Sarp kapısı olmayan kafenin önünde gördüğü iki kişiye biranda yükselmişti.
"Ne oluyor lan orda?" Diye bağırarak hızlı adımlarla ilerliyordu. Anıl ve Emir Sarp'a bakakalmıştı. Anıl gelişinden bir kavga çıkacağını anlamış gardını hazırlamıştı."Kim bu dallama?"
"Kafenin sahibi"
"Ha siktir! Sen mi kırdın camı?"
"Yok canım daha neler!"
"O zaman kavgaya gerek yok konuşa konuşa!"Demeye kalmadan Sarp Anıl'a yumruğunu geçirdi. Anıl geriye doğru sendelerken Sarp Emir'e de aynı hızla geldi, Emir yaptığı hamle ile Sarp'ı bileğinden tutarak kolunu sırtına doğru kıvırdı. Yanağını tutarak Sarp' ın karşısına gelen Anıl
"Döveyim mi bunu?"
Sarp bağırarak sövüyor elini kurtarmaya çalışıyordu. Emir Anıl'ın yüzünü ovuşturan haline gülerek
"Aaa dostum hani konuşa konuşaydı?"
"Başlarım konuşmasına. Mezuniyete moruk suratla mı gideceğim? Yok yok ben bunu kesin dövecem"Aylin sesleri duyup kapıya çıktı. Gördüğü manzara ile öylece kaldı.
"Ne yapıyorsunuz siz, eşkiya mısınız, bırakın adamı!"
Anıl kaşlarını havaya kaldırarak
"Valla saldırgan davranan o! Biz bir şey yapmadık. Henüz tabi."
Anıl'ın laubali konuşmasına daha çok öfkelenen Aylin
"Sen kimsin be! Emir bırak lütfen!"
Emir adının ilk kez Aylin'in ağzından çıkmasına şaşırmıştı. Söylediğini yaptı ve yavaşça ellerini bıraktı. Sarp Aylin'e döndü
"Bak sen şu babamın saf dediği kıza! Oynaştığın herifler kapımızdan ayrılmaz olmuş!"Aylin duyduğu cümle karşısında şok olmuş bir halde elini ağzına götürdü. Emir'in "hoopp yavaş gel!" sözünü tamamlamadan Aylin tokadını Sarp'ın yüzüne patlattı. Anıl derin bir oh çekerken. Sarp tam Aylin'e karşılık verecekken Emir tarafından tutuldu.
"Sen bittin kızım! Bakalım bundan böyle burada barınabilecek misin?"
"Kimmiş o burada barınamayacak olan?"
Herkesin kafası Hasan Beye çevrildi. Aylin artık yılmış bir halde en içler acısı bakışını attı. Sarp omuzlarını dikleştirdi. "Hadi bakalım görürsünüz şimdi siz!" dedi. Hasan Bey "Birisi neler olduğunu anlatabilir mi?"
Sarp direk lafa atladı "baba..."
"Sen kes sesini, Aylin kızım anlat"
Aylin bir Emir'e bir Sarp'a baktı. Birisi ne kadar yumuşak bakışlar atıyorsa diğeri o kadar kızgındı.
"Hasan Amca dün gece camı patlattılar. Kim olduğunu göremedim. Ben de kafe açılmadan kapıyı yaptırmak istedim. Bu beyler bunun için geldiler. Sarp olayı biraz yanlış anladı sanırım. Öyle işte"Hasan bey olayı anlayabilmek için sakalını sıvazlarken Sarp araya atladı:
"Ne kapısı baba bu herif geçen sabah da buradaydı!"
"Sarp sen eve geç."
"Baba?"
"Geç dedim Sarp."
Sarp Aylin'e olan bakışıyla bu iş burada bitmedi mesajı vererek eve doğru yürümeye başladı.
"Aylin kızım sen de üzerini değiştir. Bir de buz getir."
Aylin başını evet dercesine sallayarak odasına gitti.
"Siz de cam için geldiyseniz onu halledin."Emir camı takmak için uğraşırken Anıl yanağına buz tutuyordu. Kafenin diğer köşesinde Hasan Bey Aylin'i karşısına almış konuşuyordu. Aylin başı eğik dinliyor.
"Aylin bak kızım. Bunca yıldır burada kalıyorsun. Sana itimadım tam. Ancak bir daha beni oğlumla karşı karşıya getirme hoş olmaz. Böyle bir durum bir daha yaşanırsa hemen beni ara. Kız başına işleri toparlamaya kalkma."
"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak, söz veriyorum."Hasan Bey den İlk kez böyle sözler duyan Aylin'in ister istemez canı sıkılmış, gözleri dolmuştu. Uzaktan onları izleyen Emir, Aylin'in azarlandığını düşünerek kendisi yüzünden düştüğü bu duruma üzülüyordu. Elinden bir şey gelmediği için de içi içini yiyordu. İşini bitirince Hasan Bey yanına geldi. "Borcumuz ne kadar?"
"Borcunuz yok efendim, bir gün kahvaltıya gelirim hesabı kapatırız."
"Rahatsız edici tavırlar sergilemediğiniz müddetçe her zaman bekleriz. Elinize sağlık. İyi günler."
"Size de kolay gelsin."
Bir hoşçakal demek için gözleri Aylin'i aradı ama göremedi. Çaresiz Anıl'la birlikte arabaya binip oradan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...