Bazı şeyleri hazmedip kafamda oturtup geri geldim. Cemnisten uzak kalma sürem bu kadarmış demek ki.
Anladım ki içimde bitiremiyorum onları ben de hayallerimi yazıyım dedim. Onlar belki birlikte olmicaklar ama bizim kurgumuzda mutlular.
Eskisi gibi sık bölüm gelmez ama kendimi iyi hissettiğim onları özlediğim her an yazmayı düşünüyorum. Hala burda olan varsa bana katılabilir.
Keyifli okumalar
Cemal'den
Ne kadar süredir burda böyle duruyoruz bilmiyorum. Az önce geçirdiğimiz muhteşem anlardan sonra yanımızdaki kaldırıma çöktük. Nisa omzuma yaslandı ben de onu kollarımla sardım.
"Hala bizi bekliyorlar mıdır" Nisa'nın sorusuyla gülümsedim. Ordakileri öylece bırakıp çıktığımız için geride ne durumda kaldıklarını bilmiyorduk. Deli gibi merak ettiklerine eminim. "Beklemek zorundalar. Montlarımız telefonlarımız her şeyimiz orda"
İkimiz de gülmeye başladık. Buna aşk sarhoşluğu denilebilir. O duruma tam uyuyoruz çünkü. Elini tutup ayağa kalktım. O da kalkınca geldiğimiz yöne yürümeye başladık. Elini tutmayı bile özlemişim.
Kapıya geldiğimizde bizimkilerin çıktığını gördük. Bizi görünce rahatladılar. Ellerimize bakıp gülmeye başladılar. Berkan omzuma vurup konuştu."Sonunda be. Aferin size"
"Kıskandın falan ama belli ki bu sayede barıştınız işte" Danlanın söyledikleriyle tekrar sinirlensem de belli etmedim. "Bu arada bizim eşyaları aldınız mı"
Lale montlarımızı uzatınca hemen giyindik. Nisa önünü açık bıraktı her zamanki gibi. Ona dönüp önünü kapattım. Sonra da üşümüş burnuna bir öpücük bıraktım. Burnuna bir zaafım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Çok soğuk olduğu için daha fazla oyalanmayıp arabalara bindik. Bizi Danla bırakacaktı. Yol boyunca,açık olan müziğin de etkisiyle hiç konuşmadık. Kollarımda olan Nisa'nın saçına bıraktığım öpücükler hiç bitmezken ara sıra bakışıp salak salak sırıtmalarımız da son bulmuyordu. Danla aynadan bize bakıp gülüyor ve ne kadar saçma bir çif olduğumuz hakkında yorumlar yapıyordu.
Sonunda evin önüne geldiğimizde Danla'yla vedalaşıp arabadan indik. Asansöre binene kadar el ele sessiz bir şekilde yürüdük. Asansörde aynadan birbirimize bakıp sırıtmaya devam ettik. Gerçekten de saçma bir çift olabiliriz.
Bizim kata geldiğimizde iki kapı arasında kısa bir süre tereddüt etsek de sonunda benim hamlemle Nisa'nın dairesine yöneldik. O evi özlemiştim. Bir hafta oldu sonuçta. Bunun benim evimin aşırı dağınık olmasıyla kesinlikle alakası yok.
Eve girince aramızdaki sessizliği bozmadan montlarımızı çıkardık. Nisa odasına yönelince ben de peşinden gittim. Odaya girip beni de arkasında görünce merakla baktı.
"Kıyafet alacağım. Bunlarla duramam ya" Gülümseyip kafasıyla onayladı. Dolaptan kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Üzerimi olabilecek en hızlı şekilde değiştirip çıktım. Aynı anda Nisa'da odadan çıktı. Elini tutup salona ilerledim. Birlikte koltuğa oturduk ve hiç vakit kaybetmeden kollarımın arasına hapsettim onu. Uzun uzun sarıldık. Ayrı geçen günlerin acısını çıkarır gibi.
"Barıştık falan tamam da o kızla ilgili her şeyi anlatacaksın bana" Nihayet Nisa'nın konuşmasıyla gülümsedim. Bu konuyu konuşacağımızı zaten biliyordum. Ahiret sorgusuna hazırlıklıydım yani. "Tamam anlatacağım"
Kollarımdan çıkıp ama aramızdaki mesafeyi açmadan karşımda durdu. El ele diz dize durmaya devam ediyorduk. Tekrar bu hale gelebildiğimiz için ne kadar şükretsem az.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
Teen FictionBirbirinin aynısı olan iki aşık. Kader onları akıllarına hiç gelmeyecek bir yerde birleştirdi. O andan sonra birbirlerinden kopmaları mümkün değildi.