12-BİLEKLİK

34.8K 1.4K 243
                                    



12-BİLEKLİK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




12-BİLEKLİK

SASA-Yürüyorum Dikenlerin Üstünde


Merhaba hoşgeldiniz

Nasılsınız?


Bölüm uzayan aramızı telafi etmek için uzun. Bol bol yorum yapıp yıldızı aydınlatmayı unutmayın olur mu?

sizi çok seviyorum



🔥








"Karanlık bir gece yol görünmüyor
Yürüyorum dikenlerin üstünde
Kara çalı bana aman vermiyor
Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyam
Üstünde yaralıyam
Üstünde"

Gözümden usulca bir yaş süzülürken elimi Bircan ablanın ipekten farksız, kömür karası uzun saçlarının üzerinde dolaştırıyordum.

"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyam

Üstünde yaralıyam

Üstünde..."

Yarası çok ve derindi. İnsanlar kanayan yarasını görüp, ona yardım etmek yerine tuz basmayı tercih ediyorlardı.

Belki de kolayı buydu. Yarasına bastırıp ellerinin onun kanına boyanmasındansa tuz ekip dindirmeyi yeğliyorlardı. Ama öyle miydi aslolan? Kanayan yaraya hiç basılır mıydı tuz? Ama basıyorlardı. Bir de karşına geçip tuz basılan yaranın seni nasıl kavurup acı çektirdiğine keyifle bakıyorlardı.

Bir insanı kırmak kolaydı. Hele de hassas kalpli birini kırmak daha kolaydı. Ama ya o kırılan kalbi onarmak?

"Niye sustun Elif?" dedi dizlerimden başını kaldırıp. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Halbuki bakılmaya doyulamayacak güzellikteydi koyu kahve hareleri. Onun bu gözlerine yapılan haksızlık değil de neydi?

Hafifçe omuz silktim gülümsemeye çalışıp.

"Çok güzel söylüyordun. İçli içli. Susmasaydın keşke." Dakikalardır dizimde hıçkırıklarını bastırmaya çalışıp içini çeke çeke ağlamıştı.

"Bircan abla..." dedim elimle gözünden kayan yaşları yavaşça silmeye çalışıp. Ben silsem bile yenileri akıyordu hemen. "Harap ettin kendini."

"Katlanamıyorum Elif. Yapamıyorum." Gözünden yaşlar tekrar fütursuzca süzülmeye başladığında dişleriyle dudaklarına bastırdı ve boğazından kaçacak hıçkırıklara mani olmaya çalıştı.

"Yapma artık lütfen." dedim titreyen ellerini kavrayıp.

"Elimde değil. Ağlamamaya çalışıyorum ama içim çok yanıyor. Engel olamıyorum." Ellerini kendi ellerimin içinde sıkmaya çalıştım. "Yoksa sende mi ayıplıyorsun beni?" Küçük bir çocuğun sorduğu gibi sormuştu.

ATEŞTEN DÜĞÜM(KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin