25. Bölüm ✨

925 72 41
                                    

"Orada Jungkook olduğunu unutmuşum. Ne diye Yoongi hyungun gazına geldiysek." dedi Tae homurdanarak. Bir yandan içine giren karları temizlemeye çalışıyordu.

Akıllarınca bize saldırmaya gelen üyeler ve kızlar, Jungkook ve benim tıpkı bir savaştaymışız gibi dayanışma ile karşılık vermemize karşı hazırlıksız yakalanmışlardı.

"Olsun, en azından Young'a bir tane attım." dedi Yoongi. Hazırlanmış arabaları bekliyorduk. Artık gitme vakti gelmişti.

"Nasıl oldu ya? Siz birden bize saldırmaya başladınız. Young nasıl olduğunu anlamadığım bir hızda kar topu hazırlıyor Jungkook'a veriyor, Jungkook da taramalı gibi bize saldırıyor. Waaow cidden havalı!" diye kahkaha attı Hoseok .

"Al işte!" dedi Jin. "Tencere kapak gibiler. Al birini vur ötekine." dediğinde güldük Jungkook ile birlikte. Bu tabir hoşumuza gitmişti.

"Hayır benim en sevdiğim kısım, ilk Jungkook'un Young'a siper olması var ya, orası çok iyiydi." dedi Geong Min.

Mutluydum.

"Çocuklar haydi arabalar geldi." diye içeri giren Namjoon ile hepimiz ayağa kalktık ve son bir kez etrafı kontrol ederek yine aynı şekilde arabalara dağıldık.

Valizimi arabanın bagajına kaldırmak için eğildim fakat Jungkook bu sefer diğerleri gibi önüme doğru eğildi ve dudağıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde valizimi de kaldırıp bagaja koymuştu. Daha diğerinin etkisinden çıkamamışken, içim bir garip olmuştu. Bunlar bana fazlaydı.

"Ne yapıyorsun?" dedim kolunu dürtükleyerek. "Ya biri görseydi."

"Başka bir şey dene demiştin. Bak bunu yedin. Ayrıca dikkat ediyorum sen merak etme." deyip bagajın kapağını örttükten sonra arabaya bindik. Beni düşünmesi çok hoştu.

Havaalanına geldiğimizde kızlar bizden ayrılarak tren aracılığıyla evlerine gideceklerdi.

"Tanıştığıma memnun oldum hepinizle." deyip teker teker sarıldım hepsine.

"Jungkook oppa ile çok yakışıyorsunuz unnie." diye fısıldadı kulağıma EunJin. Gülümsedim.

Dawon unnieye de nasihatleri için teşekkür edip hepsinin numarasını da almıştım.

"Hadi yeter bu kadar, bir ayrılamadınız." diyerek Geong Min ile bizi ayırdı Namjoon.

"Kırılıyorum ama oppa. Sen beni hiç özlememişsin." dedi mız mız bir çocuk edasıyla.

"Özlemediğim için adını bile hatırlamadığım hocalarla saatlerce sohbet ettim değil mi? Sırf sen de gel diye." dediğinde Geong Min şımarık bir şekilde güldü.

"Lafımı geri alıyorum."

"Gel buraya." deyip kollarını ona sardı Namjoon. Gözlerim dolmuştu.
Ne güzel bir tabloydu bu böyle.

Herkes vedalaşmasını bitirdikten sonra nihayet uçağa binebilmiştik. Jungkook'un beni sürüklemesi üzerine onun yanına oturdum. Sürüklemesine gerek yoktu ki, ben zaten onun yanına oturacaktım.

"Yarın klip yayınlanacak ve kırmızı halı var." dedi Jungkook kafasını arkaya yaslayıp.

"Heyecanlı mısın?"

"Her zaman olduğu gibi." deyip gülümsedi burukça.

Yavaşça koluna girdim ve kafamı omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım. O da elini benimkine kenetlediğinde bana bakıyor olduğu hissine kapılıp kafamı kaldırdığımda, tıpkı annesine baktığı gibi bakıyordu bana.

KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin