Yine ben ve saçma saatlerim sizlerleyim. Aslında yetişmez diye düşünüyodum ama imkansızı başardım ve bölümü atıyorum.
Cemnis açısından güzel gelişmeler oluyo ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyo. Hiz paralel evrende onları everdik sayılır. Darısı gerçeğinin başına :))
Keyifli okumalar
Cemal'den
Nisa benimle konuşmak istemiyor. Ben ise onun sesini duymak için can atıyorum. Kalbini kırdım ve bunun telafisi çok zor olacak. Onda yarattığım hayal kırıklığını gidermek mümkün mü bilmiyorum.
Canım yanıyor. Kalbimde büyük bir ağırlık var. Suçluyum. Orda ne olduğunu bilmiyor ve belki aklından çok daha kötü şeyler geçiyor ama bilse bile bir şey değişir mi sanmıyorum. Oraya gitmem de büyük bir hataydı. Aklımdan ne geçiyordu ki.
İki gündür yaptığım tek şey ölmemek için iki lokma yemek, tuvalet ki bunu engelleyemiyorum malesef ve toplamda 3-4 saat uyku. Onun dışında televizyonun karşısındaki koltukta oturup boş boş etrafı seyrediyorum. Gözüm sürekli telefonda. Bir küçük mesaja bile razıyım ama yok. Hiçbir şey yok.
Aramıyorum çünkü açmayacağını biliyorum. Ama sürekli mesaj atıyorum. Okuyor mu bilmiyorum ama ne kadar pişman olduğumu bilsin istiyorum. Haberlerini Lale'den alıyorum. O da bana çok kızgın. Yaptığımın kolay kolay affedilecek bir şey olmadığını söyleyip duruyor. Yani Nisa'yı sormak için olan aramalarım onun beni azarlamasıyla son buluyor.
Şimdi hava kararmak üzere. Zaman kavramını da yitirdim sayılır. Dikkat ettiğim tek şey güneşin doğması ve batması. Gerçi güneş iki gündür doğmuyor benim için de neyse.
Yine Nisa'yı sormak için Lale'yi aradım. İkinci çalışta açtı. Beni bekliyordu heralde. "Merhaba Cemal. Sormadan söylüyorum hemen. Nisa uyuyor" saate baktım. Daha çok erkendi. Fazlasıyla erken.
"Neden bu saatte uyudu ki. Hasta mı yoksa" Derin bir nefes aldı Lale. Sabır diler gibi bir nefesti. Yine başlıyor diye düşündüm." Gecesini ağlayarak geçirdiği için uyuyamıyor. Sonra da böyle alakasız saatlerde uyuyakalıyor işte." Sesi oldukça iğneleyiciydi. Ellerimi saçlarıma götürüp karıştırdım. Sonra bunu yapmayı en çok Nisa'nın sevdiği geldi aklıma. Şimdi o eller benden çok uzaktaydı.Gözlerim dolarken kısık sesle konuştum."Benim onu görmem lazım. Lütfen sadece on dakika görsem yeter."
"Olmaz Cemal. Nisa istemediği sürece böyle bir şey için zorlayamam onu. Hem zaten şuan kırgınlıktan çok kızgınlık hakim ona. Daha kötü olur her şey. Biraz daha sakinleşmesini bekle." Sessiz kaldım. O isteyene kadar bekleyecektim.
Telefonu kapatıp başımı koltukta geriye yasladım. Yaşlarım gözümden saçıma bir yol izlerken bu sefer onları silecek kişinin yanımda olmaması daha fazla ağlamama sebep oldu. Onun elleri,gözleri,kokusu olmadan daha kaç gün geçirebilirim bilmiyorum.
Nisa'dan
Gözlerimi Lale'nin sesiyle açtım. Görünürde yoktu o yüzden yerimden doğrulup etrafa baktım. Odanın dışında kapının önünde telefonla konuşuyordu. Cemal'le konuştuğunu anlamıştım. İki gündür olduğu gibi söyleniyordu yine. Beni savunuyordu.
Sonra söylediklerinden anladığım kadarıyla Cemal beni görmek istemişti. Lale'de buna izin vermemişti. Henüz onu görmeye hazır değildim ve o da bunu biliyordu. Gerçi ne zaman hazır olacağımı ben de bilmiyorum.
Telefonu kapatıp yanıma geldi ve uyandığımı görünce gülümsedi. "Telefon çalınca uyanma diye kalktım yanından. Benim sesime mi uyandın" Kafamı sallayıp üzerimdeki örtüyü kenara attım. Oturur pozisyona gelip gözlerimi ovuşturdum. Ne kadar uyumuştum acaba.
![](https://img.wattpad.com/cover/246096532-288-k37476.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
Ficção AdolescenteBirbirinin aynısı olan iki aşık. Kader onları akıllarına hiç gelmeyecek bir yerde birleştirdi. O andan sonra birbirlerinden kopmaları mümkün değildi.