Bir hafta sonra:
Kaç gün geçmişti ne Murat bırakmıştı bana karşı gelmeyi ne de ben bırakmıştım ona elimi uzatmayı .
Ölüme gülümseyerek ilerleyen adam yaşayacağını anlayınca egzersiz hareketlerini pes etmeden yapıyordu.
Bizimle konuşmadığı gibi yüzümüze de bakmıyordu en çokta bana.Ama diğerleriyle de bir satır sohbeti olmamıştır.
Tek yaptığı ayağa kalkmak için çabalayıp uyumaktı.Ahmet amca gelmiyordu, dedem ise Murat'ı o halde görmeye dayanamıyor kalbi her sederinde sıkışıyordu. Halamgil artık dedemsiz geliyorlardı .
Onlara da ne kadar gelmemeleri için ısrar etsekte hergün illaha ki uğruyorlardı.
Benim ise gözüme doğru düzgün bir uyku girmemişti. Yemeğin ne olduğunu untmuş Murat yemeyince benimde boğazımdan geçmez olmuştu .Üstümdeki kıyafettiler artık bir an önce duş almamı söylüyordu.
Koltuğa oturmuş iç cekerek Murat'ın suskun suskun, sırtını çevirmiş camdan dışarı seyredişini izliyordum .
İzlerken de aklımdan çıkmayan o konuşmayı düşünüyorum. Murat'a bir şey anlatmamıştım şimdi bir de buna kafasını yorsun istemiyorum.Ama benim de artık düşünmekten beynim darma duman olmuştu. Selim ismini duymak bile istemezken adamın ismi de yüzü de o son nefesi ve
son sözleri asla aklımdan çıkmıyordu.-"Bu yaptığın yanına kalmayacak .Asla mutlu olmayacaksın bu yaptığını asla unutamayacaksın ."demişti değil mi.
Doğruyu da söylemişti unutamamıştım ama bir tek ona yaptıklarımı değil bana dokunan o ellerine lanet okuduğum anları da unutamamıştım. Bana her dokunduğu dakikayı düşündümde miğdem her seferinde bulanıyordu.
Kulağıma
-"Benim meleğimi aldığı gibi bende onun meleğini alacağım. "Diye fısıldayarak Murat'dan hırsını bedenime dokunarak almaya çalışmasını düşündükçe migdem daha da çok bulanıyordu.Gözümü kapatıp bulantının geçmesi için düşünmeye çalıştım ama bir türlü olmuyordu. Her seferinde onun tenime dokunduğu an geliyordu saçlarımı çekiştirerek oturduğum yerden kalkıp cama doğru ilerledim.
Pencereyi açıp derin derin nefes aldım.
Düşünme Aslı düşünme. Bir haftadır her gün böyleydim. O günahkar geceyi hatırladığım zaman aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyordum. Sokaktan geçen arabaların karınca gibi görüntüsüne bakarken bir anda gözümün önüne kabustaki o mavi gözler gelince elimle ağzımı kapatıp hizla lavaboya koşturdum .Kapıyı ardımdan kapatıp klozete eğilip migdemde ne varsa kustum .
Murat'ın-"Aslı...ne oldu....?"diye korkuyla seslenişini duysamda cevap verecek halde degildim. Sifonu çekip ağzımı peceteyle silip oturduğum yerde hıçkırarak aglamaya başladım.
Geçmiyordu iste bitmiyordu. Ne zaman tamam yok artık bitti desem gene Emir çıkıyordu karşıma .Yeniden dönüyordum o günlere .Dizlerimi göğsüme çekip diz kapaklarıma başımı yaslayıp Murat'ın uzun zamandır duymadığım sesini dinleyerek kapıdan boşluğa baktım. Onu gelememesede seslenişi bana yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gardenya Günahsız Melek
General FictionÇocukluğundan çok mu farklı yoksa ben mi yanlış görüyorum ,hissediyorum ?Nerede o benimle evcilik oynayan ,nerede o ben düşünce ağlamayayım diye sarılan ,pamuk şekerle kendine sakal yapan ,yüzünden hiç gülümsemesi eksik olmayan ilk aşkım. Karşımda b...