1. Bölüm-Sürpriz

5.2K 90 31
                                    

Sabah erkenden kalktım. Saat daha 5'ti ama normalden bile geç kalkmıştım. Hızlıca kalkıp banyoya girdim.

Duş alıp çıktıktan sonra altıma kot pantolon, üstüme ise kırmızı bir kazak giydim. Saçlarımı da topladıktan sonra mutfağa gittim.

Geçerken Onur'un odasına baktım. Her zamanki gibi derli topluydu benim canım oğlum.

Ege'nin odası ise... Savaştan çıkmış gibiydi. Olsun, onlar okula gidince toplardım.

Ben öğretmen olduğum için biraz daha geç çıkıyordum, bu sayede ortalığı toplama fırsatım oluyordu.

Yumurtayı koydum ve hızlıca kahvaltılıkları masaya yerleştirmeye başladım.

Onları yerleştirdikten sonra portakal çıkardım ve taptaze portakal suyu sıktım. Çok yorulmuştum. Tam biraz dinleneyim diye düşünürken saatin 7'yi geçtiğini fark ettim.

Hızlıca gidip Onur'u uyandırdım. "Onur, uyan hadi oğlum. Kahvaltı hazır." Onu uyandırdıktan sonra Ege'nin odasına gittim.

Tam girecektim ki başım döndü. Duvara tutunmaya çalıştım ama başaramadım. Yere düştüm ama neyse ki başımı vurmamıştım. Yavaşça yerden kalktım. Yorgunluktan diye düşünürek Ege'nin odasına girdim.

"Oğlum, kalk hadi. Hadi..." dediğimde midemin bulandığını hissettim ve hızla banyoya koştum.

Klozete eğilmiş kusarken aklımdan yediklerimi geçiriyordum. Tek başıma hiçbir şey yememiştim, yani belirtiler başkasında da yokken zehirlenmiş olamazdım. O zaman ne olmuştu?

Neyse ki Ege uyanık değildi ve beni görmemişti. Ne kadar korkacağını tahmin bile edemiyordum.

Tuvaletten çıkarken kendimi çok halsiz hissediyordum. Muhtemelen üşütmüştüm.

Ege'nin odasına tekrar girdim ve onu uyandırmaya çalıştım. "Oğlum, hadi. Uyan artık. Ege! Uyan artık, bak okula geç kalacaksın."

Ege'yi en sonunda uyandırmayı başarmıştım. Gidip tam Onur'un odasına girecektim ki odanın kapısı açıldı ve içinden giyinmiş, çantasını takmış, okula hazır bir Onur çıktı.

Onu öpüp "Aferin benim oğluşuma!Hadi sofraya geç de kahvaltını yap." dedim ve yatak odasına gittim.

Hala biraz başım dönüyordu ama bunu görmezden gelmek zorundaydım. Bugün Ege'nin veli toplantısı vardı, ayrıca bir sürü sınıfa da dersim vardı.

Yatakta uyuyan Mert'in yanına gittim ve onu yanağından öptüm. "Sevgilim, uyan hadi. Bak çocuklar uyandı, kahvaltılarını yapıyorlar. Sen de işe geç kalacaksın." dedim.

Yavaşça gözlerini açtı ve bana baktı uykulu gözlerle. "Tamam aşkım, duş alayım, sonra hemen geliyorum kahvaltıya." dedikten sonra kaşlarını çatarak "Aşkım, sen iyi misin?" diye sordu.

Anlamayarak "Neden, ne oldu ki?" dediğimde uzanıp ateşime baktı. "Sapsarı olmuşsun. Çok solgun görünüyorsun."

Elimi önemli değil der gibi sallayıp "Biraz başım dönüyor aşkım. Biraz da midem bulanıyor. Üşüttüm herhalde." dedim.

Mert "Olsun, bir doktora gidelim yine de." dedi. Odadan çıkarken "Tamam aşkım." dedim. "Gideriz bir ara. Sen duş al da kahvaltı et hadi. Daha çocukları okula bırakacaksın."
Başını sallayıp yataktan kalktı. Ben de mutfağa, çocukların yanına gittim.

Onlar kahvaltı ederken bir yandan da bugün yapacağım sınavın sorularının son bir kontrolünü yapıyordum.

"Ege, ödevini yaptın mı oğlum?" Ege ağzı dolu bir halde başını salladı. "Yaptım anne. Çok kolaydı zaten."

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin