"Jungkook-ah noldu? Bir sorun mu var?" dedim kafamı yan eğerek.
"Young-ah...Sana başka zaman istediğin bir şeyi alacağım ama şimdi eve gidelim tamam mı? Acil." dedi fısıltıyla. "Ne olduğunu evde söyleyeceğim." dediğinde kafamı salladım.
"Tamam, sen çık hemen geliyorum." dedim. Arkasını hızla döndü fakat onu yiyecekmiş gibi bakan iki çift gözle tekrar durmak zorunda kaldı. Jungkook'un yüzünü göremiyordum. Zaten daha fazla durmadan çekip gitmişti.
Hemen kola ve istediği cipsi alıp kasaya geçtim. Kız hemen kasaya geçmişti. Elimdekileri alıp sakince barkodlarını okuttuktan sonra ağzını araladı.
"Arkadaşın sanırım." dedi. Sanki bir şey ima ediyordu. Kafamı salladım umursamazca. Şu an onunla ilgilenemeyecektim. Jungkook onun yüzünden bu haldeydi onu anlamıştım.
"Biraz garip." dedi kaşlarını çatıp.
"Eminim ki bir sebebi vardır. Normalde böyle değildir." diyerek uzattığı poşeti aldım ve parayı ödeyip kızın yüzüne bile bakmadan hızlıca çıktım.
Çıktığımda Jungkook'u görememiştim, fakat köşeyi döndüğümde yanımda bitti.
"Gitmedin mi sen?" dedim kalbimi tutarken. Korkmuştum.
"Seni bekledim." dedi soluk sesiyle. "Ne aldın?" deyip poşete bakmaya çalıştı.
"Kola ve cips istediğini söylemiştin." dedim poşeti sallarken. Duraksadı bir an, sonra güldüğünü anladım.
"Sağ ol." dedi sadece.
Eve geldiğimizde hızlıca odasına girdi. Kapıyı açan Namjoon ise bana 'ne oldu' der gibi bakıyordu.
"Bilmiyorum. Öğreneceğim." deyip gülümsedim ve yavaşça odasına girdim. Yatağına oturmuş çatıdaki gibi başını elleri arasına almıştı. Poşeti bırakıp yanına oturdum.
"Jungkook anlatacak mısın? Endişelenmeye başlıyorum." dedim. Oflayıp tek kişilik bazasında arkaya doğru kayarak sırtını duvara yasladı. Bende aynı şekilde yanına kaydım.
"O kızı tanıyorum. Busan'dayken karşı komşumuzun kızıydı. Benden 3 yaş küçük. Ortaokuldan beri bana takmış durumda. İlk başta iyi anlaşıyorduk sonra bana, Seul'e gelmeden 2 gün önce benden hoşlandığını söylediğinde ona, onu arkadaş olarak gördüğümü söyledim ve küçük olduğumuzu da ekledim. Beni yolcu ederken arkamdan çok kötü ağladığını hatırlıyorum. Çocuklukta öylesine benden hoşlandığını sandım fakat işi istediğini elde etmeye kadar götürdü ve hırs yaptı. Sonra 2 yıl önce Tekrar Seul'e geldi. Nasıl yaptığını bilmiyorum, ilgilenmiyorum da. 2 sene önce sürekli beni her türlü sözle taciz etti, psikolojik baskı yaptı. Annem ile onun annesi arkadaş olduğu için anneme yalan yanlış şeyler söyler diye de korktum. Ona şiddet uyguladığımı falan söyleyebilirdi. Bunu dile getirip duruyordu çünkü." dedikten sonra oflamaya başladı.
"Sonra ne oldu?"
"Sonra bir şekilde babası artık Busan'a gelmesini söylediğinde gitti. Komşumuzun kızı olduğu için bir şey de diyemedim. O günler çok kötüydü, hatırlamak bile istemiyorum. " deyip saçını karıştırmaya başladı.
Sonra ben anlattığı olayları tamamlamak amacıyla devam ettim. Artık parçalar yerine oturmuştu. "Sonra tekrar geldi ve senin oturduğun evi öğrendi. Ardından buraya en yakın markette çalışmaya başladı, sırf sana yakın olmak için." dediğimde kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı.
"Ne?"
"Evet, markete bir kere daha gitmiştim ve muhabbet açtım. Burada tek başına sıkılmıyor musun dedim. Bir amacı olduğunu söyledi bana. O amacı sendin Jungkook." dediğimde histerik bir gülüş attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Benim engellerim yok muydu sanıyorsun?! Bir tek senin mi vardı engellerin?!... Kolay mı oldu sanıyorsun?" dedi hala nefes nefeseyken. "Seni sevdiğimi kabullenmek? Kolay olmadı çünkü seversem hayatıma almak isteyecektim. Sence hayatım...