_______
Hazırladığım iki bavulu, gitarımı ve kemanımı kenara koyarak, sırt çantama da telefon ve şarj gibi günlük aletlerimi koyduktan sonra bir kenara koydum. Bir tek aşağı indirilmesi kalmıştı. 2 gün önce Jungkook yine gelmiş ve babamla özel olarak konuşmuştu. Detayları da anlattığını varsayarsak, yarım saati geçmemişti. Hayır, bu sefer dinlememiştim.
Bu gün ise artık gitme vaktimdi. Sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim. Annemden ayrılıyordum fakat diğer yanda da sevdiğim adam vardı.
"Kızım?" deyip içeri giren annem, bavulları görünce yine dayanamamış gözleri dolmuştu. Ayağa kalktım ve önünde durup ellerini tuttum.
"Anne tamam yeter artık, kendini heba ettin. Her gün konuşuruz telefonda yine."
"Yine de yüz yüze daha farklı oluyor kızım." diyerek gözyaşlarını geri göndermeye çalışıyordu. "Düğünün de olmayacak zaten, ben böyle hayal etmemiştim ki. Çok ani oldu."
Dudaklarımı büzerek kollarımı anneme sardım. 2 gündür çok duygusaldı. "Anne ben düğün falan istemiyorum zaten. Boş ver. Babamın istediği biriyle evlensem ama mutsuz bir düğünüm olsaydı, daha mı iyi olurdu? Düğün önemli değil ki, mutlu olmak önemli. Ben çok mutluyum anne. Jungkook ile çok mutluyum." deyip omuzlarından tuttum. Mızmız bir çocuk gibiydi.
"Haklısın kızım. Annelik işte. Yeon teyzen ile de dünür oldum ya, daha ne diyeyim size." dedi omzuma vurarak. "Son zamanlarda sürekli bunları evlendirelim deyip duruyordu zaten."
Tatlı bir gülümseme gönderdim anneme. İlk kızı böyle gidiyordu, elbette zordu.
"Bu bavullar aşağı mı taşınacak? Oğlanları çağıralım da taşısınlar."
"Anne gerek yo-"
"Çocuklar! Lowan, Luka, Khya! Gelin de şu bavulları aşağıya taşıyın!" deyip pencerenin önünden çekilerek tekrar önüme geldi. "Bir işe yarasınlar."
Hepsi teker teker gelerek eşyaları aşağıya taşıdığında teşekkür ettim ve bahçedekilere döndüm. Herkes beni uğurlamak için buradaydı. Babam hariç.
"Birazdan gelirler." dedim yola bakarak.
"Kaç kişi bunlar ya!"
Dainan son zamanlarda pek meraklıydı. Daha doğrusu benim bu ani işlerim herkesi çok şaşırmıştı ve ben de dahil herkes şoktaydı.
"7 kişiler." diye mırıldandım. Bangtan'ın da izni ile onlara biraz bahsetmiştim onlardan. Artık akraba oldukları için, gizliliklerini koruyacaklarına söz vermişlerdi.
"Ya şu damadın yüzünü bir göremedik gitti." diye hayıflanan büyük halama, çaktırmadan göz devirdim. İki gündür damat deyip duruyordu ve hala kırgındım ona. Beni kendi oğluna yakıştırmış, bir de haberimiz olmadan bu konuyu babamla konuşmuştu.
"Teyze ben buldum bununkini..." diyen Niley'e döndüm. Elinde telefon ile halama yaklaşmış, bıyık altından gülüyordu. Diğerleri de merakla onun etrafına toplandıklarında, istemsizce oraya baktım.
"Bakayım bakayım!" diye bağıran Yuri'nin ise boyu yetişmediği için ağlamak üzereydi.
"Nerida!" dedi halam hayretle. "Cidden o maskeli çocuk bu mu kızım?" deyip internetten buldukları bir fotoğrafı gösteriyordu bana.
"Nerida turnayı gözünden vurmuş teyze." diyen Khya ise kahkaha atmak ile meşguldü. Ben bu konularda çok rahat olamıyordum onların yanında. Yıllardır bu konularda gerginken, şimdi birden alışamıyordu insan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Benim engellerim yok muydu sanıyorsun?! Bir tek senin mi vardı engellerin?!... Kolay mı oldu sanıyorsun?" dedi hala nefes nefeseyken. "Seni sevdiğimi kabullenmek? Kolay olmadı çünkü seversem hayatıma almak isteyecektim. Sence hayatım...