PERESTİŞ

28

Selamlar bebeklerim. Gün sınırlaması yapmaktan vazgeçmiş bulunuyorum. Bölüm biter bitmez yayınlamaya karar verdim. Yazma dürtümü de engelleyemediğimden dolayı her an bölüm gelebilir. Hiç beklemediğiniz anlarda buralarda buluşuruz.

Yorum konusunda vur dediğimde öldüren arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Yaptığınız yorumlar sayesinden ilham geliyor bebişlerim unutmayın bunu :)))

Neyse gidiyorum ben. Siz de bölüme doğru ilerleyin bakalım.

Keyifli okumalar

Cemal'den

Yüzüme vuran güneşle gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şey Nisa'nın burnu oldu. Gülümseyip biraz uzaklaştım ve yüzünü incelemeye başladım.

Saçları dağılmış ve yastığa yayılmış,dudaklarını her uykusunda yaptığı gibi uzatmış ve kaşları da benim az önce uyanmamı sağlayan güneş yüzünden çatılmış.

Çıplak bedenini büyük ölçüde kapatan yorgan aşık olduğum boynunu gizleyememiş. Kendimi tutamayıp bir öpücük kondurdum boynuna. Kıpırdansa da uyumaya devam etti.

Uyandıktan sonra olacakları tahmin ettiğimden en azından daha az utansın diye yataktan çıktım. Banyoya girip kendimi suya bıraktım.

Hızlı bir duş alıp çıktım. Aynada kendime bakınca gözlerimdeki parıltıya şaşırdım. Yenilenmiş gibi hissediyordum zaten ama bunun dışardan farkedilebileceğini düşünmemiştim.Yani şimdi biri beni görse dün gece neler olduğunu kesin anlardı.

Daha fazla oyalanmadan giyinip banyodan çıktım. Odaya girince yerde duran kıyafetlere bakıp gülümsedim. Hepsini toplayıp banyoya götürdükten sonra tekrar odaya döndüm.

Nisa için daha erkendi. Biraz daha uyanmaz herhalde. Malum yoruldu.Bu yüzden sessizce mutfağa geldim. Kahvaltı hazırlamak için işe koyuldum.

Yaklaşık yarım saat sonra Nisa'yı uyandırmak için odaya girdim. Zaten uyanmış ve karşıdaki pencereden dışarıyı izliyordu. Geldiğimi görünce bana döndü.

Yanına oturup alnından öptüm. "Günaydın" Gülümseyip bana baktı. Biraz geçtikten sonra cevap verdi "Günaydın"

Tam tahmin ettiğim gibi utanıyordu ve bu sesine bile yansımıştı. Onu rahatlatmam gerekiyordu. En azından benden köşe bucak kaçmamalıydı.

Yanağını okşayıp gülümsedim. Eğilip boynunu öptüm ve yataktan kalktım. Dolaptan kendi tshirtlerimden birini aldım. Nisa'ya dönüp tshirtü uzattım.

Anlamayarak bana baktı. Saçını öpüp konuştum "Hadi duşa gir. Sen çıkana kadar kahvaltı hazır olur" Sonra da bir şey söylemeden odadan çıktım. Mutfağa gelip işime devam ettim. Bir süre sonra banyodan su sesi gelmeye başladı.

Aklımdan hiç çıkmayan görüntülerle kahvaltı hazırlamaya devam ettim. Dün gece için bir plan yapmamıştım. Daha önce de konuştuğumuz gibi bu planlı olacak bir şey de değil zaten. Akışına bıraktık ve en doğru zamanı kalplerimiz buldu.

Mutluyum ve bunu gizleme gereği duymuyorum. Uzun zamandır istediğim bir şeydi ve bunu da hiçbir zaman gizlemedim Nisa'dan. Onu zorlama gibi bir durum söz konusu bile olamazdı ama her fırsatta belli ettiğimi de inkar edemem.

O bana istemediğine dair en ufak bir şey bile söyleseydi ya da bunu belli etseydi bir daha bu konuyu değil konuşmak aklımdan bile geçirmezdim. Ama o da istemişti ve sonucunda da olanlar oldu işte.

Şimdi tek isteğim bu durumdan pişman olmaması. Kendini kötü hissederse bu beni fazlasıyla üzer. Böyle olsun istemiyorum ve onun iyi hissetmesi için de elimden gelen her şeyi yapacağım.