24

790 22 92
                                        

Selamlar. Söylemiştim zaten ama görmeyenler için burdan da haber veriyim bundan sonra ekstra bir durum olmadığı sürece pazartesi ve cuma günleri bölüm gelecek. Atamayacak olursam da bunu önceden haber veririm.

Bu arada annemin türk olup olmadığıni bile bilmeyen ve hatta doğum gününü bile bilmeyen biri yerine doğum günümü günlerce kutlayan birini tercih ederdim. Onlar değil sevgili arkadaş bile değiller diyor ve sizi bölüme yönlendiriyorum.

Keyifli okumalar

Cemal'den

Elimdeki bezle sehpanın tozunu alırken bir yandan da söyleniyorum. Ben neden toz alıyorum şuan ya. Oflayarak mutfakta kahvaltı hazırlayan Nisa'ya seslendim.

"Nisa yeter bu kadar her yer çok temiz oldu" Cevap gelmeyince elimdeki bezi bırakıp salondan çıktım. Nisa'nın yanına gitmeye çekinsem de cesaretimi toplayıp mutfağa girdim.

Beni görünce kaşlarını çattı "Bitti mi işin" Kafamı sallayıp onayladım. Nasıl daldıysa seslendiğimi duymamış bile.

"Bak iyice temizledin mi her yeri. Hiçbir yerde toz kalmaması gerekiyor ona göre" Gözlerimi devirip ofladım. Omzuma vurdu ve işine geri döndü.

Bunca telaşın sebebi annemlerin kahvaltıya gelecek olması. Final günü dışında onlarla hiç görüşmediği için aslında ilk defa tanışmış olacaklar.

Aylardır ne zaman bir araya gelecek olsak hep bir şey çıktı ve görüşemedik. Yani daha doğrusu Nisa görüşemedi. Şimdi de fırsatını bulmuşken onları buraya çağırdık.

Ama Nisa o kadar telaşlı ki etrafındaki her yere negatif enerji yayıyor resmen. İlk defa görmeyecek yani ne bu telaş anlamıyorum. Sesimi de çıkaramıyorum çünkü her an beni dövecekmiş gibi bakıyor.

"Neden dikiliyorsun orda. Ya yardım et ya da çık mutfaktan hadi" Tercihimi neyden yana kullandığımı tahmin etmez zor değil bence.

Yatak odasına gelip yatağa uzandım. Nasıl olsa her yaptığıma kızacaktı. En iyisi uzak durmak. Telefonumu alıp oyun oynamaya başladım. Tam en heyecanlı yerinde Nisa'nın bağırışıyla yerimden sıçradım. Tabi telefon da elimden düştü.

"Ben orda koşturuyorum sen burda oyun mu oynuyorsun" Şokla kapıda dikilen Nisa'ya baktım. "Sen kovdun ya"

Bana dünyanın en pislik insanıymışım gibi baktı ve arkasını dönüp gitti. Ben ne yaptım şimdi ya. Birkaç saniye boş boş arkasından baktım. Sonra hızla yataktan kalkıp peşinden gittim.

Mutfağa girdiğimde geldiğimi fark etse de arkasını dönmeyip işine devam etti. Arkasından beline sarılıp yanağını öptüm. "Git ya. Kızınca hemen gelirsin tabi"

"Ya güzelim bu kadar kasma kendini. Gelecek olanlar da insan" Oflayıp karnında birleştirdiğim ellerimi tuttu. Başını göğsüme yasladı. Saçına bir öpücük kondurup elimin üstündeki ellerini okşadım.

"Her şey sorunsuz olsun istiyorum. Beni severler değil mi" Söylediklerine güldüm. Bu kız onu ilk defa göreceklerini falan mı sanıyor acaba. Aylarca bizi izlediklerinin farkında değil sanırım.

"Sana bayılıyorlar Nisa. Bizi izlerken de seni çok seviyorlarmış zaten. Hele şimdi daha çok seviyorlar" Yüzünü bana cevirip gülümsedi. Ben de fırsat ayağıma gelmişken dudağına eğildim.

O kadar kısa sürdü ki sanki hiç olmamış gibiydi. Masayı hazırlama bahanesiyle hemen kaçtı yanımdan. Ben de öksüz kalmış gibi baktım arkasından.

Ama ben yine ona acıyıp yardım ettim ve masayı birlikte hazırladık.İşimiz bitince sanki çok iş yapmışım gibi koltuğa oturup başımı geriye attım ve gözlerimi kapattım.

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin