Kıyamam bilirsiniz, yarını bekleyemedim...
Ervayla birlikte odamda oyun oynuyorduk. Benim minik kardeşim, çoktan genç kız modlarına girmişti bile... Tombul yanaklarını öperek, kokusunu içime çektim.
"Aşkııım" diye fısıldadım minicik kulaklarına. Yüzünü bana çevirdiğinde, fındık burnunu öperek sevgiyle gözlerine baktım. Abla olmak, anne olmak gibiydi. Onu tüm kötülüklerden korumak için canımı bile verebilirdim...
Minik dudaklarını aralayıp "Sœur" dediğinde kulağına eğilip fısıldadım.
"Artık Türkçe konuşmalısın Erva, bana Abla de tamam mı bebeğim? "
"Même quand tu es seul avec toi?"
(Seninle yalnızken bile mi? )Küçük kulaklarına tekrar eğilip fısıldadım.
"Même seul"
(Yalnızken bile)"Tamam" dediğinde teşekkür edercesine yanaklarını öptüm. Erva Türktü ve Sevda ablanın onu böyle yetiştirmesine gerçekten sinir olmuştum. Doğru düzgün cümle kurmasını bile bilmiyordu. Yatağın üzerinde duran Laptobumdan Youtubeye girerek, ona en sevdiğim çizgi film olan Cedric'i açtım. Türkçe çizgi filmler izlerse, Türkçesini toparlayabilirdi. Minik dudaklarını büzüştürüp bilgisayara eğilerek, arama motoruna başka bir şey yazdığında yanına doğru eğildim.
"Erva o çizgi filmi seveceğini düşünüyorum."
"Bunu izleyelim" dedi parmaklarını saçlarından geçirerek. Ekranda gördüğüm çekik gözlü erkeklere bakarak konuştum."
"Bunlar kim?"
"BTS abla bilmiyor musun?"
"Bilmiyorum" dedim başımı sallayarak. Uzun saçlarını küçük elleriyle arkaya doğru atıp devam etti.
"Sortez"
(Dışarı çık)"Türkçe konuş" diyerek kaşlarımı çattım. Bi afralar bi tafralar, beş yaşında ki bir çocuğun, böyle yaşıtlarından büyükmüş gibi davranması hiç hoşuma gitmiyordu. Üstelik o çocuk benim kardeşimdi...
Telefonumun titremesiyle ayağa kalktım. Arayan bilmediğim bir numaraydı, açıp açmamak konusunda tereddüt ettikten sonra telefon kapanmaya yakın açmaya karar verip yeşil yere dokunarak, sürükleyip kulağıma götürdüm.
"Alo"
"Alo yenge merhaba"
"Ne yengesi be, kimsin sen!?"
"Dur yenge sakin ol ya, Ben Uğur."
"Haa, Uğur kusura bakma şaşırdım biraz. Ne oldu?"
"Yengeciğim hastanedeyiz, Kaya'nın kafasına dikiş atılıyor. Çaktırmadan Kaya'nın odasından bir gömlek alıp gel olur mu?"
"Nee?" dediğimde Erva korkmuştu. Onu daha fazla korkutmamak için telefonu kulağımdan uzaklaştırıp, yavaş adımlarla odamdan çıktım. Kaya'nın odasına doğru ilerlerken, telelefonu tekrar kulağıma tuttum.
"O hayduta kavga etme demiştim. Ben ne diyeceğim şimdi annesine?"
"Yengeciğim kavga falan yok yemin ederim."
"Yoksa neden kafasına dikiş atılıyor? Bana yalan söyleme Uğur."
"Şeyy, gelince anlatsam olmaz mı?"
"Şimdi anlatacaksın" dediğimde Kaya'nın odasına çoktan girmiştim. Başını belaya sokmuştu ve benden yardım istiyordu,hemde yalan söyleterek...Uğurdan ses gelmeyince sert bir ses tonuyla tekrar konuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/218217965-288-k159952.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fenomen Kocam (Düzenleniyor)
Fiksi Remajaİlk bölümde tanıtım videosu mevcuttur. ERGEN KİTABI DEĞİL. (sürükleyici) Asya, gardiyanına sevimli gözükmeye çalışan Bir mahkum gibi Kayaya yaklaşırken; Kaya, endişelerinin prangalar ile bedenini ele geçirdiğini düşünen lakin Asyayı tanıdıkça ru...