66. Bölüm ~ Mucize

1.6K 180 202
                                    

Aylin yatak odası kapısına yaslanmış Emir'i uğurlamak için hazırlanmasını bekliyordu. Emir her günki gibi gitmemek içi ayak sürtse de gitmek zorunda olduğunu biliyordu.

"Emir, akşama erken gel bak. Biliyorsun misafirlerimiz olacak."
"Aylin neden kalkıştın ki bu işe, yoracaksın kendini. Esin Teyze ne güzel karşılamaya hazırdı."
"Evlendiğimizden beri bu evde öyle güzel toplanmadık. Heves ettim. Hem zaten annem de, teyzem de yardıma gelecek merak etme."

"Kaçta gelecek damat bey?"
"Bilmem, akşam altılar gibi gelirler herhalde. Lütfen Emir bu akşam bari bizimle ol."
"Aşk olsun hayatım ben geç gelmiyorum ki."
"Evet ama bir haftadır çalışma odasına kapanıp sürekli çalışıyorsun."
"Çok güzel bir proje üzerinde çalışıyorum bak eğer bize verirlerse harika olacak. Anıl da akşam imzalarını atsın."

"Yaaa akşam da mı iş?"
"Sen de bir haftadır modaevinden çıkmadın, resmen mesleğime göz dikmişsin gibi inşaatın içinde kaldın ben sesimi çıkartıyor muyum?"
"Aaa doğru bugün balkon camları gelecekti. Aşkım bir kontrol edersin değil mi?"

"Ederim ederim, ama bu geliş saatimi yarım saat uzatır."
"Emir! Geç geldiğin her dakika kendimi daha çok yorarım. Gece de mışıl mışıl uyurum."

Emir uzanıp Aylin'i boynundan öperken bir eliyle de hafifçe karnını okşadı.
"Çok acımasızsın. Bu tehditlerinle çocuklara kötü örnek oluyorsun."
Aşkla gülümseyen Aylin
"Sen de annelerini bu kadar ihmal etme."
"Tamam söz erken geleceğim, hadi görüşürüz."
"Kendine dikkat et. Görüşürüz" dedi.
Emir'e tatlı tatlı el salladıktan sonra. Eve girer gitmez toparlama işlemlerine başladı.

"Anıl her şeyi toparladık değil mi?"
"Evet Bahar, kaç kez sordun. Sanki gurbete gidiyoruz. Bizim evimiz burası da unutsak sorun olmaz."

"Ay ne bileyim, zaten buranın sessizliğine o kadar alıştım ki hiç şehrin o gürültüsüne giresim yok."
"Bana da çok iyi geldi. İşten, kalabalıktan uzaklaşmak ve tabii ki seninle olmak..."
"Anııılll! Ben o bakışı biliyorum hiç heveslenme. Ayakkabılarımı giyiyorum bak."
"Tamam tamam, sobayı söndürüp geliyorum."

Keyifle, dolu dolu geçen balayı günlerinin ardından gerçekten birbirini tam anlamıyla tanımış ve tamamlamış olarak dönüyorlardı monotan hayatlarına. Yaşadığı tüm duygu yoğunluklarının ve çalışmalarının ardından sessizliğin içinde sadece aşka odaklanmak gerçekten keyif vermişti. Hergün yaptıkları orman yürüyüşleri, bu esnada keşfettikleri küçük göl, ormanda peşlerine takılan köpeğin günlerce kapılarında olup artık birbirlerine alışmış olmaları, keyifli mangal akşamları, film geceleri, birlikte duşa girmeleri ve her fırsatta sevişmeleri...

Tek bir insan bile görmeden geçirdikleri koskoca bir haftada tam anlamıyla arınmışlardı. İlk günler Bahar'ın aklının ailesine takılmasıyla biraz buruk ve durağan geçmişti. Ancak annesiyle rahatça yaptığı görüşme sonucunda her şeyin düzeleceğine olan inancı artmıştı.

Eniştelerinin bulduğu avukat ve bir kaç belge ile eski yaşantılarına dönme umutları yeşermişti ve bu durum aile içindeki tüm dengeleri değiştirmişti. Babası ve abisi çalışmak ve araştırmak için bir gaye elde etmişlerdi ve Bahar'a kısmen biraz daha anlayışla yaklaştığına dair cümleler duymuştu. Okul derslerini bir düzene soktuğu anda annesinin gel çağrısıyla hemen gidip ellerini öpecekti. Bu bilgiler Bahar'ı daha neşeli ve çocuksu bir havaya soktu. Anıl da derin bir oh çekti.

Kapıyı çekip kapattıktan sonra kapıda içli bakışlarla bakan köpeğe döndü.
"Hiç öyle bakma bana Kapıcı, biz nasıl ki eski yaşantımıza dönüyoruz sen de dön. Kendine bir dişi bul. Vallaha hayat dişilerle güzel. Al bakalım bunlar da bugün ki yiyeceklerin. Kendine dikkat et, hoşça kal."

KIRIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin