______"Kötü bir niyetin yoktu öyle mi?" deyip iki adım attı öne doğru. "Young'a merdivende çelme takarken de mi kötü bir niyetin yoktu?" dedi sakince. Bana bakmıyordu. Sonra "Ha!?" diye öyle bir bağırmıştı ki, boynundaki damarı belirmişti. Gözlerimi kapattım sadece, dudaklarımı dişledim. Yer yarılsa da içine girseydim keşke.
"S-sen her şeyi duydun mu?" dedi Eun Mi korkuyla. "Jungkook sadece öfkeme engel olamadım gerçekten, lütfen affet beni. Lütfen." diye ağlamaya başladı.
"Kes ağlamayı!" diye kükredi Jungkook. "Bana Kang amcayı aramaktan başka çare bırakmadın." dediğinde daha çok ağlamaya başladı.
"H-hayır Jungkook-ah lütfen. Tamam gideceğim. Tekrar Busan'a döneceğim, bir daha da asla seni rahatsız etmeyeceğim. Gerçekten. Sadece aileme söyleme. Yalvarırım." Eun Mi neredeyse yere kapanacaktı.
"Hemen şimdi..."deyip kapıyı gösterdi Jungkook. Hala sinir damarı sönmemiş, gözlerinden ateş püskürtüyordu. "Gidiyorsun ve hayatına devam ediyorsun. Yoksa Kang amcayı bir saniye bile beklemeden arar, ve her şeyi anlatırım. İki sene öncekileri bile. Duydun mu beni?" dedi tıslayarak. Eun Mi gözyaşlarını silip kafa salladı ve "Hoşçakal Jungkook." deyip hızlıca kapıya yöneldi fakat Jungkook kolundan tutup onu durdurdu. Fakat bir saniye bile sürmemiş hemen çekmişti. Neden dokunmak onu bu kadar korkutuyordu? Anlamıyordum.
"Son olarak..." deyip bana baktı. "Young'dan da özür diliyorsun burada, hemen." dedi. Eun Mi bana bakmadan, bir kaç saniye bekledikten sonra yavaşça yere eğildi ve yere kapandı yavaşça.
"Özür dilerim Young-shi. Her şey için." dedikten sonra ayağa kalktı ve aynı hareketi Jungkook'a da yaptı.
"Özür dilerim Jungkook-ah. Yaptığım ve sana yaşattığım her şey için." dedi ve yüzümüze bile bakmadan kapıyı çekip gitti. Şimdi baş başa kalmıştık. Gözlerimi hiç ayırmadan bana değil, yere bakan Jungkook'a bakıyordum. Tek bir kelimesi bile önemliydi.
Bir iki adım bana yaklaşarak, nihayet gözlerime baktığında, barındırdığı mana sadece hayal kırıklığıydı. Kendimden nefret ettim. Onun naif bakışlarını korkunç bir tabloya ben çevirmiştim.
"Alnımda aptal mı yazıyor Young?" dedi alnını göstererek. Neden sakindi? Neden bağırmıyordu? Sadece sustum.
"Yazıyor mu yazmıyor mu Young!" dedi. Sesi yükselince rahatlamıştım. Çünkü layık olduğum buydu.
"Yazmıyor Jungkook." dedim sakince. "Jungkook yemin ederim sana söyleyecektim. Gerçek-"
"Ben duyduktan sonra tabi söylersin. Beni kandırmak eğlenceli miydi? Ha! Söylesene! Bir hafta boyunca geldim gittim bir tek kelime bile söylemedin. Hatta sana özellikle sordum, Eun Mi bir şey mi yaptı dedim! Sen ne yaptın! Beni göz göre göre kandırdın! Ben..." deyip derin bir nefes alıp saçlarını karıştırdı. "Ben gerçekten sana güvenmiştim."
"Jungkook gerçekten o gelmeseydi söyleyecektim. İster inan ister inanma." dedim.
"Konu burada bana ne zaman söylediğin değil. Başından beri söylememen! Anlıyor musun?!" dedi bağırarak. Güçlü durmaya çalışıyordum fakat psikolojim alt üst olmuş, evdeki hesap çarşıya uymamıştı.
"Anlıyorum. Biliyorum aptalın önde gideni benim. Ama korktum Jungkook-ah. Korktum. Sen..." deyip gözlerine baktım. "Kendini suçlarsın diye çok korktum." dedim titrek sesimle. Onu ne kadar düşündüğümü görmüyor muydu?
"Bu seni haklı yapmaz. Bu bir yalan için bahane olamaz! Ben böyle bir kişiyle artık nasıl arkadaş olayım ha!" dediğinde birden duraksadı. Ne dediğini farkına varmıştı sonunda demek. İstemiyorsa Eun Mi gibi peşinden koşacak değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Benim engellerim yok muydu sanıyorsun?! Bir tek senin mi vardı engellerin?!... Kolay mı oldu sanıyorsun?" dedi hala nefes nefeseyken. "Seni sevdiğimi kabullenmek? Kolay olmadı çünkü seversem hayatıma almak isteyecektim. Sence hayatım...