36. Bölüm ✨

740 64 18
                                    


_______

İnsan bazen çok güzel bir rüya görür, hatta araştırmalara göre bu rüya 3-4 saniye olmasına rağmen size roman gibi gelir. Sonra bazı şeyler sizi uyandırmaya çalışır. Rüyadan bir saniyeliğine ayrıldığınızda kalkmak istemezsiniz çünkü tekrar gözlerinizi kapatıp hayal ederek, rüyaya devam etmeye çalışırsınız.

Fakat şu an ne kadar gözlerimi kapatsam da, yine Avusturalya'da buluyordum kendimi. Uçaktan iner inmez bizi şehirden almaya gelen, ve bizi çok da küçük olmayan kasabamıza götüren abimin arabasında.

Kore'ye alıştıktan sonra buraya her yıl istemeye istemeye geliyordum. Fakat elimden bir şey gelmiyordu. Ses de çıkarmıyordum çünkü beni oraya bağlayan bir şey de olmamıştı şu ana kadar. Okul desen, tatilde geldiğimiz için o da olmuyordu. Ama bu sene, elimde olsa anneme yalvarırdım 'Anne ne olur gelmeyeyim' diye. Çünkü beni oraya bağlayan Bangtan ile tanışmıştım. En önemlisi de, aşk ile bağlandığım sevgilim vardı geride.

Hem de kalabalık bir sülalemiz olduğu için, tıpkı abilerine çekmiş halalarımın sürekli evlilik muhabbeti yüzünden, ayrıca eskiden oynamak isteyip de babamın oynatmadığı erkek kuzenlerimden dolayı da gitmek istemiyordum. Çünkü yaşımız ilerledikçe benim için daha zor oluyordu. Son iki senedir, eskisi gibi eğlenceli konular değil, evlilik konuşuluyordu. Hem de kuzenler arası!

"Pek konuşmuyorsun Nerida." Arabanın aynasından arkaya doğru, benimle göz kontağı kurmaya çalışan abime baktım. Ne kadar uğraşsam da, Nerida'dan vazgeçmeyeceklerdi değil mi?

"Ne konuşayım abi? Burayı sevmediğimi sen de biliyorsun? Benim yerimde olsan sen de istemezdin." dediğimde güldü. Onunla iyi anlaşırdım ve beni anlardı. Babam gibi, kendi fikirlerini kabullendirmeye çalışmazdı.

"Halamlardan mı bahsediyorsun? Merak etme bir tanesi tatile gitti." dediğinde göz devirdim.

"Geriye kaldı 2..." diye mırıldandığımda annem koluma girmiş ve destek verir gibi gözlerini açıp kapatmıştı. Jungkook konusunu bir tek o bildiği için, birlikte sırt sırta verip bu konuyu halletmeyi umuyordum.

Araba büyük bahçeli, ve iki katlı evimizin önünde durduğunda, normal bir surat ifadesiyle arabadan indim fakat bize doğru koşan halamın küçük ve haylaz oğlu Yuri, bize doğru geldiğinde istemsizce gülmüştüm. Bu çocuğun bana karşı bir sempatisi vardı ve sanırım yaşıt olmadığımız için, erkek kuzenlerimin arasından bir tek onu seviyordum. Diğerlerine karşı bir garezim yoktu, fakat artık hepsi genç erkekler olduğu için ve ayrıca evlendirme dairesi gibi anneleri olduğundan, onların yanında rahat olamıyordum. İşin garip tarafı ise, bu durumu sadece benim yaşıyor olmamdı. Hepsi gayet rahattı.

"Yengemler geldi! Yengemler geldi!" diyerek kollarıma atlayan Yuri için eğilmek zorunda kalmıştım.

"Özledin mi beni?" dedim yanağını sıkarak.

"En çok seni özledim, ama Yoora ablama söyleme." dedi kulağıma fısıldayarak. Elimi okey işareti yaptığımda, en büyük ve en küçük halam, arkasındaki kızı tek yaşıt kuzenim Niley, onun kız kardeşi Binda, ardından büyük halamın Yoora ile yaşıt oğlu Dainan, hep beraber bahçeye çıkıp bizi karşılamışlardı. Huh!

"Hoş geldiniz! Gözümüz yollarda kaldı!" dedi halalarım anneme sarılırken. Aslında şu hoşlanmadığım patavatsız halleri olmasa, halalarım iyi insanlardı.

"Nerida! Oha kızım sen her sene daha çok güzelleşiyorsun!" diyerek boynuma atlayan Niley'den dolayı, elimdeki bavulu bırakmak zorunda kalmıştım. Erkek kuzenlerimin aksine, kızlar ile samimiydik.

"Yalakalık yapma!" dedim saçını çekerek.

"Hoş geldin Nerida abla." diyen Dainan'a baktım ve gülümsedim.

KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin