3

1.2K 39 22
                                        

Cemal'den

Sanki buraya gelirken yeterince heyecanlanmamışım gibi şimdi anlatacaklarımı düşününce daha da heyecanlanıyorum. Ne tepki verir kestiremiyorum. Her şeyin daha beter olmasından korkuyorum. Benden daha fazla uzaklaşmasından korkuyorum.

Bütün bu hissettiklerim benim suçum değil. İnsan ne zaman ve kime olacağını seçemiyor malesef. Yine de bir tarafım bunun karşılıksız olmadığına inanmak istiyor.

Çıktıktan sonra ordaki bizi izlediğimde birbirimize nasıl baktığımızı gördüm. Kendimin ne hissettiğimi bildiğimden bu durum bana garip gelmedi. Ama Nisa da benim ona baktığım gibi bakıyordu. O zamana kadar tamamen umutsuzluğa düşmüş ben o anda bir anda umut doldum. Olabilir mi, o da bana aşık olmuş olabilir mi?

Tabi bunu dile getirecek cesareti tam üç ay sonra bulabilmiştim, ama şuan, tam gözlerine bakıyorken bu çok zor. Gözlerini görebiliyor olmak çok garip. Sebebi geldiğimden beri hiç gülmemiş olması. Şuan karşımda söyleyeceklerimi beklerken gözleri belki de hiç olmadığı kadar büyük bakıyor bana.

Yanındayken bu kadar uzaktan bakmak bile yeterince zor olduğundan gözlerine bakmaktan vazgeçip kafamı çevirdim geldiğimden beri dostum olan duvara.

Derin bir nefes alıp kendimi hazırladım. Belki de söylememem en iyisi diye düşündüm sonra. Aramızdaki sorunları halledip eskisi gibi olmak daha risksiz olur sonuçta. Gitme ihtimali olmaz o zaman. Kaçmaz benden.

"Yarışmadan sonra, sen Prag'dayken, kimseyle görüşmek istemediğim, yalnız kalmak istediğim bir dönem oldu. Sen sadece kendine özel sanıp üzülmüştün ama aslında o yarışmayı hatırlatan her şeyden uzaklaşmak istedim o dönem. Kafamda oturtmam gereken, emin olmam gereken şeyler vardı. Baştan beni yanlış anlayıp daha sonra hak vermiştin. O zaman bu kadar kırıldığını düşünmemiştim."

Sözümü kesip bana o en sevdiğim hallerinden biriyle bakmaya başladı. Sinirliylen sanki daha bir güzel olduğunu kabulleneli epey olmuştu.

"Sana bunun için kırılmadım. Benden başka herkese zaman ayırdın sen. Tek sorunun benleymiş gibi davrandın. Sadece benden uzaklaştın. Ben daha dönmeden seni kimlerin yanında gördüm. "

Çok haklısın ama hepsine değil sadece sana aşık oldum o sebeple de senden uzaklaşmak istedim diyemedim tabi. Bu nasıl anlatılırdı ki. Onu hiç haberi olmayan bir durumdan dolayı defalarca suçlamış, uzaklaşmamızın sebebini hep ondan bilmiştim. Oysa onun yaptığı tek şey yaptığım anlamsız davranışlara bir anlam verememisiydi. Ama o da çok masum sayılmazdı. İnadıma yaptığı hareketleri, bana nispet olsun diye gözüme soka soka görüştüğü kişileri unutacak değilim.

"Evet haklısın. Bu sana yaptığım bir haksızlıktı. Ama sen de döner dönmez benim yanıma gelmek yerine kendine yeni bir yoldaş bulmayı seçtin."

Bu sefer kırgınlığı ulaştı gözlerine. Canını acıtmıştım ve şimdi açtığım yarayı kapatmak için sarılamıyorum bile.

" Ben buraya geldikten nerdeyse bir ay sonra gelebildin sen. Türkiye'ye ayak bastığım ilk andan itibaren sadece o vardı yanımda. Hayal ettiğim bu değildi ama hep yanımda oldu. Senin için ağladığımda da o vardı yanımda. Şimdi beni bununla suçlayamazsın. Benimle olmak isteyenler yanıma geldiler hemen. İletişime geçtiler benimle. Sen ne yaptın peki. Heralde senin peşinden koşmamı istedin. Hep ilk adımı benim atmamı istedin."

Baştan her şeyi konuşmak isteyen ben şuan bunun çok da iyi bir fikir olmadığını anladım. İkimizin de hem haklı hem haksız olduğu konular var ve bu şekilde birbirimizi kırıyoruz sadece.

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin