Gün Yüzü.

1.4K 145 192
                                    


Napiyorsunuz bebeklerim? Bölümü gece atacaktım ama iki bölmeye karar verdim. Siz okurken ben diğer yarısını yazıp tamamlayabilirsem gece atacağım...

Bölümü okurken lütfen bolca yorum yapın ve yorumlarda konuşalım. Yorumlarda sizlerke konuşmayı özledim ve bu bölümde herkese cevap vereceğim.


Kaya mesajı hızlı bir şekilde defalarca  okuyup ayağa kalktı. İçinden bir ses Asya'nın çok zor durumda olduğunu ve herşeyi gözden çıkardığını söylüyordu. Telefonu havaya kaldırarak Uğur'a doğru yönelip endişeli bir ses tonuyla dudaklarını araladı.

" Asya bir şeyler yazmış. Kafam allak bullak oldu."

Uğur Kaya'nın uzattığı telefonu alarak mesajı okumaya başladı. Mesajı okurkenki yüz hatları git gide tedirginliğe bürünüyor ve Kaya'nın daha çok endişelenmesine neden oluyordu. Uğur mesajı tamamen okuduktan sonra başını kaldırdı ve endişeli bir ses tonuyla mırıldandı.

"hemen ara kızı"

**********

Kahraman bakış açısı Asya /🖋️

2  buçuk saat sonra.

Baharın evine ulaşmak üzereydim. Kaya yaklaşık üç saattir defalarca aramış ve hiçbirine cevap vermemiştim. Mesaj kutumda otuz küsür okunmamış mesaj vardı...

Artık umrumda değildi. Ne kendim ne Kaya ne de bir başkası... Hiç biri umrumda değildi. Şimdilerde her şey hiç olmadığı kadar anlamsız ve boştu benim için... Hem yaşam denen şey bir avuç umut ve merak içgüdüsünden başka neydi ki? Yaşamın umursanacak bir yanı, tutkuyla bağlanılacak bir noktası yoktu. İnsan denen şey ertesi günü merak ederek yaşıyor ve geleceğinin iyi olacağını umud ederek bir tez oluşturuyordu.

Ama bu tezde unutulan yegane bir gerçek vardı ; Ölüm.

Bu hayatta en gerçek ve esas olan şey ölümdü. Ölümün yalanı, umudu, boş vaatleri yoktu... Ölüm bitmekti, uyumak ve  kandırılmaktan kurtulmak. Ölüm yapayalnız olmaktı. Ruhundan, etinden, tırnağından ayrılmak ve tam anlamıyla tek başına kalmaktı. Bunu hissetmemek ise belkide ölümün en güzel özelliğiydi.

Ölüm güzeldi.

Apartman'a girerek zemin kata inmeye başladım. Duyduklarım canımı acıtsa ve biraz sonra Bahar'ın  canını da aynı şekilde acıtacağını bilsem de bunu yapmam gerekiyordu...

Merdiven basamaklarını tamamen indiğim ve Baharın ziline basıp beklemeye başladım. Birkaç saniye sonra kapı aralandı.

"Asya?"

"Bahar" diye mırıldandım ve kollarımı açtım. Bahar solgun bir yüzle ve bol gri tonlarında tenini kirli gösteren tişörtüyle karşımda duruyordu. Kollarımı daha da açarak çekik gözlerine gözlerimi sabitleyip kucaklaşmak için davetkar bir bakış attım. Zira acımı kader ortağımla paylaşmak istiyordum... Bahar tedirgin bir şekilde kollarıma baktı ve  içeri girmemi istemezcesine kapının eşiğinde  bir santim bile oynamayarak çatlak dudaklarını araladı. .

"Niye geldin sen?"

"Senile konuşmam gereken bir şey var. Beni içeri almayacak mısın?"

Çekik gözlerini kaçırarak "Şeyy" diye mırıldandığında içerden yükselen "Kim geldi?" sesiyle irkildim.

Bu Neriman'ın sesiydi. Burda nasıl olabilirdi?

"O Neriman'ın sesi mi?" diye korku dolu sesimle sordum. Bahar mahçup bir ifadeyle başını yere eğdi. O esnada kapının arkasından kızıl saçlarıyla Neriman belirdi.

Fenomen Kocam (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin