...
İnstagramımız : Regall_academy
Hakkında kısmında link mevcuttur .
O zaman yeni bölüm başlıyorr
--------&&&&&&----------------------------Nasıl yorulmuşsam gözlerimi açtığımda hava karanlık ve gece yarısıydı . Yıldızlar ilk defa bu kadar güzel ve yakındı . Güneş doğana kadar izleyebilirdim . Camın kenarına oturup bacaklarımı kendime çektim . Elimi de cama koyup şaşırmış bir tebessüm ile camdan yıldızlara baktım . Ne kadar da parlaklardı . Biraz öylece yıldızları izlerken bir tanesi kaydı . Dilek tut Rosee . Hmmmm ' İnşallah bu yıl mükemmel geçer ve hem kahraman olurum hemde gerçek bir prenses gibi hissederim . ' diye bir dilek diledim . Tabikide prenses dediğim şatoda kalmak ve prensesçe davranmaktı . Bunu öğrenecektim . Ben Prenses Rose Sindirellayım çünkü :)
Camın önünden kalktım ve kapıya yöneldim . Bakalım mutfakta ne gibi şeyler var . Kendimi şuan hırsız gibi hissettim açık olmak gerekirse çünkü parmaklarımın ucundaydım ve hiçbir ışığı yakmıyordum . Mutfağa vardım ve ışığı açtım . Bir andada çığlık attım ' aaaa! Büyük anne ' diye . Evet korktuğum kişi büyükannemdi . Dolabın önünde kapağı açık bir şekilde duruyordu . Gülümseyip ' niye kalkmıştın sen ' dedi . Bende ' su ' diyerek bardaklara uzandım ve kendime su doldurarak içtim . Uykum gelip esneyincede büyükanneme iyi geceler diyerek yatağıma geri döndüm . Yarın tatil günü bakalım neler olacak . Sonra akşamda eve dönecektik annem ile . Elimde olsa hep burada kalırdım .
Sabah olmuş ben hala yatağımdaydım bir anda oda güneş ile doldu. Çünkü biri perdeleri açmıştı . Zorlukla gözlerimi açtım ve büyükannemi gördüm . ' günaydın tatlım kalk bakalım sabah oldu ' dedi . Bende hemen kalkarak ' uyumanın sırası değil keşif zamanıı ! ' diyerek dolabıma yöneldim . Daha doğru söylemek gerekir ise giysi odamdaki büyük gardırop . Acaba ne giysem diye bakar iken bir balkabağı baskılı tişört altına siyah renkli bir tayt ve en önemlisi ise bir ayakkabıydı işte bu yüzden ayakkabı seçmede zorlandım . Aslında topuklu lacivert pullu bir ayakkabı giymek isterdim ama şuan ben etrafı keşife çıkacağımdan rahat olmalıydım . Pembe bir stiletto giyerek odamdan dışarı en sonunda kendimi atabildim .
Annem aşağıda idi . Yanına gittim ve kahvaltımızı ettik . Daha sonra Büyükannem ' okul tatil olabilir ama bir sorumlu asla tatil yapmaz ' diyerek okula diğer öğretmenler ile buluşmaya gitti . Annem ise birazcık daha benimle kaldı ve ' bak bir yere ayrılma evde kal olmadı git bak biraz ileride pamuk prenses şatosu daha biraz ileridede Astoria'nın yaşadığı rapunzel şatosu var . Arkadaşlarınla gününü geçirebilirsin ama tek değil arabayla gideceksin ' diyerek evden çıktı . Bende bu koskoca şatoda yalnızdım . O zaman bugünü gezip tozma günü ilan ediyorum .
Anında ayakkabılarla dolu bir salona girdim umarım büyükannem lazerlememiştir etrafı ama beni tanıdığından lazerliysede devre dışıdır şuan herhalde . Çok güzellerdi hepsi ve bir tanede bilezik gördüm altındandı ve pembe süslemeleri vardı . Peki ne işe yarıyordu bu. Kaldırıp elime almak istiyordum ki bir not gördüm ' sevgili Rose umarım bu notu görüp yinede bu bileziği açmak istemezsin . Bilezik korunuyor bu yüzden dokunma çok istersen zamanı gelince alırsın . Büyükannen Sindirella .
Evet hayaller suya düştü ben en iyisi yavaştan odadan çıkıyım . Odadan dışarı çıktım gerekli başka bir şey bilmeme gerek yoktu sadece prenses elbiselerini merak ediyordum . Büyükannemin odasına girdim ve onu gördüm . Masmavi upuzun parıltılı mı parıltılı bir elbiseydi . Sindirella masalındaki o elbise vay canınaa ben bunu giyeceğim ama şimdi değil . Odadan çıkarak dans salonuna gittim . Demek partileri burada verecektim . Ne muhteşem bir yerdi . Yavaş yavaş odada dönmeye başladım . Bu odayı çok güzel süsleyebilirdim ama şimdi değil .
Evet hiçbir şeyin zamanı değil çünkü ödevi hemen yapmam gerek . Bir resim kağıdı bir kaç boya ve çizim kalemi bir de resim kağıdını tutması için ahşaptan yapılmış tutacağı bir elime alarak bahçeye çıktım . Yavaş yavaş bahçeyi dolaştım . Balkabağı balkabağı balkabağı ve yine bir balkabağı . Artık belli oldu . Balkabağı çizecektim . Her şeyi hazırladım ve yavaş yavaş çizdim şuana kadar 5 kağıt değiştirmişim ve daha sadece 1 dakika geçmişti . Her devasında bir şeyi beğenmeyip yırtıp atıyordum ama en sonunda o mükemmel balkabağını çizebildim . Yorulmuştum bu yüzden eşyalarımı odama kaldırdım . Ayakkabıyıda evde çizerim o iş kolay . Saat daha yeni öğlendi . Acaba ne yapabilirim derken aklıma annemin söyledikleri geldi . Git arkadaşlarınla görüş . Dışarıda yürümek hiçte fena olmazdı . Askerleri zar zor geçtim ve acaba sağdan mı gitsem, soldan mı diye düşündüm . Sonrada regal akademi yolunun tersine doğru gittim . Bakalım karşıma ne gibi şeyler çıkacak .
Yürüdüm yürüdüm . Önüme bakmadan yürüdüm bazen ayağıma baktım bazen etrafa bazen havaya baktım . Sonunda bir ıslık sesi duydum . Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktığımda Hawk'ın yanıma geldiğini gördüm . Aaa tabi ya pamuk prenses şatosu .
Hawk : Seni buralara ne attı bakalım
- Hiçç öylesine yürüyordum da sana gelmişim meğer .
Hawk : O zaman hoşgeldin .
- Evet hoşbuldum . Gerçekten güzelmiş buralar .
Hawk : Bana pek güzel olmuyorlar .
- Neden ?
Hawk : (Büyükannesinin taklidini yaparak ) Hawk gel buraya Hawkk bak sana çok güzel bir gelin adayı buldum . Ahh bir uslanmadı . Ne yapıyım ben boş prensesleri .
- Dolu prenses mi var yoksa şişman mı istiyordun ?
Hawk : Prenses beğenmeyince bir keresindede şişman bir kızı getirdi al bak belki bunu beğenirsin diye .
Kendimi tutamayıp güldüm .
Hawk : Bir de o yetmezmiş gibi 7/24 prensesler topluca şatomu istila ediyorlar . Hayır bir mahremiyetimin olmayacağından korkuyorum artık .
- Ay kıyamam ne de korkmuş . ( gülerek )
Hawk : Ee gerçekten sen ne yapıyordun .
- Ne yapıyım sıkıldım geziyordum burada ilginç hafta sonu aktivitesi ne var .
Hawk : Tabikide Fala ile zaman geçirme ve bahçe ile ilgilenme
- Bahçe işlerini seviyor mu ?
Hawk : Neden olmasın ?
- ...
Hawk : Gelde göstereyim nasıl bir bahçemiz var
Diyerek beni çekiştirdi ve şatonun içine bahçe bölümüne soktu . Etraf çok güzel elma kokuyordu az daha sarhoş olabilirdim . Daha sonra bahçenin en ortasında Falayı gördük bir çiçekle ilgileniyordu . Pembe bir gül . Ne kadarda şirin ve yalnız ! bahçede hiç gül yok ondan başka . Ve onunlada Fala mı ilgileniyor ? ' Bu çiçek senin mi Fala ' diye sordum . O da ' Hayır Rose ... ' derken bir anda sustu ve ' yani snowwhite prensi Hawk'ın ' dedi . Sonra Hawk'a döndüm ve ' pembe gülleri sevdiğini bilmiyordum ona bakacak kadar ' dedim . Hawkta ' birileri sevdirtti diyelim gül hanım ' dedi . Sonra Fala ' ee Rose aç mısın yemek yer misin ne yapmak istersin bahçeyi dolaştın değil mi her yeri gördün? ' dedi . Bende ' gezdim teşekkürler bu mini gezi için ' dedim . Hawkta ' Ne demek prenses sık sık uğra ' dedi . Prenses Banaaa . Ahh bayılcam şimdi derken ...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Regal Academy 3 - HaSe Snowwhite
FanfictionArkadaşlıktan doğan bir sevgiydi onlarınki . Kurtarıcılıktan maceraya yan yana omuz omuza peki birden bu takım bozulursa . İŞTE REGAL AKADEMİ'NİN 3. SEZONU (KENDİ KURGUMDUR ARKADAŞIM İLE YAPTIĞIM . ) Hawk , Astoria , Ling Ling , Shawn , Joy , Trav...