Ece eve geldiğinden beri elinde telefon düşünüp durdu. Kendini çok fazla ortaya atmadan nasıl farkettirebileceğini düşündü. İlk adımı atan olmak istemiyordu. Öte yandan böyle beklerse hiçbir sonuç elde edemeyeceğini biliyordu. Yanlışlıkla atacağı bir beğeni bile dikkatini çekebilirdi. Ancak araştırıldığını anlardı ve gereksiz özgüven de yapabilirdi. Belki de öyle bir çocuk değildi. Ya da tamamen öyle birisiydi. Adından başka hiçbir şey bilmiyordu ki. Ve böyle birisinin karşısına ilkokuldan kalma yöntemlerle çıkmak istemedi.
Derin bir of çekti. Ve hiçbir şey yapmadan telefonu kenara bıraktı. Gözlerini kapatıp oturduğu yatakta başını geriye doğru attı. Aklından geçen tek şey boşuna soyadını öğrenmek için çabalamış olduklarıydı!
Telefonuna gelen bildirim ile başını dikleyip gözlerini açtı. Ekrana bakınca gördüğüne inanamadı. Gözlerini kıstı tekrar baktı. Tamamen açıp tekrar baktı. Ovuşturup tekrar baktı. Ancak gördüğü sonuç hiç değişmedi.
Sonra biranda içine bir korku düştü.
'Eyvah! Aptal Ece kesin yanlışlıkla bir şeye bastın. Yoksa neden doktor sana istek yollasın. Off yaaa!'Hemen bildirimi açıp kontrol etmeye başladı. Yaptığı aptallıkla söylenip durdu. Ancak bakındığı hiçbir yerde öylesi bir hatasına rastlamadı. Bu kez kafası karıştı.
'Nasıl yani? Ben ona bir şey yollamadım. O zaman nasıl bana istek attı? Yoksa o da beni mi araştırdı?'Ece hala inanamayan bakışlarla ekrana bakıyordu.
'Yok canım daha neler... Olabilir mi?... zannetmiyorum... Neden olmasın ki?... yok yok saçmalama Ece!'Telefonu virüslü gibi elinden bırakarak ayağa kalktı. Hala duruma anlam veremiyordu. Doğaüstü bir güç varmış gibi hissetti. Odanın içinde volta atarken, nasıl mümkün olabileceğini düşündü, aklı hep uçuk kaçık şeyler üretiyordu. Sonra biranda durdu.
'Aylin! Kesin Aylin bir şey yaptı.'
Eline telefonu alıp hızla Aylin'i aradı. Telefon çaldı çaldı çaldı. Sonunda Emir açtı.
"Ne var?"
"Abi Aylin'e ver."
"Müsait değil?"
"Tuvalette mi?"
"Sana ne Ece! Ne oldu?"
"Of abi bir kez de sorgulama ne olur. Aylin'in telefonu değil mi bu? Bırak sahibi açsın."
"Aylin'in sahibi benim, dolayısıyla telefonun sahibi de benim.""Sen eskiden de bu kadar kıro muydun yoksa evliliğin kerameti mi?"
"Ece kapatıyorum işim var. Seninle sonra görüşeceğiz nasıl olsa."
"Senin gibi kıro biriyle görüşmek istemiyorum. Aylin'e söyle müsait olunca beni arasın mutlaka saat önemli değil."
"Bu gece müsait olamayacak bilgin olsun.""İki tane çocuğun olacak doymadın mı! Bir rahat bırak şu kadını."
"Kapattım!"
Telefon şak diye yüzüne kapanınca Ece amacına ulaşamamış olmanın telaşesi içerisindeydi."Ne istiyor Ece?"
"Seni."
"E neden konuşmama izin vermedin."
"Bu saatte kim bilir ne bok yedi! Yarın bizzat kendim öğreneceğim."
"Bıraksaydın da ben şimdiden öğrenseydim."
"Aylin yeniden sinirlenmek istemiyorum. Hadi ye böreğini.""Aman Emir, acaba sen kardeşini kıskanıyor olabilir misin?"
Emir olduğu gibi kaldı, bakışlarıyla alakası yok duruşu yaptı.
"Nesini kıskanayım. Sadece hata yapmasından korkuyorum. Ece akıllı görünür, güzel de akıl verir. Ama iş kendine döndümü o aklını yitirir. Bunun örneğini hep beraber gördük yaşadık. Her zaman o kadar şanslı olmayabilir, ben onu her zaman kurtarayamayabilirim.""O zaman ver şu telefonu da öğreneyim. Sinirlenmek istemiyorsan içeride konuşurum."
Emir telefonu uzattı.
"Burada, hoparlörden konuşacaksın."
"Emir?"
"Lütfen Aylin."Aylin pes ederek gözlerini devirdi. Parmaklarındaki börekten kalma yağları yalayıp Ece'yi aradı.
"Hah Aylin sen misin?"
"Benim Ece, hayırdır, kötü bir şey yok inşallah."
Ece fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Abim yanında mı?"
Aylin bakışlarını masanın üzerinde duran telefondan alıp Emir'e yöneltti. Emir hayır der gibi başını salladı. Aylin ikinci kez yalan konuşacak olmaktan dolayı canı sıkıldı.
"Abin banyoda."
"Hımm az evvelki işin ne olduğu netleşti!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK DÜŞLER
RomanceHayat bir tahterevalliydi.. Bir ucunda Aylin diğer ucunda düşleri vardı. Hayatındaki dengeyi bir türlü tutturamayan Aylin'in düşleri hep havada kaldı. Ne zaman Aylin yükselecek olsa bir şekilde düşleri kırılıyor ve yükseldiği yerden hızla düşüyordu...