______"Bu gün yarın gelin bak, bekliyorum. Jungkook ve sen ne zaman müsait olursanız, ona da söylerim zaten." dedi Soo Bin sunbaenim. Bir yandan da saatini kontrol ediyor ve paltosunu giyiyordu.
"Tamam söylerim ben ona yine. Ama olur mu bilmiyorum sunbaenim. 1 haftadır eve çok geç geliyorlar ve şirkette bile olmuyorlar. Ama yine de size zaman ayıracaktır. Sizi ayrı seviyor." dedim kıkırdayarak.
"Sanki şikayetçi gibisin anlatırken..." deyip güldü bıyık altından. "Bir haftadır yok falan. Özledin mi yoksa?" dedi gözünü kırparak. 40 yaşındaydı ama hala benimle aynı kafadaydı. Ona ayrıntıya girmeden olan biten her şeyi anlatmıştım. Zaten tahmin ettiğini söylemişti.
"Ah hayır şikayetçi değilim, olmam da zaten. O işini yapıyor, sadece çok yoruluyor ve dediğiniz gibi özledim sanırım. Sadece telefonla görüştük ve bir kere de eve girerken öyle ayak üstü." dediğimde kolumu sıvazladı.
"İyi ya işte, bize gelirseniz sana da zaman ayırmış olur aynı zamanda." dedi.
"Haklısınız." dediğimde çantasını taktı ve biraz bekledi bir şey düşünür gibi.
"Young..." deyip biraz daha yaklaştı bana "Bak beni annen gibi gör ve dediklerimi düşün tamam mı?" dediğinde kafamı salladım.
"Tabii buyurun. Sizin her sözünüzde ihtiyacım var."
"Aigoo bu kadını çok abartıyorsun." dedikten sonra devam etti.
"Bak daha gençliğin baharındasın, Jungkook da öyle. Birbirinize çok da yakışıyorsunuz. Bunu evli ve kocasına liseden beri aşık olan bir kadın olarak söylüyorum, erkekler bir yaştan sonra her anlamda her zaman bir kadına ihtiyaç duyarlar. Arkadaşları, annesi, babası, kardeşleri ile mükemmel bir hayatı olsa da tek bir kadına ait olmak ve onun da kendisine ait olmasını ve o kadının da her yerde arkasında onu desteklemesini isteyebilir. Tabi bu genel bir tanım. Burada sana büyük bir iş düşüyor Young. Eğer sevdiğin adam Jungkook olmasaydı sana belki bu konuşmayı yapmazdım fakat Jungkook oğlum gibidir. Ve o annesi hariç hiç bir kadından doğru düzgün bir muamele görmüş değildir, bunu sen de biliyorsundur." dedi. O Jungkook dedikçe kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Onu sahiden de çok özlemiştim sanırım.
"Biliyorum." diye mırıldandım.
"Sanıyorum ki bu yüzden, beni çok özel görüyor. Ona her zaman destek ol, arkasından olduğunu ona hissettir ve ayrıca sevdiğini de. Eğer bir erkeğin evliliği veya ilişkisi düzgün ise hayatı da düzgündür. Ona, yanlış yaptığında söylememezlik etme, her şeyi birlikte yapın. Özellikle Jungkook'un onu gerçekten seven ve ona inanan bir kızın desteğine ihtiyacı var. Anlatabiliyor muyum?"
Duygulanmıştım. Onu bu kadar önemsediğin fark etmemiştim daha önceden.
"Anlıyorum sunbaenim. Elimden ne geliyorsa yapacağım. Onu gerçekten seviyorum."
"Güzel. Ve ayrıca birbirinizi sevdiğiniz için çok mutluyum belli edemesem de."
Gözlerim kısılana kadar gülümseyip onu uğurladım. Jungkook'u görme isteğiyle dolup taşmış iken elim istemsizce telefona gitmişti fakat vazgeçtim. Bu saatte uyuya kalırdı genelde. Eve gidince şansımı deneyecektim artık.
Ben de eşyalarımı alarak kampüse doğru ilerlemeye başladığımda karşıma çıkan Bong Cha beni şaşırtmamıştı. Haftanın başından beri iki kere oturup konuşmuştuk. İkisinde de kendi gelmişti tıpkı şu an olduğu gibi.
"Selam, dersin bitti mi?" dediğinde gülümsedim. Dedim ya bu kız hakkında düşüncelerim değişmişti.
"Evet eve gidiyordum. Biraz oturabiliriz eğer senin de dersin bittiyse." dedim bu sefer ilk adımı ben atarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Benim engellerim yok muydu sanıyorsun?! Bir tek senin mi vardı engellerin?!... Kolay mı oldu sanıyorsun?" dedi hala nefes nefeseyken. "Seni sevdiğimi kabullenmek? Kolay olmadı çünkü seversem hayatıma almak isteyecektim. Sence hayatım...