Mutluluk umutla, neşeyle, hevesle, sağlıkla birleşir; huzurla eşleşir. Aşk sevgiyle, güvenle, hayallerle birleşir; mutlulukla eşleşir. O gece Emir ve Aylin aşkı ve mutluluğu açıkça yansıtıyorlardı. Gecenin karanlığında elele yürüdükleri sokakta ağızları kulaklarında, aynı şarkıyı mırıldandılar.
"Eeee Aylin Hanım, on gün sonra nişanlım olacaksın. Ben diyorum ki yeni yıla evli girelim. Ne dersin?"
"Üç aydan az zaman var. Ece bizi mahveder, onun elbise arayışları, süslü mekanları, sürprizleri hiç bitmiyor."
"Ece yi davet etmeyiz biz de."
"O zaman bizi mahvetmez, kökten yok eder."Emir sessiz sokaklarla attığı kahkahalarla içmeden sarhoş gibiydi.
"Doğru diyorsun. Ama beni ilgilendirmez. Beklememizi gerektirecek bir şey yok."
"Dur bakalım önce şu nişanı atlatalım."Modaevinin önüne geldiklerinde Aylin çantasından anahtarı çıkardı. Kapıyı açmak için deliğe doğru iteleyince kapı çıt diye açıldı. Kaşlarını çatan Aylin Emir'e baktı.
"Nasıl yaa, kapıyı kilitlemedik mi?"
Keyfini hiç bozmadı Emir
"Kızım aklın nerede senin?"Aylin ciddileşip modaevinden çıkışını düşündü.
"Anıl geldi, Bahar'ı da alıp hep beraber çıktık. Ve evet Anıl kapıyı kilitledi. Hatta ittirerek kontrol bile etti. Ben ona oyalanma acele et diye sesleniyordum."Aylin içeriye girmeden Emir'in gözünün içine baktı.
"Emir aklım gayet yerindeydi ve bu kapı kilitliydi."Aylin'in yüz ifadesi ve sözleriyle Emir de ciddileşti. Aylin'i arkasına alarak bir hırsız gibi içeriye girdi. Durup içerideki sesi dinledi ancak hiç ses yoktu. Biraz daha ilerleyip modaevinin lambalarını yaktı. Biranda aydınlanan ortamla koltukta oturan kişiyi gördüler ve Aylin orada birinin varlığıyla çığlık attı.
Emir Aylin'i sakinleştirdikten sonra koltuğa doğru yaklaştılar. Kim olduğunu görmek için eğildiler. Korkuyla ve gerginlikle kalbi çarpan Aylin Emir'i kendine siper almıştı. Gördüğü yüzle yumuşayan yüz hatları, hayretle söylenen isim.
"Mustafa Bey?"Uyuduğu yerden kendini atan Mustafa Bey kafasında kendine bakan iyi yüzü görünce irkildi. Herkes birbirine soru soran gözlerle bakarken ilk kim dile getirecek diye beklediler. Mustafa Bey kolunu kaldırıp saatine baktı. Gözlerine inanamayan bir ifadeyle Aylin'e baktı
"Bu saatte mi geliyorsun eve?"Aylin Mustafa Bey'i yanlış anladığını düşünerek
"Ne?" Diye sordu.
"Bekar bir kız çocuğu evine bu saatte mi gelir diyorum? Üstelik yanında da..."Emir konuşmanın arasına girerek
"Şiiii bir dakika, siz kimsiniz? Neyin hesabını soruyorsunuz anlayamadım?"Mustafa Bey kimsiniz sorusunu havada bırakıp diğerine geçti.
"Hesap sormak değil de, çevre esnaf yanlış anlar sonra hakkında hoş şeyler söylenmez.""Bundan sana ne? Ayrıca karşımıza geçmiş bize yavuz hırsız oyunu oynuyorsun. Sen önce buraya nasıl girdin onun hesabını ver!"
"Ben, kapıdan girdim."
Bu kez Aylin atladı.
"Kapı kilitliydi?"
"Evet, anahtarla açtım."İçinde bulunduğu duruma, adamın rahatlığına gülse mi ağlasa mı bilemedi Aylin ancak sinirlenmişti.
"Özür dilerim ama siz delirdiniz mi? Anahtarın siz de ne işi var, ayrıca neden bu saatte buradasınız, saçma sapan sorularınızla ne demeye getiriyorsunuz ben artık sizi anlayamıyorum!"Emir Aylin'in elini tutarak onu sakinleştirmek, yanındayım rahatlığı vermek istedi. Ancak adam oldukça pişkindi, tüm soruları es geçti.
"Anıl nerede?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...