27. Bölüm ✨

995 66 32
                                    

Uzuuun bir bölümdür kendisi 🤭

Satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen 🙏 😘

Keyifli okumalar 💜
_______

"Ben..." deyip gözlerini kapattı. "Jeon Jungkook ve senin fotoğrafını çekip Disbatch muhabirine gönderen bendim." dedi bir çırpıda.

"Ne yaptın ne yaptın?" dedim yüzümü buruşturarak. Bir insan nasıl bu kadar alçalabilirdi? Duyduğum şey öyle kolayca sindirebileceğim bir şey değildi.

"Young sadece bir hata yaptım. Seni onunla görünce dayanamadım ve tanımadığım bir kişiye sinirlenip-"

"Onu kıskandın ve onu zaafından vurmaya çalıştın. Bir skandal çıkarmaya çalışarak. Sen onun ne kadar üzüldüğünü biliyor musun? Belki bana göstermedi ama, belki de gece uyumadan altına gelen kötü yorumları okuyup okuyup ağladı! Sen..." dedim tiksinir gibi bakarak. Şu ana kadar Woo Jin ile ilgili iyi bir şey düşünmüşsem de, onu da yok etmişti.

"Sen ne kadar düşüncesiz birisin. Bunu yapınca eline ne geçti? Hiç bir şey." dedim ellerimi kaldırarak.

"Sadece bir hataydı dedim. Ortalığı çok da sallamadı zaten."

"Sallasa sevinecek miydin?!" diye tekrar yükseldim. Dediği şey normal değildi.

"Hayır. Onu yaparken öyle bir amacım yoktu, sen onu seviyordun ve-"

"Seviyorum ne var!" diye bağırdım. Yağan kar yavaşlamıştı fakat bu sefer de benim kalbim hızlıydı.

"Ben birini sevemez miyim? Benim oturup kalktığım, eğlendiğim, erkek arkadaşlarım olamaz mı? Ben bir erkeğe kalbimi verip sevemez miyim? Severim ve buna kimse karışamaz. Var da zaten, hayatımda 7 tane erkek var ve hepsini teker teker oturup saatlerce mükemmelliklerini anlatabilirim, ama bir tanesi var ki içlerinde, kalbimi ona verdim ben!" Sakin kalamıyordum. Sanki bağırmadan konuşmazsam tatmin olmuyor gibiydim. Bunları neden ona söylediğimi de bilmiyordum. Onları tanımıyordu bile.

"Onu çok seviyorum, aşığım ona, bir haftadır sadece bir kez yüzünü gördüm, ve 4 kez de sesini duydum! Çok özledim bu yüzden nereye baksam onu görüyorum, gözlerimi kapatınca yüzü geliyor önüme, sesini de kulaklarımda duyuyorum, oldu mu?! İkna oldun mu artık?!" dedim nefes nefese. "Bak ben de sevebiliyormuşum." Sadece canını yakmak istiyordum belki peşimi bırakır diye. Sanırım özlemim fazla gelmişti.

"Ve sen bu sevgiye saygı duymayacak kadar alçalmışsın ve seni deliler gibi seven Cha'yı arkanda bırakıp yanıma gelecek kadar da düşüncesizsin. Gerçekten erkeksen, kullanıp attığın kızın en azından gönlünü alır ve geçirdiğiniz güzel anıların, sana yaşattığı güzel anların hatırına ona bir şans daha verirsin ve doğru düzgün dinlersin. Kız kaç gündür benim sana Jungkook'u anlattığım gibi seni bana anlatıyor. Senin aksine, o çok güzel seviyor." dediğimde elim ayağım boşaldığından dolayı hızlıca durağa oturdum.

Ellerim tir tir titriyordu. Hala ayakta bekliyor ve yere bakıyordu sessizce.

"Şimdi git ve ben sakinleşene kadar gözüme gözükme lütfen." dedim. Yorulmuştum artık. Sokağın ortasında bağırmış ve öfkeli olduğum birine içimi dökmüştüm. Açıkçası rahatlamıştım. İlk defa bu kadar sinirleniyordum.

"Özür dilerim." diye mırıldanıp ayaklarını sürüye sürüye ilerledi ve tekrar hızlanan karla birlikte gözden kayboldu.

Hıçkırdım önce. Kızaran ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. Sinirlerim boşalmıştı ve dışarıda olduğum gerçeğini umursamayarak seslice ağlamaya başladım. O sırada telefonum çaldığında soğuktan hissetmediğim parmaklarıma, özlediğim sesini duymak için aramayı cevapladım.

KOMOREBİ -1- [JJK] TR ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin