ben Şule."
"Bahar."
"Bu da bir ilerleme tabi. Neden ağlıyordun Bahar?"
"Sana ne!""Bu cevap olmadı yalnız tekrar soruyorum. Neden ağlıyordun Bahar?"
"Yurttan atıldım. Öğrendiğin gibi işimden kovuldum. Aileme para göndermem gerek ama param yok. Üstelik kalacak yerim yok. Oldu mu? Yeterince acıdın mı bana! Keyif aldın mı bu durumdan?"Şule arkasına yaslandı. O esnada gelen kahvaltı masaya yerleştirildi. Garson gittikten sonra konuştu.
"Öncelikle sana acımadım, haline üzüldüm. Ama çözülmeyecek mesele değil bu saydıkların. Sonuçta bir erkek arkadaşın var herhalde yardımcı olur sana."
"Erkek arkadaşım falan yok."
"Geçen sabah öpüştüğün kimdi peki?""Sen beni mi takip ediyorsun?"
"Yani tatlım keşke ben olsaydım. Ama sizi Anıl gördü"
"Nasıl yaaa..."
Bahar böyle bir olasılığın. Nasıl olabileceğini düşünürken sakinleşti.
"Şöyle ki ikidir senin için kulübe gidiyor, ikidir yanında o adamı görüyor. Sonrada öpüştüğünüzü gördü. Oradan koptu her şey."
"Ama ben onu öpmedim. O beni öptü ve tokatı yedi. Bu yüzden de kovuldum."
"Patronun muydu?"
"Hayır, sadece patrona yalakalık eden bir çeşit iç güvenlikten sorumlu kişiydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...