20-AVCUMDAKİ YARALAR

26.2K 1.1K 313
                                    




Merhaba hoşgeldiniz?

Nasılsınız iyi misiniz?

Diyeceklerim bölüm sonunda uğrayın mutlaka, ama yıldıza dokunmayı da ihmal etmeyin. sizi seviyorum






🎶Berk Baysal- Yaralarını Ben Sarayım





🎶Berk Baysal- Yaralarını Ben Sarayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

'AVCUMDAKİ YARALAR'

🔥

'Kamer nefes al lütfen!' Babamın sesi zihnimde yankılanırken boğazımdaki o kocaman yumruya ulaşmaya çalışıyordu ellerim.

'Sakin ol tamam mı babacığım. Ben senin yanındayım. Nefes almaya çalış haydi.' Küçükken astım krizim ne zaman tutsa en sakin haliyle dururdu yanımda babam.

'İçinden ona kadar say hadi' derdi sakince karşımda. 'Nasıl öğrendiğini hatırla. Sen okula gitmeden yüze kadar saymayı öğrendin bak. Korkma.' Okula başlamadan okula gitmesi hevesi olurdu her çocukta. Kalem tutmak, resim yapmak, sayıları, harfleri öğrenmek...

Ben biraz talihsiz bir şekilde öğrenmiştim sayıları. Astım krizimde dikkatimi başka yöne çekebilmek için babam öğretmişti bana saymayı.

'Nefes al... 1...Nefes ver...2...'

Nefeslerimi sayarken öğrenmiştim her birini. Önceleri ona kadar bildiğim sayılar yeterdi ama sonra sayılar katlanarak büyümüştü. Nefes alamayan biri için bir saniye bile ne kadar önemliyken ben büyük büyük sayıları saymaya çalışıyordum.

Şimdi ise hiçbir sayı yetmiyordu nefeslerime.

'Sakin ol korkma. Sakın korkma. Sen o kadar güçlü bir kızsın ki...' Annem ben krize girdiğimde panikler, ağlar, ne yapacağını bilemezdi. Eli ayağı birbirine dolanır ve benden daha çok sakinleşmeye ihtiyacı olurdu. Ama babam beni kaptığı gibi kolları arasına alır, nasıl sakinleşmem gerektiğini, bunun geçici bir şey olduğunu, ilacımın işe yarayacağını tane tane anlatırdı.

Belki babam olsa yine hemencecik geçerdi.

"Sakin ol. Nefes al!" diyordu bu sefer beni kolları arasında tutan beden. Dudaklarıma dayanan ilacımla ciğerlerime iki fıs hava gitmiş ama bana yetmemişti. "Bana bak! Nefes al!"

Bulanık görüntüm sallanırken dudaklarımdan sadece zorla çıkan bir hırıltı oluyordu. Bedenimdeki tüm derman aniden çekilmiş ve ben kendimi bomboş hissetmeye başlamıştım.

"Baran doktora götürelim!" diyordu geriden bir ses. Uğultuları yarıp güçlü bir şekilde ulaşmıştı kulağıma.

"ÇIK DIŞARI MARAN! KAPAT KAPIYI!" Debelenmeye başlamıştım artık. Nefes alamadıkça bedenimdeki tüm var olan oksijen de acı verircesine çıkmaya başlamıştı.

ATEŞTEN DÜĞÜM(KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin