18. Bölüm ✨

1.1K 80 90
                                    

Öylece gözlerine baktım. Yavaşça eğilerek uzandı ve alnıma küçük, küçücük, varı yoğu belli olmayan bir öpücük bıraktı ve kafasını geri çekti. Yüzlerimiz çok yakın değildi. En azından sakin kalmam için izin veriyordu sanki ne kadar heyecanlandığımı biliyormuşçasına.

"Teşekkür ederim..." dedi çatallı sesiyle. "Bana güvendiğin için." deyip elini eski haline getirerek önüne döndü, ve bir şey düşünür gibi yere bakmaya başladı.

"Çıkışımızdan çok geçmeden..." diye başladı. "Kendine ARMY diyen bir şahıs tarafından iftiraya uğradım. Her şeyi planlamış bir şekilde, ona..." dedi ve yumruğunu sıkıp gözlerini sinirle kapattı. "Ona taciz ettiğimi yaydı sözde şahitleriyle birlikte. Daha 18 yaşındaydım Young. O kızın benimle ne alıp veremediği olabilirdi ki. En kötüsü de hayran kitlemizde buna inananlar bile vardı. O günden sonra annem dışında kadınlara bakış açım değişti. Hepsinin bir çıkarı olduğunu ve sinsi fikirleri olduğunu düşünmeye başladım. Bütün kadınlardan kendimi soyutladım, hatta bütün yabancı insanlardan da. İşi o kadar büyüttüm ki kafamda, personelde çalışan noonalara bile aynı gözle bakmaya başlayınca, üyeler bunu fark etti ve beni o batağın içinden çıkardılar. Hepsine hayatımın sonuna kadar minnettarım. Her konuda...Bu yüzden..." diyerek bir saniye kadar bana baktı. Kafamı yana eğmiş hayretle onu dinliyordum. "Bu yüzden dokunmaya korkuyorum. Bir kızdan izin almadan. Sanki her an bunu lehlerine çevirebilirlermiş gibi. Sende öyle düşündüğümden değil Young. Bilirsin işte aptal beyin algıları seni ister istemez alıştırıyor." deyip sıkıntılı bir nefes verdi.

"Seni o kadar iyi anlıyorum ki..." dedim titremesi yeni durmuş elimi sırtına koyarak. "Biliyorsun size anlattım. Ben de babam yüzünden karşı cinse böyleydim. Ama insanlardan soyutlanma konusunda çok haksız sayılmazsın Jungkook-ah. İnsanlar gerçekten çok değişti. Kimse çıkarsız iş yapmaz oldu, merhamet kırıntıları gittikçe ufalıyor kalplerde, insanların beğenisini alıyorum ayağına çok kolay kalp kırıyorlar, en çok da sinir olduğum nokta ne biliyor musun?" dediğimde yandan bir bakış attı. "Sanki kendi hayatlarını çok iyi kontrol edebiliyorlarmış gibi, başkalarının hayatlarını bilip bilmeden kontrol edip yön vermeye çalışıyorlar. Oysaki bilmiyorlar ki kendileri değişmeden karşıdaki değişmiyor. Kimse kimseyi değiştirmiyor." dediğimde onaylarcasına kafasını sallayıp arkasına yaslandı ve benim sözlerimi tamamlarcasına konuştu.

"Aslında karşıdakini değiştirmek yerine kendimizi değiştirmemiz bir nevi bakış açımızı değiştirmek." dedi. Ben de onun gibi arkama yaslandım.

"Haklısın. Bu yüzden az ve öz insan olsun hayatında, al sana mis gibi huzur." dediğimde omzunu sallayarak güldü.

"Young ben acıktım ya." dedi birden. Gülerek ona döndüm. "Tamam, ben gider alırım dışarıdan bir şeyler şimdi. Bu klinikte yemekhane yok herhalde değil mi?" dediğimde kafasını salladı.

"Ama akşam olacak birazdan, bizim kapıdaki korumayla git. Ben söylerim." deyip ayağa kalktığında kafamı salladım. Korumayla konuşup yanıma tekrar geldi ve elindeki kartı bana uzattı.

"Ne bu?" dediğimde yüzünü astı. "Kartımı veriyorum sana, bana istediğin zaman ulaş diye." dediğinde anlamsızca yüzüne bakmaya devam edip tekrar elindeki karta baktım. E bu kredi kartıydı. Jungkook benim yüz ifademe daha fazla dayanamayarak konuştu.

"Görmüyor musun kredi kartı. Yemek alacaksın ya hani." dedi kaşlarını kaldırarak.

"Haa gerek yok ısmarlayabilirim." dedim tatlı bir şekilde gülümseyerek.

"Yok yok sen al kartı." deyip elime sıkıştırdığında, şifresini söyleyip beni korumanın yanına itti. Baya acıkmış olmalıydı.

Ne alacağımı sormayı unuttuğumu hatırladım fakat Jungkook'un hemen hemen çoğu şeyi yediğini biliyordum. Bir keresinde onu Namjoon'un omzunu ısırırken yakalamıştım. Daha ne olsun!

KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin